Organize suç örgütü olduğu gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan ve halen yurt dışında bulunan Sedat Peker, sosyal medya üzerinden gazeteci Ertuğrul Özkök ile ilgili iddialarda bulunmuştu.
Peker, Özkök'e yönelik suçlamada bulunmuştu.
Özkök de Cumhuriyet gazetesine kısa bir açıklama yapmış ve prim aldığı yönündeki suçlamalara yanıt vermiş ve "75 yıllık hayatımda sadece patronum Aydın Doğan’dan prim aldım. Aydın Bey'den aldığım primlerin hepsinin vergisi ödenmiş bankaya resmi hesaplardan aktarılmıştır. Yurt dışında hiçbir bankada hesabım yoktur, malım mülküm yoktur" ifadelerini kullanmıştı.
Özkök, aynı zamanda yetkili kurumlara çağrı yapıp, kendisi hakkında soruşturma yapılmasını istemişti.
Ertuğrul Özkök'ten yeni açıklama
tv100'de yayınlanan Cengiz İle Ahtapot programında Peker'in dün yaptığı ve bugün devam ettiği paylaşımlarla ilgili ilk kez konuşan Ertuğrul Özkök'ten yeni açıklamalar geldi.
İşte Özkökün açıklamalarından satır başları:
ABD'ye gittim geldim, hala gündemde Mehmet Cengiz röportajı var.
Gazeteciler ilgi çekecek insanlarla konuşur. Kimle konuştuk? Türkiye'de konuşulan iş insanıyla. Bizden önce Oda TV konuşmuştu, başarılı bir mülakat yaptılar. Bize karşı eleştiriden gözleri karardı muhalefet gazeteciliği yapanların.
Sen eleştirel yaklaştın asıl günah bende. Ben çünkü 'Beşli çete denmesine üzülüyorum' dedim. Ben bu kavramın kullanılmasına karşı çıktım. Bir insana 'çete' diyorsan onun hukukta bir tarifi var. Bana da vatan haini dediler, aradan 30 yıl geçti; nerede benim vatan hainliğim? Bu kavramları konuşurken dikkat etmek gerekiyor. Bu kavramlarla ilgili yetkili tek merci yargı dır.
Şimdi benim bu mülakat karşılığında prim alma meselesi, iddiası var. Bu noktada bu başka bir yalana giriyor. Ben hayatım boyunca iki yerden maaş aldım. Biri Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversiteden. Diğeri Erol Simavi ve Aydın Doğan'dan. Aydın Doğan'dan prim aldım. Ben bu ülkede para kazanan ilk ve son gazeteci neslindenim, iyi para kazandım. Bunu hiç saklamadım. Ve Aydın bey beni görevden aldığı gün, 3 gün sonar Aydın Bey'e bir mektup yazdım. benim mal varılğım bu kadardı, şimdi bu kadar. Bugünkü mal varlığım budur. Yurt dışında hiç bir mal varlığım yok. Bankadaki param da şu anda Hürriyet'ten aldığım tazminat kadardır, bunu da açıklıyorum.
Şimdi bu bir iddia.. Bunu ortaya attığınız zaman ben çağrıda bulunudğum geçen gün. Bu çünkü rüşvet iddiası... Kurumların harekete geçmesi lazım, bununla ilgili. Benim telefonlarım 35 yıldır dinleniyor, böyle bir şey varsa ortaya çıkarılır bu suçtur, bunun karşılığında bir şey almak suçtur. Mesut Bey ile ilgili getirilen iddialar varsa konuşulsun ben bilmiyorum. Varsa var, ne diyeyim. Ben de gazeteci olsam bugün gider yazar çizerim oraya.
Ayıplarla suçları ayırmak lazım birbirinden. Niye ben hassasım bu konuda biliyor musun? Çünkü bu hatayı ben yaptım, çok sevdiğim iki arkadaşımı, resmen devlet beni kendi kumpasına kurban getirdi, Mehmet Ali Birand ve Cengiç Çandar ile ilgili o Andıç manşeteni attık. Alnımda taşıyorum hala bu ayıbı. Para aldılar dediler bunlar için. Biz de buun gördük. Aradan 25 yılı geçti, nerede bu arkadaşların aldığı paralar? Bana istediklerini yapsınlar, derim kalınlaştı benim...
İşte Özkök'ün o açıklamaları:
Medyatava