MEDYATAVA / GİZEM ERTÜRK
Bu filmde yer almanızı sağlayan, sizi heyecanlandıran en önemli şey ne oldu?
Mesajı benim için çok önemliydi. Çocukluğumuzda önemsiz gibi görünen yaşadığımız olumsuz anılar aslında bizim travmalarımız. Burada baba aslında kızını her şeyden çok seviyor ama kendisi bile ona karşı kötü bir davranışta bulunduğunun farkında değil. Asıl meseleyi olayların arkasında anlatılan hikayeler beni daha çok heyecanlandırıyor. Cansu’nun yazıp yönettiği filmde bu yüzden yer almak istedim.
Hikayeyi içselleştirmeniz nasıl oldu?
Benim canlandırdığım karakter açısından bakmam daha doğruydu. Kızı hariç artık tutunacak yeri kalmayan bir adamın hikayesi. Aslında hepimizden biri, samimi ve içten biri yaratmak istedim. Zaten onu suçlamakta zorlanıyoruz.
Filmdekine benzer bir deneyimi gerçek hayatta yaşasaydınız nasıl telafi ederdiniz?
Bence adamın yaklaşımı gayet doğal ve samimi. Aslında sorun dağıtmasında değil, sadece baba ne yaptığının farkında değil. Yaşamak istediğini yaşayamayan bir adamın hikayesi. Yaşadığı yerden, yaşayamadığı aşktan ve yaptığı işten çok mutsuz. Onu orada tutan tek şey kızı. Belki de bilinç altı bu yüzden orada kızına karşı bir suçlaması var…
Siz aşkı nasıl tarif edersiniz?
Bizim yaşamamıza sebep olan tek şey aşk. Aşk olmadığı sürece yaptığınız her şeyin hiçbir anlamı kalmıyor. Aşk sonsuza dek sürer, yeter ki doğru yerden bakın ve an da kalmaya çalışın. Tabii ki baba karakteri gerçek aşkı bulamadığı için var olduğunu sorguluyor.
“HATIRLA SEVGİLİ BUGÜN ÇEKİLSE YİNE ETKİYİ YARATIR”
Sizce Hatırla Sevgili bugün çekilseydi yine aynı etkiyi yaratır mıydı?
Hatırla Sevgili televizyon dünyasına damgasını vurmuş bir dizi. Bugün çekilse ve yayınlansa aynı etkiyi yaratır Hatırla Sevgili hem yakın tarihimizi objektif olarak anlattı hem de çok güçlü melodramatik bir aşk hikayesi vardı. Bütün karakterlerin çok güzel hikayeleri vardı.
“DEMEK Kİ BİZDE BİR SORUN VAR"
Sizce sinemada film izlemek başka mı evde izlemek onun yerini aldı mı?
Ben sinema filmini sinemada izleyenlerdenim. Bu yüzünden sinemayı tiyatro gibi sonuna kadar savunanlardan olacağım. Fransa’ya baktığınızda insanlar sinemaya gidiyor ve hala fazlasıyla filmler izleniyor. Demek ki bizde bir sorun var. Niye insanlar sinemaya gitmiyor? Bunları gözden geçirerek çözümler bulmak lazım.
Filmin soundtrack şarkısı Kaan Tangöze’den… Sizde oynadığınız karakterle Kaan Tangöze arasında bir benzerlik hissetiniz mi?
Kendisini çok beğeniyorum. Türkiye’ye 2005’te geldiğimde İzmir’de bir konserine gitmiştim ve ilk defa orada sahnede izleme şansını bulmuştum. Karakter yaklaşımını onun üzerinden bir çalışma yaparak çıkarmadık ama benzetmeniz enteresan, hiç düşünmemiştim.
Sizin genel olarak “kısa film”e bakışınız nedir?
Bence kısa filmlerin daha çok çekilmesi lazım ve desteklenmesi gerekiyor. Mesela Fransa’da bir kanun var: her uzun-metraj çekmeden önce yapım şirketi bir kısa-metraj çekmek zorunda. Senede 300 film çekiliyorsa bu 300 kısa film demek, 300 yeni yönetmen ve bunların festivalleri. Yaratıcılık için bence çok faydalı bir yöntem. Keşke Türkiye’de de uygulansa.
Pandemi özellikle kültür-sanat dünyası için çok zordu… Sizi kişisel olarak nasıl etkiledi?
Beni çok etkiledi. Çünkü yapımcı ve oyuncu olarak oynadığım ‘Çıplak Vatandaşlar’ oyunumu askıya almak mecburiyetinde kaldım. Bu sezon da oynayamayacağız, ama seneye her şey yoluna girerse tekrar sahneye çıkmaya planlıyoruz.
Sırada neler var bu sonbahar ve kışta sizi nerelerde izleyebileceğiz?
Dijital platforma bir diziyle dönüyorum, şu anda çekimlerindeyim. Rolüm çok güzel ve inanılmaz bir iş oluyor. Çok emek var. Bir de genç bir yönetmenin çok güzel bir hikayesinde farklı bir rolde göreceksiniz beni. Kasım ayında çekimleri başlıyor.