Şamil TAYYAR/STAR
Gizli hesap mı var?
Sevgili gönül dostları, yaklaşık bir yıl aradan sonra yeniden
birlikteyiz. Kısmet olursa bundan böyle pazartesi ve Çarşamba
günleri kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Gündem yoğun...
Darbelerle yüzleşme trafiğindeki yeni gelişmeler, Kürt meselesinin
çözümü ve Suriye krizi gibi gündemin aktüel tartışma konularıyla
açılış yapmayı çok isterdim. Gündemin arasına sıkışmış
Gaziantepspor kulübü yöneticilerine yönelik operasyon üzerinden
gizli siyasi bir hesabın görülmek istenmesi üzerine fikrimi
değiştirdim.
Gaziantep vekili olmanın yanı sıra gazetecilik refleksiyle bu
süreci yakından takip eden biriyim. Olup bitenleri tüm
çıplaklığıyla anlatalım ki sapla samanı karıştırmak isteyenlere
prim vermeyelim.
Gaziantep’teki operasyonun fitilini Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Abdullah Sabri Kocaman ateşledi. Onun geçen yıl Kasım’da Devlet
Denetleme Kurulu, MASAK ve Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’na
gönderdiği ihbar mektubuyla operasyon başlatıldı.
Kocaman’ı iyi tanırım. Ruh dünyamız ve fikriyatımız uyuşmaz. Ama bu
durum, elindeki belgelerin gerçekliğini araştırmaya mani
olmamalıdır.
Savcılık da böyle düşünmüş olmalı ki, 28 Kasım 2011’de operasyona
başladı, kulübe ve yöneticilerin şirketlerine baskın düzenleyerek
belgelere el koydu.
4 Nisan 2012 günü kulüp başkanı İbrahim Kızıl ve arkadaşları
tutuklandı, ardından hazırlanan 37 sanıklı iddianame Gaziantep 2.
Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
Suçlama, kaba tarifle çete kurmak ve yolsuzluk...
Buraya kadar tamam...
Bu dava üzerinden üretilen dedikodu ise şu: Operasyon henüz
bitmedi, Beşiktaş’ın aldığı Rodrigo Barbosa Tabata ve İsmail
Köybaşı’nın transferindeki yolsuzluk ayrıca araştırılıyor,
operasyon şimdi Futbol Federasyonu Başkanı olan Beşiktaş’ın eski
patronu Yıldırım Demirören’e kadar uzanacak, ancak Başbakan bunu
engelliyor!
İddianameye kaynak oluşturan ve mahkeme
dosyasında bulunan 400 sayfalık bilirkişi raporu önümde, titiz bir
şekilde inceledim.
Hem Gaziantepspor hem Beşiktaş’ın resmi kayıtlarında İsmail’in
bonservis bedeli 11 milyon 742 bin 500 TL olarak geçiyor. Beşiktaş
borcunu 10 Temmuz 2009/14 Aralık 2010 tarihleri arasında son
kuruşuna kadar ödemiş. Borcun 1 milyon euroluk kısmı
kulüp(Gaziantepspor) hesabına doğrudan, kalanı kulübün factoring
şirketleri nezdindeki hesabına dolaylı olarak aktarılmış.
Tabata’nın benservis bedeli de iki kulübün kayıtlarında 17 milyon
104 TL olarak gösterilmiş. Beşiktaş’ın bu transferden dolayı
Gaziantepspor’a sadece 609 bin 447 euro borcu bulunuyor, kayıtlarda
mevcut.
O nedenle bilirkişi raporunda bu iki transferle ilgili iddialar
için “yersiz” ifadesi kullanılıyor. Bu rapordan şüphe duymamış
olmalı ki soruşturmayı yürüten Savcı Orhan Uzun, Tabata ve
İsmail’in transferini iddianameye koymadı ve sanıklara isnat edilen
suçlar arasında saymadı.
Yani iddia sahiplerinin bağırdığı tarihten önce Tabata ve İsmail
dosyası kapatıldı, ayrı bir soruşturma yok. Bilirkişi raporu ve
iddianame açıklandıktan sonra kaleme alınan yazılarda sanki ayrı
bir soruşturma varmış, Yıldırım Demirören’i korumak için başbakan
devredeymiş gibi göstermek, nasıl bir gizli hesaptır, kamuoyunun
takdirine bırakıyorum.
İddianamede futbolcularla ilgili sadece bir bölüm var. Eduardo Abdo
Pacheco, İsmail Köybaşı ve Olcan Aydın’a makbuzla yapılan
ödemelerde 260 bin TL’lik Asahtecilik yapıldığı iddia ediliyor. Bu
da tümden Gaziantepspor kulübü yöneticilerine yönelik
suçlamadır.
Bu süreçte gariplikler olmadı mı tabi ki oldu. Gaziantep’teki bu
operasyondan hemen sonra Şubat 2012’de kalpazanlık soruşturması
başlatıldı ve 7 kişi tutuklandı. Bunlardan biri, Gaziantepspor
operasyonunu ateşleyen Gazeteci Sabri Kocaman, diğeri Kocaman’a
belgeleri getiren mali müşavir Arif Ulu’ydu.
Kocaman ilk sorgusunda serbest bırakıldı, itiraz üzerine
tutuklandı, ilk duruşmada yeniden tahliye edildi.
Olayın başka boyutları da var, konuyu fazla dağıtmak niyetinde
değilim. Ancak Gaziantep emniyetinde, bazı yerel siyasi unsurlar ve
çıkar odaklarıyla irtibatlı grupların olduğu doğrudur. Bu konuda
ayrı bir çalışma yürütüldüğünü belirtmekle yetineyim.
Kimse sapla samanı karıştırmasın...
Gerçeklerin gün ışığına çıkarılmasını isteyen herkesle aynı yolda
yürürüz. Dün öyleydi, bugün öyledir, yarın da öyle olacaktır.
Nitekim, Gaziantepspor operasyonuna hiçbir siyasi müdahale olmadı,
ucu nereye ve kime uzanırsa uzansın gitmesi konusunda kararlılık
gösterildi. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kulüp başkanının da
aralarında bulunduğu 12 Gaziantepspor yöneticisini görevden
uzaklaştırdı.
Bu karar Fenerbahçe için verilseydi kıyamet kopardı.
AK Parti şunun farkında; çetelerle, karanlık güç odaklarıyla ve
cuntacı taifeyle mücadeleyi bıraktığı anda tuş olur, sırtı yerden
kalkmaz.