'Tramvayın son durağı yaklaşıyor' Dekolte krizi köşelere nasıl yansıdı?

atv’de yayınlanan programın sunucusunun işten atılması bugünkü köşelere taşındı.

Google Haberlere Abone ol
'Tramvayın son durağı yaklaşıyor' Dekolte krizi köşelere nasıl yansıdı?

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik tarafından dekolte konusunda eleştirilen, ‘Veliaht’ yarışmasının sunucusu Gözde Kansu, kanaldaki işinden oldu.



Kansu’nun atv’de yayınlanan programa veda etmesi bugünkü köşelere böyle yansıdı:



Mehmet Y. YILMAZ / Hürriyet



Tramvayın son durağı yaklaşıyor!



YAZDIKLARI beğenilmeyen gazeteciler işlerinden oldular.



Başbakan’ın onaylamadığı gösterilere katılan oyuncuların rol aldığı diziler yayından kaldırıldı.



“Onaylanmayan” Gezi Parkı konulu kapak yapan dergi kapatıldı.



Şimdi de AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in “çok aşırı bulduğu” bir giysiyi giyen yarışma programı sunucusu işinden atıldı.



Memleketimiz, maşallahı var, “ileri demokrasi” yolunda hızla ilerliyor!



Konuşmalarına bakarsanız bir melekler ordusu tarafından yönetiliyoruz ama bir kaş işaretleri ile insanlar işlerinden atılıyor, diziler kaldırılıyor, dergiler kapatılıyor.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Sevilay Yükselir / Sabah



Hüseyin Çelik ve göğüs dekoltesi üzerine gerçekler!



Cumartesi gecesi maaile ekran karşısındaydık atv'nin yeni müzik yarışması Veliaht'ı izlemek için. Annem, babam, eşim, oğlum, yeğenim pür dikkat beraber izledik yarışmayı. Niye? Çünkü türkü var. Musa Eroğlu var. Kubat var. Âşık Mahsuni'nin torununun veliaht adayı olması var. Bugün yaşanacaklar içime doğmuş gibi sanki bu arada yarışmayı izlerken sürekli Twitter'da yorumlar yapmaya ve Veliaht programıyla ilgili yazılanları izlemeye başladım.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Sanem Altan / Vatan



Korkmayın… Utanın…



Sanem AltanAk Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in atv spikeri Gözde Kansu’nun kıyafeti için “bu kadar da olmaz, kimseye karıştığımız yok ama bu da çok aşırı” dediğini okuduğumdan beri içimdeki öfke dinmiyor bu cürete karşı.



Bir bakan nasıl ve ne hakla bir televizyon spikeri için “bu kıyafet de olmaz yani” diyebilir?



Ama beni en öfkelendiren kısmı ‘kimseye karıştığımız yok’ kısmı aslında.



Yani olabilirmiş de iyiliklerinden yapmıyorlarmış gibi bir bağış biz zavallı kullarına.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Ezgi Başaran / Radikal



Eteğine, içkine karışmayız amaaa...



Yaşam tarzınıza karışmıyorlar ama yaşam alanınızı bir kibrit kutusuna dönüştürüyorlar. Sen istediğini yap ama kibrit kutusu kadar alanda.



Bireysel özgürlüklere saygı’nın yegâne kanıtı olarak “Kimsenin eteğine, alkolüne karışmıyoruz” deniyor. Mini eteği giyip rakıyı içebiliyorsan daha ne istiyorsun. Özgürlük namına beklentilerin karşılanmış olmalıdır. Dünya lideri olma ihtirası taşıyıp, tüm alışkanlıkları, tiplemeleri ve kalıplarıyla taşra zihniyetiyle ülke yönetmek nasıl bir şeydir derseniz… Ankara’da bir grup laci takım elbiseli bey göreceksiniz, şaşırmayın. Onları sakin sakin inceleyin. Özgürlük ve haklarla ilgili sınırlarını anlamaya çalışın. Bunu bir kere anlayıp, kabullenmek gerekiyor.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Cengiz Semercioğlu / Hürriyet



Kamuda türban serbest, ekranda dekolte yasak!



Tesadüfe bakın ki, kamuda türbanın serbest kalmasıyla AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in televizyondaki sunucunun dekoltesine ayar vermesi aynı güne denk geldi...



İlki medya tarafından alkışlarla karşılandı.



İkincisi için Çelik’e söz söyleyen tek bir kişi çıkmadı.



Peki, çok önemli adımla bir yandan tarihi türban yasağını ortadan kaldırırken, diğer taraftan başka bir yasağın öncülüğünü yapmak bir büyük çelişki değil mi?



Hüseyin Çelik, “Dün merkez medyadan bir kanalda, bir yarışma programı vardı. Bir baktım, sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz böyle kardeşim” diyor...



Hemen ardından, “Kimsenin kıyafetine karıştığımız yok” hatırlatmasını yapıyor ama doğrudan kıyafete karışıp ayar vermeye de devam ediyor.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Mehveş Evin / Milliyet



Veliaht programı, adına yaraşır bir “neo-hanedan performansla” yayın hayatına başladı. Bana sorarsanız adı “Veliaht” olan bir yarışma programından zaten hayır gelmez...



Eh, kadın şarkıcıların bile veliahdını seçtiği bir programda, sunucuyu da dekoltesi yüzünden atarlar. Üzerine de “performansı iyi değildi” bahanesini yapıştırırlar. Kellesi tez kesile! 



Gözde Kansu, berbat bir program sunucusu olabilir. Fakat ATV’deki müzik yarışma programından atılmasındaki sebebin bu olmadığını herkes biliyor. 



İşin tuhafı, işverenin kovma bahanesini birtakım “basın memurları” sahiplenip savunmaya geçebiliyor!



Ama esas facia, küçük piyonlar değil... Bir siyasetçinin tam da “kılık-kıyafet yönetmeliği” yani türban serbestisi hakkında konuşurken, konuyu dekolteye getirmesi.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Melike Karakartal / Hürriyet



Öyle bir kıyafet ki... İşte bunları düşündürtüyor



Bugün müsaadenizle “Dün bir kanaldaki, yarışma programında sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz bu yani.



Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez” beyanını masaya yatıralım diyorum.



Cümlenin en vurucu kısmından başlayalım dilerseniz: “Dünyada da kabul edilemez.”



Dünyayı belirli inanç ve coğrafya ile sınırlarsanız, elbette kabul edilemez.



Eğer sizin için tek dünya varsa, kendi dünyanız dışında ne varsa onu reddediyor iseniz, normal. “Bizim doğrularımız genel doğrudur” dünyasında da kadının “bizim istediğimizden fazla” görünmesi yanlış. Aksini söylese acayip olurdu.



Tabii burada bir soru devreye giriyor hemen: Kime göre doğru, kime göre yanlış?



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.



Mutlu Tönbekici / Vatan



Dekolte krizi



“Konu atlanacak gibi değil.



“Endişeli Modernler”in haklı çıktığını görmenin, hakiki bir demokrat olarak ne kadar rencide edici olduğunu nasıl anlatabilirim bilmiyorum.



Bir televizyon programının sunucusu, kıyafeti başbakan yardımcı tarafından “kabul edilemez” bir açıklıkta bulunduğu için işte çıkarılan bir ülke olduk. Devlet televizyonunda olmuyor bu.



Bir hafta önce Habertürk sağlık muhabiri Dilek Şanlı yaptığı haber nedeniyle işten atıldı. Haberin başlığı “Bu mu sağlıkta çağ atladığı iddiasında olan Türkiye?”. Bu sözler Dilek Şancı’nın röportaj yaptığı son derece mağdur bir annenin sözü. Yani yorum değil alıntı. Ancak haber belli ki AKP’yi kızdırıyor, gazete bir “kelle” vermek zorunda kalıyor, muhabir işten çıkarılıyor.



Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.








Sıradaki Haber İçin Sürükleyin