Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü raporu

Center for American Progress sivil toplum örgütü "Türkiye'de Basın ve İfade Özgürlüğü Raporu" yayımladı.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye'de basın ve ifade özgürlüğü raporu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli sivil toplum örgütü Center for American Progress(CAP) Türkiye’de Basın ve İfade Özgürlüğü Raporu yayınladı. CAP raporunda Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin tarihsel arka plan ortaya konarak bugün atılması gereken adımlara dair öneriler yer aldı. 



1980’lerin sonu ve 1990’lardaki gazeteci cinayetlerine, 2007’de öldürülen Hrant Dinkcinayetine değinen CAP ayrıca Kürt Sorunu’nun sonucu olarak en çok basın özgürlüğünün yara aldığını ifade etti. 



Türkiye’nin Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarında ekonomik gelişmeyle beraber sosyal bir iyileşmeye gittiğini ifade eden CAP bunlara rağmen Türkiye’de iktidarı eleştiren gazetecilerin hapsedildiğine, bunların çoğunun Kürt basınından olduğuna dikkat çekti. 



“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Türkiye’de antidemokratik geleneği değiştirmek istiyorlarsa ifade özgürlüğüne ve muhalif görüşlerin kamusal alanda tartışılmasına önem vermeliler. 



“İfade özgürlüğü Türkiye’de kurulacak modern demokrasinin vazgeçilmezidir. Sağlıklı bir iç tartışma Türkiye’nin bölgedeki liderliğini ve ABD ile stratejik ortaklığını kuvvetlendirecektir. 



Raporun öne çıkan kısımları şöyle: 



* Türkiye’de ifade özgürlüğü krizi gazetecileri hapse atarak susturma yöntemine kadar uzanmıştır. 



* Gazeteciler sadece hapis değil aynı zamanda yazdıkları muhalif görüşler sebebiyle kovulma tehlikesi altındadır. Erdoğan’ın “Batsın bu gazetecilik” sözünün ardından Milliyet patronaj kararıyla Hasan Cemal’in işine son vermiştir. 



* Basındaki holdingleşme basın özgürlüğünü zedelemekte, muhalif yazarları işsizlik tehlikesi altına sokmaktadır. 



* En son yapılan 4. Yargı Paketi düzenlemesi olumlu olmakla beraber yetersizdir. AKP hükümeti modern demokrasinin yerleşmesi için bozuk yargı sistemini düzeltmek adına adımlar atmalıdır. 



* Kürt Sorunu mutlaka müzakere yöntemiyle çözülmelidir. Askeri çözümün mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. 



* ABD Başkanı Barack Obama ile Erdoğan’ın ABD – Türkiye ilişkilerine büyük önem verdiği ortadadır. Bu bağlamda ABD stratejik ortağını demokratikleşme sürecinde cesaretlendirmelidir. (BİANET)


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin