Salih Memecan: Sosyal medyada linç ortamı var

‘Vapurda Çay, Simit, Sohbet’e bu hafta ünlü karikatürist konuk oldu.

Google Haberlere Abone ol
Salih Memecan: Sosyal medyada linç ortamı var

Ömer Öztürk’ün yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği program cumartesi 14:10 - 00:10 ve pazar günü 10:30’da TRT Türk ekranlarında yayınlanacak.

 

İste Salih Memecan ile sohbette öne çıkanlar;

 


‘Lisedeyken 10 karikatür çizdim ve hayatım değişti.’

Amerika’da lise okurken dersin birinde hoca  ‘‘Perception’’ı anlat demişti. Ne olduğunu bile bilmiyordum, İngilizcem de iyi değildi. Perception (algılama kavramı) üzerine herkes 10 sayfa yazı yazdı, ben 10 tane karikatür çizdim ve hayatım değişti. Okul gazetesinde karikatürlerim yayınlanmaya başladı. Birdenbire okulun popüleri oldum.

 

‘Limon ve Zeytin karikatür hayatımın dönüm noktası oldu.’

Önce Sabah gazetesinde çizmeye başladım. 1 sene sonra özel televizyonlar çıkmaya başladı. Gazeteciler, köşe yazarları hep televizyonda yorum programları yapıyor; “Sen de bir şey yap.” dediler. Arkadaşımla beraber çizgi film yapalım dedik ve 1994 yılında böylece günlük çizgi film yapmaya başladık. O gün bugündür -neredeyse 20 yıl oluyor- her gün aralıksız çiziyoruz. Limon ve Zeytin’le başladık. Sonrasında karikatürün zevkini almaya başladım. Karikatür hayatımın bir dönüm noktası oldu.Okuyucuyla başka bir iletişim kuruyorsunuz. Bir süre sonra “Memecan’ın karikatürü” olarak değil de, “Bugün Limon ve Zeytin ne yapmış?” olarak bakıyorlar karikatüre.

 

‘Karikatür çizmeden yaşayamam.’

Profesyonel olarak karikatüre başlayışım mimarlık okuduğum ilk yıllardaydı. 21 yaşındayken kare düşünceyi çizdim. Ondan önce de zaten gazetelere karikatür çiziyordum. Ben bu işi zevk için yapıyorsam, bu iş başarılı olur.

2 hafta karikatür çizmezsem çok üzülürüm; eksikliğini hissederim

 

‘Karikatürlerimde herkes kendinden bir şey bulabiliyor.’

Aile ile ilgili bir şey çizdiğiniz zaman herkes orada kendini buluyor ve okuyucuyla çok daha iyi iletişim kurabiliyorsunuz.Yaşanan şeylerle ilgili herkesin ortak bir fikri oluyor.

Snoopy’nin çizeri Charles M. Schulz kitabımı görmüş ve şöyle demişti : ‘Amerikan ailesi ile Türk ailesi bu kadar benziyor mu gerçekten?’ Dünyanın her yerinde aileler birbirine benziyor.

 

‘Siyasi karikatür çizince bir taraf olmanızı istiyorlar.’

Siyasi karikatür üzerine çizince ne yaparsanız yapın, birileri sizden bir taraf olmanızı isteyecek. Karşı tarafınızdakiler ne kadar güzel, ne kadar komik çizseniz de sizi sevmiyorlar. Yanlış düşündüğünüzü zannediyorlar. Siyasi karikatürlerde siz ne yaparsanız yapın birileri sizden nefret ediyor.

 

‘Yeni karikatürler yapıp dünyaya satmalıyız.’

TRT Çocuk’ta Çatlak Yumurta’lar diye çizgi filmlere başladık. Yıllarca bunu yapmak istedim ama istediğim kaliteyi tutturamıyordum. Çok iyi tepkiler alıyoruz seyirciden. Tabii bir de böyle bir sektör oluştu; çizgi film karakterlerinin oyuncakları çıkıyor.

Bu sektör dünyada o kadar önemli ki ! ‘Karikatür yap, karikatür sat.’ Karakter üretip karakter satmak çok daha geçerli bir yöntem bu yıllarda.

 

‘Sosyal medyada bir linç ortamı var.’

Eskiden karikatürü anlamadığınız zaman üstünde durmuyor, geçiyordunuz. Bugün yeni medya düzeninde, anlamadığınız konu üstünde yorumlar yapıyorsunuz; başka birileri de buna kapılıp gidiyor ve bir linç ortamı oluşuyor

 

‘Ben kendi sınırımı biliyorum.’

Kağıt var, kalem var istediğini çizebilirsin; ama iş yayınlanmaya gelince bir yerde eline sahip olman lazım veya birilerinin sana dur demesi gerekiyor. Şimdiye kadarki tecrübemle ben kendim artık o sınırı çizebiliyorum.Televizyona çizince başka bir sınır var, gazeteye çizince başka, dergiye çizince başka. Televizyondaki karikatürlerin çok basit olduğunu söylüyorlar. Basit olmasının sebebi çok hızlı olup, ekranda kısa süre kalması.

 

‘Dünya görüşüm değişse de hep aynı çizgide ilerliyorum.’


40 yıl içinde tabiki dünya görüşüm değişmiştir, fakat özünde hep aynı çizgide ilerliyorum. İşin tekniğini öğrenmek birkaç yıl götürüyor, ondan sonra ise hep yenilenmeniz lazım.

 

‘Artık çizmek için ofise gitmeye gerek yok.’

Elle çiziyorsunuz, kağıda çiziyorsunuz, deftere çiziyorsunuz… Şimdi telefondan onun resmini çekiyorsunuz, program bunun perspektifini yapıyor, sonra da bilgisayara atıp photoshopta boyuyorsunuz, oradan da mail atıyorsunuz. Artık bir gazeteye veya ofise gitmeye gerek kalmıyor. Nerede olursanız olun çizebiliyorsunuz.






Sıradaki Haber İçin Sürükleyin