Tutuklu gazeteci ve radyocudan sitem dolu mesaj!

Gazeteci meslektaşları Füsun Erdoğan'ı Gebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti.

Google Haberlere Abone ol
Tutuklu gazeteci ve radyocudan sitem dolu mesaj!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto ve TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, müebbet hapse çarptırılan radyocu - gazeteci Füsun ErdoğanGebze Kadın Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti.  Bu yıl TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü alan Füsun Erdoğan, görüşme sırasında 8 yıla yakın süre tutuklu kaldıktan sonra müebbet hapis cezasına çarptırılmasından, tutuklu gazetecilerin durumuna; cezaevi koşullarından üzerine çalıştığı kitaba kadar pek çok konu hakkında konuştu. Füsun Erdoğan, uğradığı haksızlığı görmeyen meslektaşlarına da "Adalet ve hukuk herkese lazım! Bir gün siz de ihtiyaç duyabilirsiniz" diye seslendi.

 

'GAZETECİLER KONUSUNDA GERÇEKLER ÇARPTIRILIYOR'

 

Tutuklu gazetecilerin yaşadıklarına dikkat çeken Füsun Erdoğan, “Tutuklu gazeteciler konusunda gerçekler çarpıtılıyor. Çok sayıda gazeteci, gazeteci kabul edilmiyor. Gazeteciler, terörle mücadele yasası kapsamında yargılandıkları için gazeteci olmadıkları dile getiriliyor” dedi.

 

'HUKUK CİNAYETİNE KURBAN GİTTİM'

 

Füsun Erdoğan, 8 yıl süren tutuklu yargılanma süreciyle ilgili şunları söyledi: “Davada büyük bir skandal var. Öncelikle benim sahte kimlikle suçlanmam ve bu konuda ceza almam kabul edilemez.  Gerek iddianamede gerekse savcının mütalaasında sahte kimlik bulundurduğuma dair bir iddia yer almazken; bu konuda ceza verilmesi kabul edilemez.  Ayrıca ben zaten hiçbir şekilde sahte kimlik kullanmadım. Kimliğim açık ve net, banka kartlarım var, kredi kullanmışım. Kimliğim bu kadar net ortada iken bu konuda ceza almam kabul edilemez. İddianamede ve mütalaada yer almayan sahte belge kullanımı ile ilgili ceza aldım. Bu bir skandaldır.”

 

'HER ŞEYİ ÜZERİME YIKTILAR'

 

Füsun Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her şeyi yasal olan biriyim.  Kredi kartı olan biri olduğum için de örgütün mali işleri dediler. Her şeyi üzerime yıktılar. İddianamede ve savcının verdiği son mütalaada, maddi tek bir kanıt yok. Maddi tek bir kanıt göstersinler her türlü cezaya razıyım. Adil yargılama yok. Hukuk sistemi çökmüş durumda. Mahkeme başkanı 4-5 kez değişti. Heyet üyeleri sık sık değişti. Savcıların sayısını hatırlamıyorum… Özel yetkili mahkemelerde hukuk cinayetleri var. Bu hukuksuzlukların listesi çıkartılmalıdır.  Ben de bir hukuk cinayetine kurban edildim. Şayet hukukun gözüyle bakılırsa, birazcık vicdan varsa bu ceza geri alınmalıdır. Ayrıca Terörle Mücadele Yasası’nın kaldırılması için bir kampanya yürütülmelidir. Bu yasa ile herkes terörist olarak suçlanabilir."

 

'ÜŞÜYORUZ, ÇİZME GİYEMİYORUZ...'

 

Füsun Erdoğan, cezaevleriyle ilgili de şunları söyledi: "Cezaevleri koşullarını 12 Eylül koşulları ile kıyaslamak doğru değildir. Cezaevlerinin temel insan haklarına uygun olup olmadığına bakmak lazım. Bingöl’deki firardan sonra bizim çizme giymemize izin vermiyorlar. Aldığımız ya da ailelerimizin gönderdiği çizmeleri giyemiyoruz. Oysa yerler ıslak yıkanıyor, su içinde kalıyor. Buna izin vermeleri gerekiyor. Çizme talebimiz karşısında bize mes lastiği verdiler. 21 yüzyılda bize bu cezayı veriyorlar. Mes lastiği ihtiyacı karşılamıyor. İnsani olarak Gebze Cezaevi Kandıra’dan daha iyi bir cezaevi. Burada taşranın sıcaklığı var, daha kentleşmemiş. Burada kadınlar mutfağa geçtikten sonra kalite ve hijyen koşulları daha iyi olmaya başladı. Daha önce mutfakta erkekler çalışıyordu. Şimdi kadınlar çalışıyor. Yemekler daha iyi olmaya başladı. Buranın kantini ise Kandıra ile kıyaslandığında daha pahalı. Bunu da buradaki mevcudun az olmasına bağlıyorlar. Yeni cezaevleri mimari olarak iyi olabilir ama insani unsurdan yoksunlar. Hiç insani değil.”

 

'BİR GÜN SİZ DE!...'


 

Füsun Erdoğan, TGC Başkanı Turgay Olcayto ve TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar'ın ziyaretinden memnuniyetini kendi el yazısıyla yazdığı notta şu şekilde dile getirdi: "Bugün (5 Aralık) Turgay Bey ve Recep Bey görüşüme geldiler. Yıllar sonra gazeteci dostlarla hapishanede görüşmek bir başka oldu benim için. Tutsaklığımın 8. yılında hakkımda kırılan kalemin 10 ACM heyetinin altına imza attığı hukuk cinayetinin görünür olması için meslektaşlarımın bu dava dosyasıyla ilgilenmelerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve bugüne kadar uğradığım adaletsizliği görmeyen ya da görmezden gelen yayın organlarına ve meslektaşlarıma sesleniyorum. Adalet ve hukuk herkese lazım! Bir gün siz de ihtiyaç duyabilirsiniz… Saygı ve dostlukla."    


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin