Şebnem Bozoklu’yla telefondayım, röportaj buluşmasına
bisikletlerimizle geleceğiz. Diyorum ki; “Dilerseniz oturduğunuz
yere yakın olsun Cihangir’de buluşalım.” Şebnem gülüyor: “Her
oyuncuyu Cihangir’de mi oturuyor sanıyorsun?” Haklı vallahi öyle
sanıyorum. Hepsi orada değil mi? Meğer güzel oyuncuyla aynı
mahallede oturuyormuşuz. Atladık bisikletlerimize Arnavutköy
sahilinde buluştuk. Bisikletlerle dolaşırken, aşktan meşkten,
evlilikten konuştuk...
“BİSİKLETİ HAYRANIM ALDI”
• Bisiklete sürekli biniyor musun?
İlk bisikletimi annemin arkadaşı Lisa Amerika’dan getirmişti. Beyaz
bir BMX! Hem de kontör pedal. Türkiye’de kimsede yoktu. Çok havalı
ama bisiklete binmeyi bilmiyorum. Babamla Kalamış sahilinde
bisiklet hurdaya çıkana kadar
kullandım. Sonra babamla birlikte kullandığımız bir bisikletim
oldu. Günün belli saatleri ben kullanıyordum belli saatleri o.
• Kendine bir bisiklet alman gerekecek o
zaman...
Bak dur şimdi... İş yoğunluğu yüzünden ben ailemin yanından Avrupa
yakasına taşınınca Twitter’a “Babamın külüstürü bu evde yok, yeni
bir bisiklet alma vaktidir” yazmıştım. Canım Ailem’in setinde
çalışırken TMC’den bir telefon geldi. “Şebnem Hanım size bir paket
var” dediler. Bize dizi izleyicilerinden ufak tefek hediyeler gelir
ama bir bisiklet alan ilk benim herhalde. İzmir’de dizinin sadık
izleyicilerinden Meliha fanatiği Mediha benim Twit’ımı görünce
bisikleti alıp postalamış. İnanılır gibi değil! Şimdi Mediha’nın
hediye ettiği bisiklete biniyorum.
• Sık sık kullanıyor musun?
Trafikte kullanamıyorum çünkü arabalar iki tekerlekli araçlara
gıcıklar, güvenemiyorum o yüzden. Ama Arnavutköy sahilinde
turluyorum. Seninle de gezelim, düğün telaşı bitince...
“EVLİLİK HAYALİ KURMADIM”
• Evliliği sorgulayalım biraz... Çevrende evlilik
karşıtlarının bu karara ilk tepkileri ne oldu?
“Aaa... Neden evleniyorsun?” gibi sözler duydum ama bence evlenmek
ne kadar anlamsızsa evlenmemek de o kadar anlamsız!
• Evlilik kararı bu kadar hızlı mı verilmeli?
“9 senedir birlikteyiz, ağustos ayında evleniyoruz” gibi şeyler
duyunca şaşırıyorum.
• “Evlilik müessesesi ciddi bir kurumdur” sözlerine ne
diyeceksin?
Canım hep Emre’nin yanında olmak ve onunla bir şeyler yapmak
istiyor. Ciddi sayılır mı bu istediğim. Şaka bir yana evlilik
kafası denilen şey bana işlemez çünkü ben hayatım boyunca evlilikle
ilgili hiç hayal kurmadım.
• Hiç mi! Gelinlik bile mi?
Gelinlik bile... Hayır hiçbir fikrim yoktu. Bazı kadınlar vardır
ya, “Şu ara evlenmek istiyorum, şöyle bir düğün istiyorum,
gelinliğim böyle olmalı” gibi... Hiçbiri bende olmadı. O yüzden
evlilik benim fikirsel olarak yeni tanışacağım bir şey.
• Malum ünlülerin evlilikleri kısa sürüyor?
Bizim bu anlamda birbirimizle uğraşacak zamanımız olmaz. Emre de
ben de çok yoğun çalışıyoruz. Eve giriş çıkış saatlerimiz normalin
dışında olduğundan birbirimizi gördüğümüzde sadece sevgiyle
bakarız.
• Evliliklerde en sinir olduğun şey nedir?
“Ey Türk kızı birinci vazifen iyi bir koca bulup evlenmektir!”
düşüncesine gıcık oluyorum. “En doğru zamanda evleneyim, en doğru
takvimde çocuğum olmalı” gibi planlar hayatın doğal akışını bozar.
Benim için asıl olan yaşamak, tatlı tatlı... Evlilik ise bunun bir
parçası. Asla hayatımın amacı olmadı.
“DIŞARI ÇIKMAYI SEVMİYORUM”
• Müstakbel eşinle aynı evi paylaşıyorsun şu an değil
mi?
Evet, benim şimdiye kadar deneyimlendiğim bir şey değildi. Hep
ailemle yaşadım. Ve birlikte çok keyifli yaşıyoruz. Ortak
zevklerimiz çok fazla. Ben zıt kutuplar hikâyesine çok inanmıyorum.
Biz birbirimizi tamamlıyoruz. Ben evde film izlemeyi dışarıya
çıkmaya tercih ederim, Emre de öyle. Mutlaka kahvaltımızı yapar
evden çıkarız, karşılıklı kahvemizi içeriz. Gün içinde telefonla
konuşur, ne yaptığımızı öğreniriz.
• “Evlilik her akşam yemek yapmaktır” cümlesine ne
diyeceksin?
Ha ha ha bilemem! Akşam eve geldiğimizde ben yemek yaparım çünkü
yemek yapmayı, mutfakta uğraşmayı severim. Emre’min de elinden
gelir. Ama yorgunsak yemekle uğraşmayız, dışarıdan bir şeyler
söyleriz. Hemen ardından bir film koyarız. Böyle bir hayatımız
var.
“GÜNE ŞARKIYLA BAŞLARIM”
• Sabahları insanlar biraz agresif olur, siz
nasılsınız?
Ben sabahları kahkahalarla uyanıyorum. “Yeni bir gün daha, yaşasın”
diyorum, şarkılar söylemeye başlayacak kadar eğlenebiliyorum.
Emre’ye şakalar yapıp onu güldürüyorum. Sabahları normalin dışında
mutluyumdur. Emre de sinirli bir tip değildir, sakindir.
• Düğün organizasyonu nasıl gidiyor?
Zor gidiyor çünkü düğün başlı başına bir organizasyonmuş. Büyük iş.
Aklımda hiçbir şeyin olmaması çok kötü. İşin kötüsü düğüne
gitmekten nefret ederim. Kaçarım, iş uydururum, çok az düğüne
gitmişliğim vardır. Şimdi ne yapacağım bilmem? Sıkılırım, hepsi
birbirinin aynısıdır, karbon kâğıdı koymuşsun gibi. Gelen herkes
memnuniyetsizdir, açık ararlar. Benim için çok zordu ama tatlı,
güzel bir seçim yaptık, hadi hayırlısı. Ayrıca düğün müzikleri
harika olacak. Önce Teoman sahne alacak ardından da Naim
Dilmener’in Türkçe pop şarkılarıyla eğleneceğiz.
• Düğün hakkında hiç mi hayal kurmaz bir
kadın?
Sanırım bu biraz oyunculukla ilgili. Bir ekonomist olsaydım,
hayatımda tek bir gün olacaktı, üstüme bir kostüm giyinip yüksek
bir yerde durduğum, herkesin bana baktığı ve alkışladığı. Ama
kostüm bilinci benim için mesleki bir bilinç. Bir şey için bir şey
giyersin, bu benim çok bildiğim bir şey. Meslekten ötürü, bana
bakanlar, alkışlayanlar, o ana özel kostümlerin olduğu günler
yaşıyorum. Dolayısıyla “benim gecem” olarak özel bir yere
koyamıyorum.
• Ama bir şekilde gelinlik giyeceksin ve giyebilmen için
biraz araştırma yapman gerekli...
Evet. Ben 1950’lerin kıyafetlerini çok seviyorum. Dedim ki 50’li
yıllar gelinliği giyeyim. Bunları düşündüğüm sıralarda Bodrum’da
annem, babam ve canım Cemil İpekçi yemek yiyoruz. Cemil
evleneceğimi öğrenince “Hiç itiraz istemem gelinliğini ben
yapıyorum” dedi. Çok sevindim. Hemen konuştuk üzerine. 1950’ler
diye anlattığımda hemen anladı ve işin tüm tasarımını ona bıraktım.
“Bitti” diyebilirim. Gerçekten güzel oldu. Gerçek bir 1950’ler
elbisesi oldu.
• Sevgilin gördü mü gelinliğini?
Ben göstermek istedim ama o düğün günü görmek istedi. Uğursuzluk
olmasını istemiyor.
“Paris Moda Haftası’nda Semiha Berksoy
olacağım”
• Balayı düşünüldü mü?
Balayı programı biraz aksadı. Çünkü düğün eylülde olacak. 2 Ekim’de
Paris’e çalışmaya gidiyorum. Bu yüzden balayı biraz bekleyecek.
• Ne çalışması Paris’te?
Bomba bir şey geliyor hazır ol! Paris Moda Haftası’nda ilk defa bir
Türk’ün defilesi olacak. Ezra ve Tuğba Çetin kardeşlerin
defilesi... Çok güzel bir koleksiyon hazırlamışlar.
• Zaten tüm koleksiyonları çok çarpıcı...
Evet bu sefer Semiha Berksoy’dan esinlenerek bir koleksiyon
hazırlamışlar. Kyoto Müzesi’nde olacak sergide ben de Semiha
Berksoy’u canlandırarak bir performans sergileyeceğim. Bu çok
heyecan verici bir deneyim olacak benim için. Oradan da balayına
bir yerlere gideriz.
“Hiç beklemediğim bir anda bana evlenme teklif
etti”
• Emre Bey’le ne zaman tanıştınız? Âşık olduğunuz anı merak
ediyorum?
Emre ve benim iki arkadaşım bir proje üzerinde çalışıyorlardı ve
günün sonunda beni izlemeye tiyatroya geldiler. Birbirimizi ilk
defa o zaman gördük. Ve ilk görüşte aşk o zaman oldu. Ben çok aşık
oldum, o da öyle.
• Üzerinden ne kadar zaman geçti?
Tam 1 sene 3 ay oldu. Tanıştığımızdan beri sevgiliyiz ve şimdi
evleniyoruz.
• Evlilik kararı hangi ara oldu?
Tanıştığımızdan 3 ay sonra evlenmeye karar verdik. Ne şahane değil
mi?
• Ya... İşin en sihirli kısmı, evlilik teklifi nasıl
oldu?
Çok romantikti, çok güzeldi! “Baba Beni Okula Gönder” kampanyasında
bir proje olmuştu, birçok dalda sanatçı yağlı boya resim yapıp
onları satışa sunduk. Herkesin tablosu müzayedede satıldı ve gelir
çocukların eğitimine gitti. Aradan epey zaman geçti, evimizin
bahçesinde mütevazı bir akşam yemeği yerken, “Benimle evlenir
misin” dedi. Hiç beklemediğim bir andı. Hiç konuşmamış ve
düşünmemiştik. Sonra elimden tutup beni yukarı salona çıkardı.
Filmlerde olur ya duvarda bir şey vardır ve üzerinde bir çarşaf...
Çarşafı bir çekti, benim yaptığım tablo karşımda! Müzayedede o
satın almış ve teslim edilmesini beklemiş evlenme teklifi için.
İnanamadım! Benim için gizli gizli uğraşmış, en çok buna mutlu
oldum.
• Güzel bir evlilik teklifi olmuş...
Evet... O tablo için müzayede günü “Bunu alıyorum” da diyebilirdi.
Hayır o bunu gizli gizli yaptı, bin bir zorlukla bana belli etmeden
eve getirdi. Şimdi onunla daha çok evlenirim. (Gülüyor...)
HT MAG / ZEYNEP BAKIR UMARCA