İŞTE OKUR TEMSİLCİS'İNİN SAYFASINDAKİ YAZILAR
OKURLARIMIZ hatırlayacaklar, bir önceki haftanın Pazar ekinde,
Habertürk TV Kanalı’nın sahibi olan tanınmış gazeteci Ufuk
Güldemir’in ‘Acıdır Ayının Ölümü’ başlıklı yazısı yayımlandı. Ufuk
Güldemir, bir arkadaşıyla, önce üç saatlik bir uçuşla Moskova’ya,
sonra 9.5 saatlik bir uçuşla Rusya’nın Doğu kıyısına, ardından beş
saatlik bir otomobil yolculuğu ve dört saatlik kar motoru
yolculuğuyla Kamçatka’ya ulaşmış ve ayı avına katılmıştı. Güldemir,
günler süren bu av gezisinde bir Kamçatka ayısı da vurmuştu.
Yazının yayımlandığı Pazar günü, Hürriyet’e çok sayıda tepki
telefonu geldi. Hürriyet’in kendi editör ve muhabirleri de haberi
eleştirdiler. Daha ilginci, Hürriyet’in Pazar ekini hazırlayanlar
da bu konuda ikiye ayrıldılar. Bazıları, bu haberin yayımlanmasını
şiddetle eleştirdiler. ‘Hayvanseverler için özel sayfası bulunan,
Pako’ya yazı yazdıran Hürriyet, böyle bir yazıyı nasıl yayımlar?’
diye soruldu.
Yanda, hem okurlarımızın, hem de Hürriyet’in bazı editör ve
muhabirlerinin tepkilerini okuyacaksınız.
NEDEN YAYIMLANDI?
Yazının yayımlanması kararını alan editörler, ortada bir yanlışlık
olmadığına inanıyorlar ve şöyle diyorlar:
‘Hürriyet, popüler bir gazete ve biz de misyon gazeteciliği
yapmıyoruz. Popüler gazetecilik, misyon gazeteciliği gibi keskin
kurallar koyamaz. Avcılık bir haberse, bu haber de yayınlanır. Eğer
hayvanseverler kızacak diye av haberlerini yok sayarsak, bunun sonu
gelmez. Yarın öbür gün vejetaryenler etkin bir grup olduğunda,
kebapçı haberi verilmesin denebilir. Bizce Hürriyet hem hayvan
hakları konusunda hassasiyet gösteren bir gazetedir, hem de yeri
geldiğinde bir avcı yazısı yayımlayabilir.’
ÖNEMLİ BİR HABER AMA
Avcılık bir dünya gerçeği. Hem dünyada, hem Türkiye’de pek çok
insan av meraklısı. Bunun için çok önemli paralar harcanıyor. Özel
yayın organları, dergiler var. Pek çok Türk (ki aralarında tanınmış
isimler var) yurtdışına av turları yapıyor. Pek çok yabancı turist
de aynı şekilde binlerce dolar harcayıp Türkiye’nin Toros Dağları
gibi bölgelerinde av gezilerine katılıyor. Ve tabii ki tüm bunlar,
gazeteler için haber konuları. Hayvanseverler kızar diye bu tür
haberleri görmezden gelmek, Hürriyet’in ilkelerine de aykırı
düşer.
Eğer ünlü bir televizyon sahibi, on binlerce dolara mal olduğu
anlaşılan bir av gezisine çıkmış, bu amaçla dünyanın öbür ucuna
gitmişse bu önemli bir haberdir. Bu tür bir haberde, böyle bir av
gezisinin, avcı için neden önemli olduğunu anlatmak ve hedeflenen
hayvanın özelliklerini belirtmek de haber için gereklidir.
NÜANSLAR VE YANLIŞLAR
Ancak buradaki yanlışlık, böyle bir haberi, avcının bizzat
kendisinin yazması ve şu tür ifadelere yer vermesi:
‘Karla kan birbirine acıyla karışıyor. Kar ve kan bu kadar mı
yakışırmış birbirine? Kızıl kar yağar mı hiç? Ayı ölünce kızıl kar
yağıyor ey sevgili okur...
Aleg’le beraber ayıyı yüzerken, balık kokan bu muhteşem hayvanı
okşuyorum. Ellerimi etlerine sürüyorum. Yağını kokluyorum, kokusunu
içime çekiyorum. Ya bir gören olsa ayıyı kokladığımı? Avcı niye
avlar bu kadar muhteşem bir hayvanı? Ellerimle penisini açıp
kemiğini çıkarıyorum.
Kamçatka coğrafyası, bir yanardağ arazisi. Penisleri kemikli
ayılarla, kızıl kar altında.’
GERÇEĞİ AKTARMALIYIZ
Hem gazeteciliğin, hem de Hürriyet’in 1 numaralı yayın ilkesi
şöyle:
‘Gazetecilikte temel işlev, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan
ve hiçbir baskının etkisi altında kalmadan, en kısa zamanda ve
edinilebilen tam bilgiyle kamuoyuna iletmektir.’
Dikkat edilirse, burada gerçeklerin içine ‘duyguların’
eklenebileceğinden söz edilmiyor. Bu nedenle, avcı tarafından
kaleme alınan yazıdaki bu ifadeler editörlerce çıkarılmalıydı.
Avcı, avlanırken böyle düşünebilir, bundan haz da duyabilir. Ancak
gazeteci, bunu yapmamalı. Sadece gerçeği aktarmalı. Eğer bu
cümleler haber için gereklidir deniliyorsa da, o zaman ‘Avcı böyle
düşündüğünü, böyle hissettiğini söyledi’ diye özellikle belirtmek
gerekirdi.
Ayrıca, ‘şiddet özendirmek’ de Hürriyet’in yayın ilkelerine
aykırı.
Okurlar: Kınıyoruz
IŞIL AKCAN Kendimi bildim bileli Hürriyet okurum ve gazetenizi
zevkle, çıkan haberlere inanarak ve güvenerek takip ederim. Buna
karşın, ‘Acıdır Ayının Ölümü’ adlı özel yazı yüzünden sizi
kınıyorum. Böyle iğrenç bir katliamın çok matahmış gibi anlatıldığı
bir yazıyı yayımlamamalıydınız. Yazıyı bizzat kaleme alan ‘avcı’,
edebi açıdan yayımlanmaya değer görülmüş bir üslup kullanmış
olabilir, ama içeriğin önemi yok mu?
AYŞEGÜL FİŞEK İnanın, ayı avını okurken çok rahatsız oldum. ‘Acaba
bir tek ben mi böyle hissediyorum’ diye düşündüm, sonra fark ettim
ki pek çok kişi benim gibi düşünüyor. Ayının çığlıkları, kurşun
giren bölgeyi ısırmaya çalışması, kanla örtülen kar, hayvanın
çaresizliği bende büyük bir öfke ve acı uyandırdı. Böyle bir
vahşetten nasıl zevk alındığını anlayamıyorum.
MUSTAFA GÖKOĞLU Ufuk Güldemir üşenmemiş, kalkmış Kamçatka’ya
gitmiş. Bir ayı da avlamış gerçekten. Sonra da bunu ballandırarak
yazmış. Hadi o yaptığı ile övünüyor, peki siz gazete olarak bunu
nasıl basıyorsunuz? Hem de nerede basmışsınız? Pako’nun olduğu
ekin, ertesi gün neredeyse aynı sayfasına.
NİHAL ERPEDEN 47 yaşındayım ve kendimi bildim bileli gazetenizin
iyi bir okuyucusuyum. Gazetenizdeki ayı avı haberini protesto
ediyorum. Hadi o yazının sahibi, böyle bir şey yazdı; benim
anlamadığım, sizin böyle bir yazının yayımlanmasına nasıl izin
verdiğiniz?
NİLGÜN ERTÜRK ‘Acıdır Ayının Ölümü’ yazısı için sizi kınıyorum.
Öğretici hiçbir yanı olmayan ya da belgesel hiçbir nitelik
taşımayan bu yazıyı yazan kişi hakkında yorum yapmaya gerek bile
duymuyorum. Bize özür borçlusunuz.
HÜRRİYET ÇALIŞANLARI
AYŞE KARASU ‘Kar ve kan bu kadar mı yakışırmış birbirine...’ Bu
cümleyle avladığı ayının ölümünü romantizmle süslemek isteyen
avcıyı kınıyorum. Bu yazıyı tam sayfa yayımlayan gazetemizin ise
bir süre hayvan haberleri vermemesini rica ediyorum.
BÜLENT OVACIK Dünyanın en sevimli ve en zararsız canlılarından biri
olan ayıyı vurup da sırtına yaslanarak poz veren kişiyi kınıyorum.
Her haber tepki diliyle yazılmaz tabii ki. Bu nedenle bu haberi
kullanarak sözde avcıları bize tanıtan Pazar eki yöneticilerine çok
teşekkür ediyorum.
ŞENAY ORDU Yazıyı okurken benim de o cinayette rolüm varmış gibi
geldi.
NAZİRE KALKAN Bu haber benim, ailemin ve geniş bir arkadaş çevremin
tüm hafta sonunu zehir etti. Bu tür bir haber günlük bir gazetenin
sayfalarında yer alamaz. Yer alırsa da ancak bir trajediyi gözler
önüne sermesi amacıyla basılır, özendirici şekilde değil.
Kukla Festivali
KEYİF Dergisi’ndeki ‘Kukla Festivali’nde İçki Yasağı’ başlıklı
haber-yorumu fevkalade talihsizlik olarak yorumluyorum.
Ülker, hiç kuşkusuz sağ tandanslı bir kuruluş, ama pek çok özel
sektör kuruluşunun yapmadığını yapıyor, çok ciddi sanatsal
faaliyetlere imza atıyor. Amacı tartışılabilir, ama sanatsever
olarak şükran duyuyoruz.
Gösteri arasında bedelsiz ‘Cola Turca’ dağıtımını ‘içki yasağı’
olarak tanımlamak hiçbir insafa sığmaz. Hele hele yazının sonundaki
‘Ülker Grubu’yla ilgisi olmayan bir kokteyl vardı da bünyeyi oradan
biraz serinletebildik’ esprisi ayıp ötesi. Çünkü festivalin adı
‘Ülker Kukla Festivali’ ve kokteyl de Ülker tarafından
düzenlenmişti. Ve de basın yemeği gibi, katılımcılara plaket
dağıtımı töreni gibi, kokteyl de doğal olarak içkiliydi.
İlla ki sansasyon yaratacağım diye de yazı yazılmaz ki! Bu mu
insaf, bu mu kültür tanıtımı, bu mu gazetecilik?
Üstün AKMEN
Uluslararası PEN Kulüpleri Federasyonu Türkiye Merkezi Başkan
TEMSİLCİNİN NOTU: Eleştiri konusu yazı, Kültürazzi köşesinde
yayımlandı. Köşenin editörü, ‘Bu köşe anonim hazırlanıyor.
Kültür-sanat dünyasına magazinel bir bakışı yansıtıyor. Sözü edilen
etkinlikte, içki arada değil, oyun sonrasında verildi. Bu
anlatılmak isteniyordu. Tabii ki Ülker’in sanata desteğini kimse
inkár edemez. Amacını aşan bir şey varsa özür dileriz’ dedi.
CEO ne demek?
ÖZÜR dilerim ama sormak zorunda kaldım. Sözlükleri karıştırdım ama
‘CEO’lara 500 Milyar Dolarlık Türkiye Sözü’ başlığındaki ‘CEO’
kelimesinin anlamını bulamadim. Lütfen anlamını yazar
mısınız?..
Ömer KÖŞEOĞLU
omer@koseoglu.com
TEMSİLCİNİN NOTU: Okurumuzun sorusuna ekonomi servisi yanıt verdi:
CEO, ‘Chief Executive Officer’ sözcüklerinin baş harflerinden
oluşuyor. Şirketlerde patrondan sonraki en yetkili kişi anlamında
kullanılıyor. Türkçe’deki tam karşılığı murahhas aza.
Yeniden verilecek
HAFTA içi her gün verdiğiniz ‘İZ BIRAKANLAR’ ekleri artık
verilmeyecek mi? Bir açıklama bekliyoruz, saygılarımla.
Bahri OVALI
TEMSİLCİNİN NOTU: Promosyon Müdürü Müfit Utkusuy, ‘İz Bırakanlar
serisinde 55. sayıya ulaştık. Yeni sayıların dağıtımı için de kısa
bir süre ara verdik. Okurlarımızın eksik sayılarını
tamamlayabilmeleri ve kaçıranlar için geçmiş sayıları 31 Mayıs
Pazartesi gününden (bugün) itibaren tekrar dağıtacağız. Cumartesi
günleri dahil günde iki farklı sayı dağıtılacak’ dedi.
OKURLARDAN KISA KISA...
ALİ ÖZKAN Spor sayfanızdaki ‘Schumi Kaza Yaptı, Trulli Birinci
Oldu’ başlığı, okuyucuyu yanıltıcı nitelikte. Sanki Schumi kaza
yapmasaydı, Trulli birinci olamayacaktı gibi bir anlam çıkıyor.
Halbuki yarışı izlemiş olan herkesin kabul edeceği gibi Schumi kaza
yapmasaydı da Trulli yarışı kazanacaktı.
DOĞAN ÇELEBİ Gazetenizde genellikle haberleri verirken, başlıkta
bir sefer, hemen girişte bir sefer daha, sona doğru bir kez daha
tekrar ediyorsunuz. Acaba bunda bir kasıt mı var? Yani, bizim bir
metni anlama kabiliyetimiz, en az 3 sefer söylenmesi ile mi
orantılı?
M. EMİN DİNÇÇAĞ Kullandığınız Samsun haberlerinin iki-üç yıllık
dökümünü yaparsanız, tümünün cinayet, kadın kaçırma gibi şiddet ve
cinsel içerikli olduğunu göreceksiniz. 300 bin nüfuslu bir kent
olan Samsun’da, kültürel hayat çok yoğunken, yüzlerce sivil toplum
örgütü varken ve her gün onlarca haber olabilecek etkinlik
düzenlenirken sadece bu tür haberlere yer verilmesini yanlış
buluyorum.
UFUK GÜLDEMİR'İN YAZDIĞI, HÜRRİYET PAZAR'IN YAYIMLADIĞI AYI YAZISINA TEPKİLER
Hürriyet, Okur mektupları köşesinde Ufuk Güldemir'in bir hafta önce Hürriyet Pazar'da yayımlanan "Acıdır Ayının Ölümü" başlıklı yazıya gelen eleştirilere yer verdi...
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin