AK Parti Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Pınar Işık Ardor'un sunduğu Pazar Siyaseti programına konuk oldu. Canlı yayında önemli açıklamalar yapan Bülent Turan 14 Mayıs seçimlerine 98 gün kala kritik konulara değindi.
Bülent Turan'a programın başında AK Parti'de rehavet olup olmadığını soran Pınar Işık Ardor, "Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkımı helal etmiyorum dedi. Mevzu Meclis'te olmayan vekiller. Çalışmıyor mu vekiller? Sizin de bir şikayetiniz var mı?"
Bülent Turan şu cevabı verdi:
"Biz uyarıyı aldık değerlendirdik, bizim için önemli bir uyarı. 20 yıldan beri AK Parti iktidarda. Şimdiye kadar Meclis'te hiç geçmeyen kanunumuz yok. Hiç geciken bir işimiz yok. AK Parti grubu neyi planlamışsa yerine getirdi. Bir rehavet olduğu iddiası külliyen yanlış bir iddia.
Ancak o gün bir eksik vekille oylamadan dolayı Meclis kapandığı için Cumhurbaşkanımız o sitemi yaptı.
O yüzden bu sitemi anlıyoruz.
(Peki Erdoğan neden böyle bir tepkide bulundu?) Biz ekside kapattık. Fakat vekillerimiz işinin başında. Benim tek görevim Meclis'te kalmak değil. Vekilin tek görevi Genel Merkez'de, grupta veya ilde olması mecbur değil. Hepsinin beraber planlanması lazım. Kolay bir iş değil.
Bu dönemde Meclis'te bir yoğunluk var. Hem seçim dönemine başlamasından dolayı normale göre çok daha yoğunuz.
Bir mutabakat var. Meclis Başkanlığı başkanlığında başkan vekillerinin imzası var. Yoklama için verilen arada 10 dakikadan az ara verilmez. O gün CHP'li olan arkadaş 5 dakika ara verdi. İnsanlar 5 dakikada gelemezler, lavaboda olan gelemez, komisyonda olan gelemez, millet Meclis'teydi aslında. Ama o 5 dakika ara vermesinden dolayı yetişemedi insanlar.
Ben nöbetçi başkanvekiliydim ve oradaydım. Bazı ahlaksız gazeteciler Bülent Turan yok dediler. O belgelere kimse itibar etmesin.
Aslında azarın büyüğünü CHP ve İYİ Parti genel başkanlarının olması lazım. Yoklamada sıfır katılımlılar. Niye yoksunuz diye onların sorması lazım. Niye 5 dakika ara veriliyor diye sorulması lazım. Bizim de eksiğimiz olabilir, hakkımızı helal etmeyelim, uyaralım tabii ki ama biz her yoklamada yerimizdeyiz.
Hatamız şu dinlemeyin, çok özensiz, hazırlanılmamış taleplerle öneriler konuşuluyor. Bunları dinlemenin anlamı yok. "Eklenmiştir yerine ilave denilsin", "Kanun yerine yasa denilsin" gibi önerileri dinlenmenin anlamı yok. Hatamız oylamada yer alınmamış olması. Biz Cumhurbaşkanımınız yanındayız.
(Meclis gündeminde ne var? Başörtüsünde ne olacak? Bu hafta neyi bekleyelim) AK Parti son döneme baktığınızda muazzam altyapı çalışmaları yaptı fakat sosyolojik refahı ihmal ettik. Son dönemde kimin ne derdi varsa ne sorunu varsa masaya yatırıp çözmeye çalışan bir siyasi irade ortaya çıktı. KYK, 3600, EYT...
(Seçim olmasaydı da yapacak mıydınız?) Kapama davası olmasaydı, 15 Temmuz olmasaydı, Gezi eylemleri olmasaydı belki birçok konuyu daha önce hayata geçirme imkanımız olabilecekti. Ama yeni yeni ayağımızı yere bir daha basıyoruz, diyoruz ki kimin ne derdi varsa çözelim.
EYT İÇİN GÜN VERDİ
KYK gibi birçok şeyi biz gündemimize aldık. AK Parti bütün sosyal kesimlerin haklarını değerlendiriyor. Kapatma davası, Gezi eylemleri olmasaydı belki çok daha fazlasını yapardık. Salı günü EYT'yi Genel Kurul'da görüşmeyi planlıyoruz.
(EYT konusunda EPT olacak mı? Yasa böyle mi geçecek?) Olumlu çalışmaların sınırı olmaz. Biz EYT sürecine başlarken 1999 yılında çıkan kanun var. Bu kanunu biz önümüzde bulduk. Yaş yükseltilmiş, prim yükseltilmiş. Biz eski yılların sorununu bugün çözmeye çalışıyoruz. O günden beri konuştuğumuz yaş meselesi. Yaş kriterini ortadan kaldırmak istiyoruz dedik, o talep geldi. Primden başka şartlar da var.
Biz yaşı kaldırıyoruz. Nokta. Primi kaldırdıktan sonra bu sefer sigorta gününü mü kaldıracağız? Bunun sonu olmaz, bu mümkün değil. OECD ülkelerinde bir kural var, 4 çalışan 1 emekliye bakar. Şuan bizde 1.6'ya iniyor. Bu çok zor bir iş.
EYT dört madde. Konu belli. Yaş şartı vardı. Biz bunu kaldırıyoruz. Çıraklıkta, stajerlikte de eksik pirim ödeniyor. Bunun hepsinin ödenmesini sağlayamayız. Ülkenin ekonomisi hepimizin.
BAŞÖRTÜSÜ DÜZENLEMESİ
İYİ Parti, CHP, HDP'nin Genel Kurul oylamasında başörtüsü görüşmelerine girmeyeceklerini düşünüyorum. "Dini inancı sebebiyle" ibaresini kaldırmanın çok anlamsız olduğunu düşünüyoruz.
Temel Karamollaoğlu, Babacan, Davutoğlu muhafazakâr İslamcılar, bu insanların üç kuruşluk koltuk için imza atmasını izah edemiyorum. Sadece ‘üç tane vekillik alabilir miyiz’den dolayı hepsi Kemal Kılıçdaroğlucu oldular.
7. YARGI PAKETİNDE NE VAR?
Afla ilgili bir gündemimiz yok. Bazen borçlara bazen alacaklara ilişkin bazen yargının hızlanmasına ilişkin başlıklarımız var. Çok kıymetli işler var. Arabuluculuk Türkiye'de kıymetli bir kurum haline geldi. Normalde 2-3 sene süren davalar 1 ayda bitebiliyor.
Biz arabuluculuğu genişletmek istiyoruz. Kiralar, ortaklığın bitirilmesi, kat mülkiyeti, iş sözleşmeleri gibi birçok alanın arabuluculuk konusu olmasını istiyoruz. Bu kıymetli bir adım. Arabuluculuk bir hakemliktir aslında, bu hakemliğin sadece sınavı olmaz. Tecrübe de kıymetlidir. 20 yılı aşmış tüm avukatların, hukukçuların arabulucu olma imkanını veriyoruz.
Süreleri standart haline getiriyoruz. Uyuşturucu ile ilgili cezaların artırılması söz konusu. Tedavinin zorunlu hale gelecek. Ev haczine ilişkin radikal bir karar alıyoruz. Hakim kararı ile haciz yapılabilecek. Ortak kullanım eşyalarının hiçbirini alamama şartı getirilecek. Ev hacizleri zorlaşacak.
Yedieminlerdeki araçların 3 ay içerisinde eritilmesini sağlayacak sistem getiriyoruz.
ORTAK MUTABAKAT METNİ YORUMU
(Türkiye'de yargı bağımsız değil deniyor, ne düşünüyorsunuz?) Bu güçler ayrılığı ilkesi hep değerlendirilir. Ben de hukukçu olarak dedim ki yasamanın, yürütmenin ve yargının tamamen bağımsız ama uyumlu bir devlet modelini isteyelim. Fakat hayatın olağan gerçekleri var, problemlerimiz var, yapısal sorunlarımız var.
Bugün yargının 'bağımlı' olduğunu ama dün bağımsız olduğunu iddia etmek akla ziyan bir yaklaşım. Hatırlayın AYM üyesi olan birçok kişi görevi bitince CHP'de milletvekili olurdu, bunun çok örnekleri var. Hep bunlar CHP ile yol yürüyen insanlardı.
Biz bu konuda hatalıysak, elli katı 100 katı 1000 katı CHP bu konuda hatalıdır. Biz çok kıymetli adımlar attık. Daha iyi olsun mu olsun, olsun. Buna çalışalım fakat muhalefetin bizi itham etmesini çok anlamsız buluyorum.
CUMHUR İTTİFAKI GENİŞLEYECEK Mİ?
(HÜDA PAR katılacak mı?) HÜDA Par veya başka bir parti. Hepsinin kendisiyle ilişkili saygınlığı vardır. Tabii ki farklı düşüneceğiz. Yeni dönemde 50+1 farklı bir süreç ortaya koyuyor. HÜDAPAR ile çok farklı düşündüğümüz konular vardır, ama Türkiye'nin güvenliğine ilişkin ortak konularda da mutabakatımız varsa ki var, beraber yol yürümek isteriz.
Biz Altılı Masa gibi kavgaların gürültülerin partisi değiliz. Bİzim durduğumuz bir yer var.
(Yeniden Refah Partisi) Sayın Erbakan'ın olacağı yer Altılı Masa değildir, Cumhur İttifakı'nın yanıdır.
ORTAK MUTABAKAT METNİ YORUMU
Çok iş yaptığımızı gösteren bir metin o aslında. Yapılanların tersi bir metin. Bu metne baktığımızda Ortak Mutabakat'tan öte bir çelişkiler metni olduğunu gördüm. Çok çelişki var. Bir de herkese selam gönderen bir metin, uzun bir metin ama ortak bir metin değil.
KHK ile ilgili düzenlemelerle FETÖ'ye selam gönderiyor, F-16'larla ilgili ABD'ye selam gönderiyor, kayyumlarla PKK'ya selam gönderiyor, aferin beklentisiyle Avrupa'ya selam gönderiyor. Her alanda birilerine selam gönderme haline gelmiş. 2000 sayfa metin var, Atatürk'ün kurduğu bir parti CHP, bir tek referans yok Atatürk'e, bir tek kelime geçmiyor. Niye "HDP kızarsa", "İslamcı" diye ifade ettikleri ekipler kızarsa diye. Bu yanlış bir yaklaşım.
(Onlar uzlaşı kültüründeyiz, hepimiz farklı düşünüyoruz. Ortak noktada uzlaşı istiyoruz) Allah aşkına 12 ay oldu ortaklık kuralı. Bu kadar zaman içerisinde daha adayda uzlaşamadılar. Daha İstanbul Sözleşmesi'nde ulaşamadılar. Demokrasi tilki masası gibi bir masa değildir.
Altılı Masa'da Kılıçdaroğlu ve ekibi aday muamalesi görüyor. Sürekli adayım şeklinde toplantılar, ziyaretler, açılışlar yapıyor. Meral Hanım da bunu doğru bulmadığını ifade ediyor. Bence haklı. Ortak aday olacaksa masada konuşulur bu işler. Siz masanın onayı olmadan neden adaylığınızı açıklıyorsunuz? Ve bu anlamda tepki gösteriliyor. Bu tepkilere de dikkat edin her gün bir İYİ Partili yönetici bedel ödüyor.
Bunun demokrasi ile ne alakası var? Bu bir karmaşa.
(Af gelecek mi?) Şuan Meclis'te böyle bir gündem yok, 7. Yargı Paketi'nde de böyle bir madde yok.
(13 Şubat'ta rakibiniz belli olacak. Net bir açıklama gelmedi ama siz rakibin kim olmasını istiyorsunuz?) Türkiye'de 20 yılda AK Parti çok büyük bir mesafe aldı, büyüdük şekillendik. Muhalefetin tarzında değişiklik olmadı.
Bu saatten sonra ister Kemal Bey olsun, ister Ekrem İmamoğlu veya Abdullah Gül olsun. Bu saatten sonra beraber yol yürüme imkanları yok. Bir grubun motivasyonu bozulacak. Karşılıklı saygı zayıflığı içerisinde adım attılar. Kemal Bey altılı masanın onayı olmadan adaymış gibi davranmaya başladı. Masanın büyük ortaklarından İYİ Parti bunu eleştirmeye başladı. Meral hanım hala direniyor gördüğüm kadarıyla.
Seçimlere ilişkin takvim başlıyor, geç kalıyorlar. Adaylarını 2028'e hazırlıyorlarsa lafım yok, ama 2023'e aday çıkaracaksa Altılı Masa geç kalıyor.
HÜKÜMETİN YENİ VAATLERİ NE?
AK Parti Sayın Erdoğan'ın partisi. MHP'nin BBP'nin ortak adayı Erdoğandır, AK Partinin oyu da Erdoğan'ın oyuyla yakın olacaktır.
Bu millet irfan sahibi. Kim iş yapar kim yapmaz, kim polemik yapar kim hizmet eder bunları görüyor. Ben bile açılışları, törenleri ben bile yakalayamıyorum. Doğalgazı beldelerimize götürmeye çalışıyoruz. Biga'da büyük bir yat serbest bölgesi kuruyoruz. Bal ormanları kuruyoruz.
Çanakkale Köprüsü, 35 yıldan beri dolmayan Çanakkale Merkez OSB'sini doldurdu. Köprü borcunu ödedi Çanakkale'ye. Köprüden sonra yatırımlar başladı.
Millet kimin iş yaptığını; kimin yapmadığını biliyor.
Ayrıntılar gelecek.