'Yaptığı eleştiri değil hakaret! Ayça ayıp etti...'

Zafer Algöz, Hürriyet'ten Sinem Vural'ın sorularını yanıtladı.

Google Haberlere Abone ol
'Yaptığı eleştiri değil hakaret! Ayça ayıp etti...'

23 Şubat'ta vizyona giren 'Görevimiz Tatil' filminin başrol oyuncusu Zafer Algöz, Hürriyet Gazetesi'nden Sinem Vural'ın sorularını yanıtladı. Algöz, Arif V 216 filmi vizyondayken Ayça Tekindor'la yaşadığı polemiğe de açıklık getirdi.



Sinem VURAL / HÜRRİYET



Yaptığı eleştiri değil hakaret! Ayça ayıp etti...



Şahan Gökbakar’ın yorumu espriliydi ama siz belli ki Ayça Tekindor’a kırılmışsınız.



- Şahan’la tanışmıyoruz zaten. Kimse kusura bakmasın, eleştiri adı altında yapılan bir saygısızlık var ortada. İyi bir film “Arif v 216”. Almanlar “Türkiye’de böyle film yapılıyor mu” dediler, izlerken kafayı yediler. Almanca altyazıyla ağızları açık izlediler filmi. Kendi sinemamız adına hoşuma gidiyor bu. Acımasızca eleştirildiğinde de dayanamıyor yanıt veriyorum. Belki hep susmak en doğru olanı. Bazıları da diyor ki sen Cem Yılmaz’ın avukatı mısın? Ben kendi işimin avukatıyım. Hangi filmin içinde olursam olayım, arkasında dururum. Bu filmin de arkasındayım. Elbette eleştiri yapabilirsin ama hakaret edemezsin.



Ayça Tekindor’un yaptığı “Arif v 216”yla ilgili olumsuz yoruma, “IBAN yolla, paranı iade edeyim” tweet’iyle karşılık verdiniz. Şahan Gökbakar da “Kayhan” için ödediği bilet parasını isteyen birine “O işlere Zafer abiniz bakıyor” diye karşılık verdi. Artık beğenmediğimiz her film için size mi başvuruyoruz?



- Herhangi birine kalkıp da böyle bir şey söylememiştim şimdiye kadar. Ayça’yı tanıdığım için o yanıtı yazdım. Çünkü “Televizyon Çocuğu” ve “Zaga” döneminde üç sene birlikte çalıştık. Elimizde büyüdü diye bir deyim vardır ya, öyle...

O zaman gencecik bir kızdı, bir müzik kanalında keman çalıp sunum yapıyordu. Bizim ekibe dahil olmak istedi, arkadaş olarak aramıza aldık. Bir insanın herhangi bir işi beğenmeme hakkı elbette var. Ama o yanıtı birçok köşe yazarı yanlış anladı. “Eleştiriye açık değil” dediler benim için. Sinema eleştirmenleri bile “Eleştiriye böyle yanıt verilmez” dedi.

Beni bir tek Hıncal Uluç anladı. Ona teşekkür ediyor, ellerinden öpüyorum.



Sorun neydi peki?



- Birincisi bu eleştiri değil, hakaret! “Hayatımda gördüğüm en kötü film” diyor. “Gitmeyin, zamanınıza yazık” diyor. O kadar emek verilmiş bir iş... Bu, harcanan emeğe saygısızlıktır. Kimsenin işi için bunu demezsin. Ayça gibi tanıdığım birinin böyle yapmasına bozuldum. Sıradan biri olsa, “En kötü film buysa bunu ilk sıraya koy, altına dört tane daha yaz. En beğendiğin beş tanesini de yaz ki sinema konusunda bilgini, görgünü görüp ona göre yanıt verelim” derdim. Tanıdık biri olduğu için bunu söyledim.



Meselenin bir de şu boyutu var. Filmin bileti ayın 1’inde çıktı, 5’inde gösterime girdi. İlk gün gitmiş, filme 13.30’da girmişsin. 15.30’da çıkmış ve 15.36’da bu tweet’i atmışsın. Demişsin ki ilk vuran ben olayım! Çok ayıp bu. Vefasızlık; arkadaşlığa yapılan bir ayıp. Gerçekten böyle bir düşüncen varsa şahsi olarak bana mesaj at. Öper başıma koyarım. Bu bir eleştiridir. Sosyal medyada herkesin önünde bu lafı edersen, ben de böyle bir laf ederim. Kaldı ki ben bunu ne hakaret, ne eleştiriye tahammülsüzlük anlamında söyledim. Şahan’ın da niye “Bu işlere Zafer Algöz abimiz bakıyor” dediğini açıkçası anlamadım.



Röportajın devamını okumak için TIKLAYIN


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin