Tayfun ATAY/RADİKAL
Yeraltından notlar
Hafta sonu ‘Kayıp Şehir’i analiz ederken dizilerin bu sezon
zengin hikâyeleri anlatmaktan kısmen vazgeçip ‘yoksulluk kültürü’ne
de mercek tutmaya yöneldiklerini belirtmiştik. Örnekler listemizde
yeni başlayan ‘Şubat’ da vardı. Bu tespit geçerli ama yeterli değil
diye düşünür oldum. ‘Şubat’ bize yoksulluğu anlatmanın ötesinde
‘yokluğu’ anlatmayı hedefleyen bir dizi çünkü. Ayrıca tematik
çerçevesinde zenginlik hiç yok da sanılmasın! Zengin muhitlerin
dünyasında da geziniyor kamera. Ama varsıllık-yoksulluk, ikilik ve
ilişkisi üzerinden ilerlemenin ötesinde varlık ve özellikle de
‘yokluk’ üzerine kafa yormaya davet var dizide...
‘Şubat’ta yaşadığımız şehrin ‘kayıp’ yerlerindeki yoksul insanlarla
değil, ‘yeraltı’na inmiş ‘yokluktaki insanlar’la tanışıyoruz.
Kimsesiz doğmuş, kimsesiz büyümüş veya bir noktada kimsesiz kalmış
evsiz-barksız insanlarla. Şehrin varoşlarını bile mumla aratacak
şekilde terk edilmiş harabe yapılarda, dehlizlerde, kuytuluklarda
varolmakla yok olmak arasındaki ince çizgide hayat süren
insanlarla...
Hikâye, bir şubat günü bırakıldığı yetimhanede çıkan yangından
yüzünün yarısı yanmış şekilde kurtulan ve bir ‘evsiz’ olarak
sokakta yaşayan Aziz Bey (Musa Uzunlar) tarafından bulunup
büyütülen Şubat (Alican Yücesoy) üzerine kurulu. Ömrü sokaklar
kadar rögarlarda da geçen Şubat, kendisi gibi kimsesiz büyümüş,
kıyıcı ve haşin ‘evsiz’lerden oluşan topluluğun gönülsüz bir
parçasıdır. Vicdanın bir ‘lüks’, tek kuralın ‘korkmamak’, bununla
bağlantılı tek ilkenin de “Korkarsan bitersin” olduğu bir ‘sürü
toplumsallığı’dır gözler önüne serilen...
Bu ‘kayıtdışı’ insanların yeraltı yaşamı, yer üstünde, üstelik de
hayli kalburüstü bir yaşamla bağlantıya sokulmakta. ‘Sürü’nün
göbeğine düşen, karnı tok-kendi toy genç televizyon muhabiri Yağmur
(Melisa Sözen), kendi tabiriyle ‘yaratık’ların elinden Şubat
tarafından kurtarılır. Ama yanlışlıkla önyargının sıkı bir
buluşmasıyla onu kendi ışıklı televize dünyasına bir
‘canavar-katil’ olarak takdim eder. Çünkü onun bakışıyla Subat’ın
dünyasında suçluluk, suç olsun olmasın, kategoriktir.
Yazının devamı için tıklayın