SUZAN KARDEŞ: OYUNCU GELMEYİNCE YILMAZ BENİ SEÇTİ

© MEDYATAVA-TRT Türk’te yayınlanan ‘Vapurda Çay Simit Sohbet’e bu hafta Suzan ve Neriman Kardeş konuk oldu.

Google Haberlere Abone ol
SUZAN KARDEŞ: OYUNCU GELMEYİNCE YILMAZ BENİ SEÇTİ

“Seksenler” dizisinin Fato ninesi, Balkan müziğinin güzel sesi, ünlülerin en yakın sahne dostu Suzan ve Neriman Kardeş, Ömer Öztürk ve vapur yolcularının konuğu oldu.


 


Sezen Aksu, Cem Yılmaz, Tolga Çevik, Demet Akbağ gibi sanatçıların sahne makyözlüğünü yapmış, yakın dostu olduğu ünlü isimlere şarkı söyleterek ‘Makyaj Odası Şarkıları’ adında bir albüm çıkartmış Suzan ve Neriman Kardeş ile gerçekleştirilen sohbetin çekimleri, Karaköy Kadıköy vapur hattında yapıldı.


 


Sahne önünden kulislere sanatın ve sanat dünyasının konuşulduğu program Ömer Öztürk’ün sunumuyla Cumartesi 08:10 – 23:45 ve Pazar 14:10’da TRT TÜRK ekranlarında.


 


Suzan Kardeş’in programda yaptığı açıklamalardan bazıları şöyle:


 


‘‘Hayallerimin peşinden gittim’’


1969’da Kosova’dan geldim. İlk önce Hürriyet Gazetesi’yle başladım. Sonra sinemalarla devam ettim. Tiyatrolar oldu tabii ki. Sonra diziler girdi hayatımıza. Önceleri tek kanallıydık. O zamanlar kardeşim Neriman ile birlikte TRT’ye çok önemli işler yapmıştık. Şarkıcılık benim hayatıma çok sonradan giren bir şey oldu. Şu an Seksenler dizisi var. Ve beş sezondur, her çarşamba Beyoğlu’nda ‘Zarifi’ var orada devam ediyorum şarkı söylemeye.


 


‘‘Balkan Yemeklerini anlatan bir kitap hazırlıyoruz’’


Şimdi de Neriman’la birlikte yaptığımız kitap projemiz var, bizim Balkan yemeklerinin olduğu. 14 yıldır restoranım vardı benim. Neriman da Londra’da yaşadığı dönemde restoranı vardı, dolayısıyla el alışkanlığı.


 


‘‘Gazeteciler ünlülerin sırlarını sorardı’’


Kulise gazeteciler, basından arkadaşlar gelirdi, “Ne olur küçük bir tüyo versene, bir bilgi versene” diye. Dışarıya, kapıya sigara içemeye falan çıktığımız zaman biz derdik ki “Sizin işiniz almak bizim vermemek”. Yani o sırları nasıl veririz biz, mümkün değil -ki sırlık bir mevzu da yok ama yine de bize ait şeylerdi.


 


‘‘Beni en çok Atatürk makyajı etkiledi’’


Beni ve çok kişiyi etkileyen bir Atatürk makyajı yapmıştık. Onun aslında ilk yapımında, müşteriye kabul ettirme makyajını ben yapmıştım. Sonra iş kabul edilip reklam çekilmeye karar verildiği dönemde işim vardı ve Neriman yaptı. Bizim makyaj yapmak konusunda el olarak çok büyük avantajımız var birbirimize.


 


‘‘Demet Akbağ ve Yasemin Yalçın plastik yüzlere sahip’’


Bayan oyunculardan Demet Akbağ ve Yasemin Yalçın, plastik yüzlere sahip, çok çabuk değişiyorlar. O kadar çok çalışmış, bu anlamda değişime uğramış başka kimse yoktur Türkiye’de. Tiplemeleri daha çok seviyoruz. Çok güzellik makyajına takılmıyoruz, sevdiğimiz şey aslında karakterler yaratmak.


 


‘‘Eskiden uhu ile malzeme yapardık’’


Bir de o zamanlar en ilginç tarafı malzeme yok. Yurtdışından heyecanla malzeme toplardık. Çantaya t-shirt koymazdık ki malzeme getirelim. Şekerci dükkanı gibi gelirdi o dükkanlar bize. O zamanlar uhuyu elimizde biriktirip malzeme yapardık. Yasemin Yalçın’ın benlerini yapardık. Şimdi her şey çok değişti Türkiye’de.


 


‘‘Makyaj malzemelerinden sergi yapacağız’’


Yeni projemiz yine ikimizin projesi olarak devam ediyor. Neriman Bodrum’da yaşıyor uzun yıllardır, ben de İstanbul’da. Ortak projelerimizi yapmak için birleşeceğiz bir yerde. Makyaj malzemelerinden oluşan sergiyi de birlikte açacağız. Neriman’ın da kendi yaptığı resimler ve seramikler var, benimki de makyaj malzemeleriyle, çalıştığım filmlerin hikayesini anlatıyorum. Sadece makyaj malzemesiyle yapıyorum, desenler, filmde kullanılmış bazı objeler onları kullanıyorum. Onun da gelirini bir huzurevine hediye edeceğiz.


 


‘‘Yılmaz Erdoğan ile tanışmayı çok istiyordum’’


Sanki kendim keşfetmişim gibi Neriman’a diyorum ki, ay Neriman bir adam var çok yetenekli, ne olur getirsen. Neriman da ben onunla çalışıyorum falan derken ismi benimki oldu. Çok beğendiğim için mesleki olarak, onun adı benimki oldu. Bir gün Neriman bak seninkini getirdim dedi ve restorana Yılmaz’ı getirdi. Sonra devam etti gelmeler gitmeler. Sonra onlar Bir Demet Tiyatro işine başlıyorlardı, o sırada Otogargara’yı da hazırlıyorlardı.


 


‘‘Oyuncu gelmeyince Yılmaz beni seçti’’


Yıllar evvel Bir Demet Tiyatro’da göçmen kadın olarak annemi oynuyordum ben ki, şimdi Seksenler dizisinde de annemi oynuyorum. Oyuncu gelmedi, ben de fırsat bekliyordum, gelmese de ben oynasam diye dalga geçiyorum, çünkü küçük bir sahneydi.
Sonra gelmedi oyuncu Yılmaz dedi ki “Suzan sen oyna”, çünkü zaten hani küçük bir sahne idi birisi çıkacak, pencereden bakacak. Yılmaz “Annen gibi konuş” dedi, ben de annem gibi konuştum. Annem gibi konuştukça o karakter olarak kaldı ve Yılmaz her hafta yazdı.


 


‘‘Tolga Çevik yeni Charlie Chaplien ’’


Bir gün Tolga’nın Komedi Dükkanı için Tolga beni aradı, bir makyöz istedi. Ben gelirim dedim. “Yok Suzan olmaz öyle şey, yapma sen” dedi. Ne var canım gelirim ben dedim, başladık ve hala devam ediyoruz. Sahnede gülmemek için nasıl paralıyorum kendimi. Ben bu 100 yılın Charlie Chaplien’i diyorum ona çünkü özel. Hiçbir şey görmeden, okumadan çıkıyorsun oraya ve 2 saat insanlara bir şeyler izletiyorsun. Onun içerisinde var olmak ayrı bir keyif tabi.


 


‘‘Komedi Dükkanı bana çok şey kattı’’
Ben Tolga’ya hep diyorum, ‘‘Komedi Dükkanı’nın bana kattığını 6 albümüm katmamıştır’’. Ben bunu hep de söyleyeceğim. Komedi Dükkanı’nın ilginç bir tarafı vardır, çocuk tanıyor, taksici tanıyor, kadın tanıyor, başka bir şey o. Şimdi Seksenler’de Fato Nine böyle. Küçücük bir kız geldi geçenlerde konsere '’Biliyor musunuz ben de Rumeliliyim’’ dedi. Bu çok güzel bir şey.


 


‘‘Sezen Aksu’ya minnettarım’’
Şarkı söylemeye doymuyor insan onu biliyorum. Çünkü şarkı söylemek çok lezzetli bir şey. Daha önce olsaydı bu kadar zevk alır mıydım onu bilmiyorum yaşamadığım için ama Sezen Hanım sanki bana cennetin kapısını açtı ve girdim orada keyif yapıyorum. Tekrar dönüyorum, Sezen Aksu’ya çok minnettar olduğumu söylüyorum.


 


‘‘Hayallerinizin peşinden yürüyün’’
Çok iyi gidiyor hayatım, ben çok güzel günler yaşıyorum açıkçası. Hayalin ne varsa yürü o tarafa doğru. Ben bunu buradan tüm kadınlara söylüyorum. Korkmayın, olmaz falan demeyin. Muhakkak vardır hayatınızda size yardım edecek insanlar. Çok çalışmak lazım bunu biliyoruz, herkes biliyor zaten bir amaç için çok çalıştığında karşılığını alıyorsun. Benim o zaman albüm yapma gibi bir niyetim yoktu. Neriman’ın ve kızımın zoruyla sonunda stüdyoya girdim de böyle bir hale geldim.


 


‘‘Fato Nine Rumeli türküleri söyleyecek’’


Eski şarkıları ortaya çıkarmak istiyorum. Seksenler dizisindeki Fato Ninenin albümünü yapacağım. İhtiyar nine şarkı söyleyecek. Çünkü ben albümlerimde fazla Rumeli türküleri söylemesem de ama hala içimde duruyor onlar. Nerde söylerim derken Burcu Güven’i aradım sağ olsun o böyle bir yardım etti bize ve yaşlı ninenin albümünü yapacağız.


 


‘‘Makyaj Odası Şarkıları’nın 2. sini de çıkartacağız’’
Birçok ünlü ismi buluşturduğum albümde kimler yoktu ki; Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Nejat İşler, Güven Kıraç, Erkan Can, Haluk Bilginer, Halil Ergün, Yasemin Yalçın, Oya Başar, Şebnem Dönmez, Özgü Namal, Cem Yılmaz, Sezen Aksu… Herkes vardı. Şimdi biz tüm günümüzü arkada geçirdiğimizden sıkılmamak için birlikte müzik setimizi kurardık. Oyunculuğun yarısı beklemektir ya, dolayısıyla böyle güzel ortamlar hazırlarız. Her oyuncu mutlaka müzik eğitimi alıyordur muhakkakta sevdiği söylediği müziklerde vardır. Ben de bunu bildiğim için adını ‘’makyaj odası şarkıları’’ koydum. Çünkü biz zaten orda şarkı söylüyorduk. Bu da çok güzel dostluk arkadaşlık vefa örneği oldu. Makyaj Odası Şarkılarının 2. sini de çıkartacağız.


 



 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin