Ümit ALAN/BİRGÜN
Taraf asıl şimdi bitmesin
Ahmet Altan, Taraf gazetesinden istifasını açıkladığından bu
yana Taraf'ın geçmişi ve geleceği tartışılıyor. Açıkçası heyecan
verici bir süreç, ama ben özellikle Taraf'ı sevmeyenlerin "Taraf
bitti" diye zil takıp oynamasını anlamıyorum. Taraf gazetesinin
tarafında olmayıp "Taraf bitmiş" diye sevinmek Fenerli Bekir
İrtegün'ün geçen pazar günkü derbide topu kendi ağlarına çakması
gibi bir şey. Çünkü Taraf'ın asıl şimdi yaşaması lazım. Bu haftaki
Köşe Vuruşu'nda bu sorunun cevabını vermeye çalışacağım.
MİSYON
Taraf gazetesi yazarlarının şu sıra hep bir ağızdan "misyon
bitmedi" diye bağrışması manidar. Taraf gazetesinin "sivilleşme,
demokratikleşme" paketine sarmaya çalıştığı, kimilerinin bilerek,
kimilerinin bilmeyerek desteklediği veya içinde yer aldığı bir
"yeni otoriteyi inşa etme" misyonu vardı evet. Belki kandırıldılar,
itiraf etmedikleri sürece bunu bilemeyiz. Bugün "Ergenekon, Oda Tv
ve Balyoz davaları inandırıcılığını yitirdi" diyenlerin birçoğu bu
davalar başladığında haklı olarak heyecanlanmıştı. Önceleri,
"kurunun yanında yaş da yanar" diye geçiştirilen hukuk ihlallerinin
bir süre sonra davaların asıl kimliğini oluşturmaya başlamasıyla
biraz süreci okuyabilen ve kötü niyetli olmayan herkes pozisyonunu
yeniden gözden geçirdi. Bu sürecin sonunda Ahmet Altan aniden
hükümet muhalifi bir pozisyon aldı. Hem de ne muhalefet...
ALTAN'IN ÖNGÖRÜSÜ
Ahmet Altan, Taraf gazetesindeki en deneyimli insan olarak işlerin
sarpa sardığını görmüştü. Önceleri övgüde ölçü tanımadığı Başbakan
Erdoğan'a sonraları Allah ne verdiyse saldırmasının nedeni buydu.
Gazeteyi olmasa da kendisini kurtarmasının başka bir yolu yoktu.
Ahmet Altan'a haksızlık etmeyelim önce gazeteyi de kurtarmak için
bir hamle yaptı, Sözcü ve Emin Çölaşan çizgisine yaklaşan zehir
zemberek bir muhalif dil tutturdu, ancak gazetenin içinde güçlü bir
dirençle karşılaştı. Belli ki, gazetenin patronu da Altan'ı
desteklemedi. Böylece Ahmet Altan en yakınındaki birkaç kişiyle
beraber gazeteden koptu. Son demde yaptığı muhalif salvolarla
-belki Türkiye'nin hafızasızlığına güvenerek- neredeyse geçmişte
attığı manşetleri bile unutturuyordu.
TARAF NİYE BİTMESİN?
Şimdi geride kalanların iktidar savaşını izleyeceğiz. Kimisi sosyal
medyada bir kadın gazeteciye şantaj yapacak kadar alçaldı, kimisi
Taraf'ı eleştirenlerden birine "Seni PKK bile kaçırıp serbest
bırakmıştı" gibi en seviyesiz belaltı vuruşların peşinde. Bunlar
daha bir şey değil. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, her geçen
gün yaşananlar Taraf gazetesinin neyin çığırtkanlığını yaptığını
ortaya çıkaracak. Nitekim geçmişte askeri vesayetin, tek parti
diktatoryasının üstlendiği pek çok misyonu şimdiki iktidarın
üstlendiği günlerden geçiyoruz. Alın son örnek, ÖDP'nin "AKP
Düzenini Yıkalım, Türkiye'yi Yeniden Kuralım" kampanyasına İstanbul
Valiliği izin vermedi. Bir siyasi partinin, tamamen siyasi
argümanlarla başlattığı kampanyayı yasaklamakta sakınca görmeyen
bir otoriteyle karşı karşıyayız. BDP'lilerin yaşadıkları zaten
ortada. Böyle örnekler çoğalacak ve Taraf gazetesinin açık kaldığı
her gün, bitmedi dedikleri o kutsal misyon için turnusol kağıdı
vazifesi görecek. O yüzden Taraf'ın asıl şimdi yaşaması, açık
kalması şart. Kapatıp gitselerdi her şey hafızasızlığa yenilecekti.
Kapatıp gitselerdi, sonradan nasıl asıllarına rücu edeceklerini
göremeyecektik. O yüzden şimdi "mission not accomplished"* diye
başlık atan Taraf yazarlarını destekliyor "show must go on"**
diyorum. Buna ihtiyacımız var çünkü. Yani rahat olun, Taraf
bitmedi. İyi ki bitmedi.
*Misyon tamamlanmadı.
**Şov devam etmeli.