'Şarkıcıların hataları yüzünden şarkıcı oldum'

Sinan Akçıl'dan Cengiz Semercioğlu ile Ters Köşe programına açıklamalar.

Google Haberlere Abone ol
'Şarkıcıların hataları yüzünden şarkıcı oldum'

Sinan Akçıl, Show Radyo’da hafta içi her gün yayınlanan 'Cengiz Semercioğlu ile Ters Köşe' programına konuk oldu. Ünlü müzisyen yayında ters köşe açıklamalarda bulundu.



FAZIL SAY OLMA YOLUNDA GİDERKEN POPÇU OLDUM



Ailem tarafından çok iyi bir piyanist olma yolunda yetiştirilirken, Fazıl Say olma yolunda giderken, ben bu kalıbın dışına çıkmak istedim. Çünkü Mozart, Beethoven yazmış, sen yorumluyorsun. Ben yazılmamış bir şeyleri yapmak istedim. Yani kendi müziğimi yapmak istediğim için klasik müziğin kalıplarına sığmadım, sıkıldım. Sezen Aksu’lar Uzay Heparı ile karşılaştırıyorlardı küçükken. Önce caz, sonra pop… Sonra baktım, şarkı sözleri yazmaya başlayacağım okulla beraber, pop müzik kulvarına geçiş yaptım. Hep artist artist, “Ben Onno Tunç gibi takılacağım” derken, bir anda kendimi sahnede buldum. Çünkü eşlik ederken MFÖ’ye, Kenan Doğulu’ya, Yaşar’a falan, o bana ilgi duyan kitle oluşmaya başlamıştı. Ben de kendimi gerçekten o ışıkların altında iyi hissettim.



ŞARKICILARIN HATALARI YÜZÜNDEN ŞARKICI OLDUM



Sahneye çıktığım için hiçbir zaman pişman olmadım. Çünkü küçücük bir odada kendi yazdığım şarkıyı şarkıcıya veriyormuşum, o gidip insanların gözünün içine baka baka söylüyormuş. Ben de burada hayal kuruyormuşum, “Acaba sahnede nasıl söylüyor” falan diye. Bir de çalarken eşlik ettiğim şarkıcıların bazı hatalarını görürdüm, “Ulan ben olsam burada böyle yapardım” falan derdim. Öyle de kurardım içimde. Bütün bunlar birleşince, içimde de doğuştan gelen o duygu varken, bunu bu şekilde değerlendirdim. Şimdi de diyorum ki, “İyi ki yapmışım.” Yoksa asla halkla bu kadar iç içe olabilecek bir durumda olmazdım. Bir müzisyenle bir şarkıcının arasında büyük fark var, popülerlik ve insanlara ulaşmak açısından.



ŞARKI VERDİĞİM ŞARKICILARDAN DAHA ÇOK TIKLANIYORUM



Benim demoları, çok popüler olmuş şarkılarımı bile arkadaşlarım eve geldiğinde benim sesimden piyanoyla dinlemeyi çok seviyorlar. Çünkü onu üreten, yaratan kişi ben olduğum için benden duymak hoşlarına gidiyor. “Sözleri ne güzelmiş” diyorlar. O şarkıcı da anlamıyor, o kadar o sözün değerini. Burada her şey ses renginin tenor gibi olması değil, anlatım. Ben çok iyi bir anlatıcı olduğumu düşünüyorum. Şarkıcılık başka bir şey, anlatıcılık başka şey. Benim tabii ki bağıra çağıra söyleyen bir tenorvari ses rengim yok ama ben şarkılarımı çok sakin ve güzel şekilde anlatıyorum. O yüzden de şarkı verdiğim şarkıcılardan daha çok tıklanıyorum.



HANDE YENER MÜZİK, DEMET AKALIN SAHNE TAKINTILI



Hande Yener de Demet Akalın da iyi müzisyenler. Birisi daha sahne takıntılı, birisi daha müzik takıntılı. Sahne takıntılı olan Demet, müzik takıntılı olan Hande. Araştırmacı gazetecidir Hande, daha iyisi olsun ister. Demet, “aynısı olsun, tam olsun ama sahnem iyi olsun” der.



400 ŞARKIMIN 200’Ü HİT



EN FAZLA TELİF KAZANAN İSİM OLMAM LAZIM



300-400 şarkımın 150-200’ü hit. Ben bile bazen dinlediğimde, “Bu benim şarkım mıydı?” diyorum. En fazla telif kazanan sanatçılarda en başta olmam lazım. İlk üç değişmiyor. Zaman zaman Gülşen’le ve Sıla’yla yer değiştiriyoruz. Allah’a şükür ilk çıktığımdan beri, 8-9 yıldır ilk üçten hiç düşmedim.



SAHNE TELİFİ KURTULUŞ OLACAK



Telif Yasası çıkarsa, Sayın Cumhurbaşkanımız sinemacılara el attı, buna da el atacak gibi gözüküyor inşallah. Ama genç müzisyenlerin de orada olması lazım. Hep aynı kişiler gidiyor. O yüzden biz genç müzisyenler olarak da, bizim kuşak olarak da gideceğiz bu telif konusunu çözmek için. Ben kendimi düşünmüyorum. Ben yıllar önce güzel bir Türk sanat müziği eseri yapmış olan yaşlı emektar besteciyi de düşünüyorum. O da kazanınca benim içim rahat eder. Yoksa ben aldım paramı geçtim diye bir şey yok. Bugün bir Sibel Can, bir Ebru Gündeş sahnesinde onun şarkısını söylüyorsa bence para ödemeliler. Bu telifin mutlaka gelmesi lazım. Bir şarkıcı bizim şarkımızı sahnesinde söylediği zaman bizim para almamız lazım. Bugün bir söz yazarı Justin Timberlake’e şarkı verdiği zaman, sadece bir söz yazdı diye, adam dünya turnesine gittiğinde iki araba alacak para kazanıyor oturduğu yerden. Çünkü sahnesinde söylüyor. Sahne telifinin gelmesi gerekiyor aynı şekilde. O çok büyük kurtuluş olacak.



ŞARKI ÜCRETİM 35 İLE 100 BİN TL ARASINDA DEĞİŞİYOR



Şarkı ücretim değişken. Hiç isimsiz biri geldiği zaman tabii ki daha büyük rakamlar oluyor. Alt sınır 35 bin TL, üst sınır 100 bin TL. İsmi olan, ünlü biri olduğunda rakam daha düşük oluyor. Çünkü zaten onun şarkını söylemesini istiyorsun. Genelde ben o kişiyi arıyorum, “Şarkı yaptım sana, içimden geldi” diyorum. Çünkü onlar zaten benden sürekli bekleyiş halindeler. Ama ben hiçbir arkadaşıma çok yüksek bir rakamdan şarkı vermedim. Hediye ettiklerim de oldu, onlar da başka jestler yaptılar bana. Fakat şimdi bedelsiz verememeye başladım, şirket anlaşmamdan dolayı. Alt sınırı belirleniyor.



BESTECİLİĞİ GEÇİM KAYNAĞIM OLARAK GÖRMÜYORUM



Sıfır birisi gelse, “Elimde şu kadar para var” dese de ben ona şarkı vermem. Zaten asıl geçim kaynağımı bestecilik olarak görmüyorum. Sahne daha değerli. Öbür taraf benim birazcık daha artık son yıllarda keyif tarafım. İşine yaramayacaksa karşı tarafın, o parayı almaya vicdanım elvermiyor. En son mesela Hande Ünsal çalıştı, çabaladı, parasını biriktirdi, “Seni Sever miydim” diye bir şarkı verdim ona. Uzun zamandır 1 numara oldu. İnanılmaz mutluyum. Çünkü karşılığını aldı kız. Her gün bir yerde konserde. Böyle şeyler mutlu ediyor beni. Bayağı uğraştı benden şarkı almak için. Her şarkının nasibi var bence. Ben onu duyuyorum kulağımda. Hangi şarkı kime gider... Zaten şarkıcısı ile beraber geliyor benim kulağıma. Öyle doğru oturtuyorum ki. Haute couture yapıyorum yani.



PİYANİST İSİMLİ BİR ALBÜM YAPMAK İSTİYORUM



Proje albümü fikrine sıcak bakmıyorum. “33 yaşında proje albümü yaptı” biraz komik durur. 17 yıl sonra, 50 yaşında yaparım. Belki 40 yaşına geldiğimde 40 şarkıcı 40 şarkı gibi bir proje yaparım. Benim bir şarkımı farklı kişilerden duymak gibi. Öyle bir proje var kafamda. Ama ondan önce bunu ilk kez söylüyorum, “Piyanist” diye bir albüm yapmak istiyorum. Piyano çalışımın ön plana çıkacağı. Ben çalarım, başkaları söyler, bir-iki tane kendim de söylerim. Evde öyle muhabbetler yapıyoruz, çok hoşuna gidiyor insanların. Bunu yapmak istiyorum yani.



BURCU İLE EVLİLİĞİMİZİ 1 HAFTA GİZLEDİK



Burcu ile 31 Aralık’ta değil, 24 Aralık’ta evlendik. Evlenme teklifini de bir gün önce Amsterdam’da, kanalda botta ettim. Bu yeni bir umut, hayata yeni bir akış açısı, her şey yeni yılda duyulsun istedim. Öncesinde duyulsun istemedim. Bir hafta boyunca sakladık. Konsolosluk çalışanlarından, sokakta çekenlerden rica ettik. “Bize tazminat davası açılır, 31 Aralık’a kadar açıklamama anlaşması yaptık” diye yalan söyledim. 00.00’da sosyal medyadan paylaştık. Yazın çok hengameli olduğu için eylülde düğün yapacağız.



BİZİMKİSİ AĞIR BİR EVLİLİK DEĞİL



“Erkek starların enerjisi evlenince düşüyor” demiştim bir röportajımda. Burcu ile olan enerjimizde couple olarak bizi sevdiler, Teenage’ler. Bur-Sin diye bize isim taktılar. Burcu’nun da enerjik ve genç teenage’lerin sevdiği başarılı bir kız olması insanların gözünde ağır bir evlilik havası yaratmadı. Evlilik, esktra bir enerji verdi şu an, kabul gördü. Normalde korkuyordum çünkü benim fanlar biraz tepkili fanlar ama sevdiler, bu olaya karşı çıkmadılar. Burcu ile tanıştığım günden itibaren 8 şarkı yazdım. Üretimimi de olumlu yönde etkiledi evlilik. “Ben karımla çıkıyorum, karımla sevgiliyim ben” diyorum. O güzel bir laf. Bu duyguyu kaybetmedikçe üretimde bir sıkıntı olmaz. Ama zaten bir gün o duygu sona erdiğini görürsen zaten ayrılırsın.



BURCU İLE KARİYER ODAKLI GİDEN BİR İLİŞKİMİZ VAR



Çocuk için daha çok erken. Şu an öyle bir düşüncemiz yok. Hala daha evliliğin tadı ve kariyer odaklı giden bir ilişkimiz var. Ama zamanı gelince, bana ait bir varlığı arkamda bırakmadan göçmek istemiyorum bu dünyadan. Daha kızım olmadan “Kızım” diye şarkım var, Ferhat Göçer’e verdiğim. Kızım olursa ona, “Sen doğmadan sana yazdım ben bir şarkı” diyeceğim.



SAHTE TIK İÇİN PARA VEREN APTALDIR



UCUZA 100 MİLYON TIK YAPAN YER VARSA YAPTIRIRIM



Kendi söylediğim şarkıların tıklanma sayısı 500 milyonu buldu. Maalesef Berkay’la bu konuda bir türlü anlaşamıyoruz. Çünkü böyle bir dünya yok. Keşke olsa, hiç uğraşmam. 100 milyon tık için 1 milyon vermen lazım. Çok yüksek rakamlar. Bunu veren zaten aptaldır. Şunu yapıyorlar, buna ben de şahit oldum. Yeni çıkacak bir şarkıcı, “100 milyar da şeye ayırdım” diyor. 15-20 milyon tıklanma 100 milyar. Ama o kendini kandırmak olur. Yani sokakta olmadıkça şarkı, ne olacak yani? Reynmen mesela, kesinlikle gerçek olduğunu düşünüyorum. Onun kitlesinin de yaşı 12-18’dir. O kitle bu sayıya ulaştırıyor. Aleyna’nın ya da benim bu saatten sonra yüksek tık için uğraşacağını düşünmüyorum. Zaten böyle bir yer bilmiyorum. Ucuza 100 milyon tık yapacak yer varsa yaptırayım ben de, hiç uğraşmayayım. Berkay şunu anlamıyor, Berkay’ın zaten şarkıları dinleniyor, gittiğim mekanlarda söyleniyor. Berkay 5-10 milyon bandında kalıyor her zaman Youtube’da. Orada 10 milyonda kalmak o şarkıların başarısız olduğu anlamına gelmiyor. Birisi Youtube’da çok tıklanmak istiyorsa kesinlikle çocuklara oynamalı.



POPÇULARDA RAP PANİĞİ VAR



Rap dünyasının kalkınması hoşuma gidiyor. Sadece popçuların panik olup şarkı aralarına rap gibi bir şeyler sokma çabası çok komik geliyor bana. Mustafa Sanda, Eypio ile yaptı, o da panik olmuş demek ki. Dinleyici rap’i rapçi’den dinlemeyi seviyor. Onu anlamadık biz. Popçudan dinlemeyi sevmezler.



Sibel Can hiç olmaz. Kafasında bandanalı, altın kolyeli insanlar Sibel Can konserine gitmeyecektir. Tabii renktir, denemek güzel ama orası yürüyor oraya gidelim dememek lazım.  Rap yapayım diye bir paniğim yok. Zaten o patlıyor denilen rap şarkılar 4-5 milyon civarında kalıyor. Türkiye’nin revaç müziği her zaman poptur. Hiçbir zaman pop müziğin yeri değişmeyecektir. Rap’in bir iki yıl sonra baymasından, geçici bir furya olarak kalmasından korkuyorum. Arabesk rap yavaş yavaş baymaya başladı. Gerçek rap’e dönüldü. Biraz Amerika’yı takip ederek gidiyoruz.



SERDAR ORTAÇ ÇOK PESİMİST



POP MÜZİĞİ POP MÜZİK YAPAN ADAM SERDAR ORTAÇ’TIR



Serdar Ortaç’la “Yüzyılın Aşkı” şarkısında çok çektim! Adama Japon dedik, çalışkan olur dedik, adam klibi bitirmek için can attı. Japonlar çalışkan olur diye biliyordum ben. İnanılmaz seviyorum. Serdar Ortaç kadar kalbi temiz bir şarkıcı olduğunu düşünmüyorum. Ama maalesef kendini çok yıpratıyor. Çok destek olmaya çalışıyorum ona psikolojik anlamda. Kendinin Tarkan ve Kenan Doğulu konumunda, hatta en az onlar kadar başarılı bir adam olduğunu unutmaması lazım. Çok pesimist. Buradan Serdar Ortaç’a sesleniyorum. İnsan klip çekerken, story atıp, “Bu klibi çekiyorum ama nasılsa izlemeyeceksiniz” der mi ya! İnanamadım gerçekten. “Pop müzik bitti abi artık, albüm haftaya çıkıyor” der mi? Pop müziği pop müzik yapan adamlardan biridir, tartışılmaz. Hala da Serdar Ortaç Serdar Ortaç’tır. Onu çok seviyorum.



BİR POST VE STORY İÇİN 50 BİN TL TEKLİF ETTİLER



Sosyal medyadan para kazanmıyorum. Reklam almıyorum. Geçenlerde bir post ve stroy’ye 50 bin TL teklif edildi. Aldım elime telefonu ama “Ben yapamayacağım” dedim. Parayı da almışız, “İade edin” dedim. O anda şey hissettim, “Ben bunu giyecek miyim? Emin değilim. O zaman niye insanlara sunayım” istemedim. Kendime konduramadım. Oradan gelecek para için gelecek gerçek bir reklam kampanyasından mahrum kalabilirim diye düşündüm.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin