Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs tarihinde meydana gelen maden kazasında 301 işçi hayatını kaybetmişti.
Yaşanan faciayla ilgili soruşturma devam ederken, Soma’da ikamet eden Yazar Mehmet Metin Baş, hayatını kaybeden işçilerin aileleri tarafından anlatılan hikayeleri ve kazadan sağ kurtulan işçilerin anlattığı anıları bir kitapta topladı.
Sinema filminin de çekilmesi gündemde olan Soma maden faciasını kitaplaştıran Mehmet Metin Baş, yaklaşık 1 aya yakın çalışmalarının neticesinde hazırladığı kitabı, Soma Maden Şehitliği’nde İHA’ya tanıttı.
Yazar Baş, “13 Mayıs’taki elim kazadan sonra ne yapabiliriz diye düşünürken, kazada yaşanan, kazadan önceki yaşanmışlıkları bir kitaba aktarmak istedik. Hem şehit aileleriyle hem de eşleriyle, yakınlarıyla görüştük. Kaza öncesini, kaza sonrasını birçok farklı görüşle birleştirerek ‘Kömür Bitti’ isimli kitapta topladık. Bu kitabı onlarla birlikte yazdık. Onlar anlattılar, biz dinledik” dedi.
Ayrıca, 178 şair tarafından Soma’ya yazılan tüm şiirleri 'Soma Şiirleri Antolojisi' isimli bir kitapta topladıklarını dile getiren Baş, bu şiir kitabının gelirlerinin ise maden şehidi çocuklarının eğitim gördüğü okulu bağışladıklarını söyledi. Baş, kitapta şiiri yer alan her şairin, 20 TL de bağışta bulunduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"20-21 Eylül tarihlerinde Soma’da bu kitabın da etkinliğini yaptık. Azerbaycan’dan ve Türkiye’nin her tarafından şairlerimiz Soma’ya geldiler. Bu kitabımızın gelirlerini de tamamen Soma’da en çok şehit veren işçi çocuğunun okuduğu Mehmet Akif Ersoy İlkokulu’na bağışladık"
“BU KİTAPLARI YAZDIĞIMIZDA HİÇ MUTLU OLMADIK”
Soma’da kasvetli havanın devam ettiğini kaydeden Yazar Baş, "Bayram gelmiş, geçmiş fark etmiyor. Soma’da o yaşanan acı halen daha devam ediyor. Havasında, suyunda, insanında her yerinde hissediliyor. Dileriz ki bu acıları bir daha yaşamayız. Bu kitapları yazdığımızda hiç mutlu olmadık. Keşke o acılar yaşanmasaydı, biz de bunları yazmasaydık" dedi.
Kitabı yazdığı sürecin çok sancılı geçtiğini kaydeden Baş, sözlerine şöyle devam etti:
“Hassas ve kırılgan bir konuydu. Biz çok dikkatli davranmaya çalıştık. Ailelerin o andaki yaşadıklarına elbetteki üzüntümüzle, gözyaşlarımızla ortak olduk. Onlarla birlikte ağladık, birlikte tebessüm ettik. Ben o ara duygusal çöküntü içerisine girmiştim. O acı olayları tekrar yaşadım. Hayat devam ediyor, devam etmek de zorunda. Biz onlarla kardeş, ağabey olduk. Halen daha birçoğu ile görüşüyoruz”