REKABET KURULU'NUN BASTIĞI YAPIMCILAR OYUNCU ERKAN PETEKKAYA İÇİN TOPLANMIŞTI

Geçen haftalarda, beş ünlü dizi yapımcısının gizli bir toplantı yapıp tekel oluşturmaya yönelik kararlar almasını ihbar eden "Bay X" imzalı bir mektup Rekabet Kurulu'na gönderilmiş, bu beş yapımcının şirketine baskın yapılmıştı. Bu beş kişiden biri olan, Haziran Gecesi'nin de yapımcısı Faruk Turgut'la o "gizli" toplantıda neler konuşulduğunu, ne kararlar alındığını ve yerli dizi piyasasını Haftalık'a anlattı

Google Haberlere Abone ol
REKABET KURULU'NUN BASTIĞI YAPIMCILAR OYUNCU ERKAN  PETEKKAYA İÇİN TOPLANMIŞTI



O gece o toplantıda neler konuşuldu


"O toplantının ana gündem maddesi Erkan Petekkaya'ydı. Osman Yağmurdereli'nin 'Köpek' dizisinde oynuyordu. Dizi bitti. Başka bir yapımcı devreye girerek Erkan'a olmadık bir para teklif etti"


"Naz Elmas'ı Havin karakteriyle ben yarattım. Başkası üç katı para verip alırsa bu adil olur mu?"


"Asmalı Konak'ın reytingleri iştahımı kabarttığı için Haziran Gecesi'nde Özcan Deniz ile anlaştım"


"Tomris Giritlioğlu öyle bir tekel oluşturuyor ki, ondan oyuncu almak imkânsız"


"Çark çok sağlıklı dönmüyor. Hak etmeyen bir sürü insan çok büyük paralar kazanıyor. Çok talep var, bunu karşılayacak ne doğru dürüst oyuncu var, ne yönetmen, ne de yapımcı"


"Sabah aynı saatte Ankara'dan ikişer kişi yazıhanelere geldiler. 'Şu andan itibaren hiçbir şeye dokunmayacaksınız. Arama yapacağız' dediler. Kişisel bilgisayarlarımızdan tuttuğumuz notlara, anlaşmalara kadar her şeye baktılar"


-----------------------------------


- Televizyonun önde gelen beş yapımcısı olarak tekelleşme iddasıyla rekabet kurulunun baskınına uğradınız ve manşetlere taşındınız. Bunu nasıl başardınız?


Vallahi ne olduğunu biz de anlayamadık. Zaten her 15 günde bir, bir araya gelip hem yemek yer, hem de sektörün sorunlarını koruşurduk.


- Bu toplantılar hep beşiniz arasında mı olurdu? Yani siz, Osman Yağmurdereli, Osman Sınav, Erol Avcı ve Necati Akpınar arasında?


Genelde beşimiz olurduk. Ama bu son toplantıya Avşar Film'den Şükrü Avşar da katıldı. Bu yemeklerin amacı sektördeki sorunlara çözüm bulmaktır. Ayrıca rakip olarak birbirimize karşı olumsuz tavırlar sergilemektense bunları konuşmak, çözümler üretmek istedik.


- Peki sizi Rekabet Kurulu'na ihbar eden bu "Bay X" kim? Sinan Çetin'in "Bay E" diye bir filmi vardı bir zamanlar. Bu Bay X, o Bay E olmasın? Şaka bir yana bir iki isim ortaya atıldı...


Bay X'in kim olduğunu ben de çok merak ediyorum. Birileri herhalde bizim birlikteliğimizden huzursuz oldu.


- İddia edildiği gibi o toplantıların amacı oyuncuların fiyatını düşürmek için bir tekel oluşturmak mıydı?


Fiyatları bizim belirlememiz söz konusu olabilir mi? Sonuçta her şeyi reytingler belirliyor. Reyting yapan sanatçının rakamı da yüksek olur. Bir önce yaptığı işe bakarak oyuncuların konumları belirleniyor. Mesela ben Özcan Deniz'i "Haziran Gecesi"ne aldım, çünkü daha önce oynadığı "Asmalı Konak"ın reytingleri iştahımı kabartmıştı. Reytinglerde öne çıkan oyuncular yapımcıların ilgi odağı oluyor. Sonra da açıkcası para konuşuyor. Kim daha çok parayı verirse onun üzerine kalıyor.


- Beşinizin bir araya gelmesi bu duruma bir çözüm bulmak için olamaz mı?


Orada toplanan yapımcı profilleri çok farklıydı. Osman Yağmurdereli ve ben starlarla çalışırız. Osman Sınav kendisini ve projesini ön plana çıkarır, isimsiz oyuncularla çalışır. Necati Akpınar'ın türü tamamen farklıdır. Bunları aynı kefeye koyup "beşi bir araya geldi, diğer yapımcıları ve oyuncuları belli bir tavıra zorlayacaklar" diye düşünmek yanlış.


- Kadir İnanır içinizden birine telefon edip "Bir araya gelip oyunculara tekel mi kuruyorsunuz? Diğer yapımcıları dışlamak gibi bir niyetiniz mi var" diye sormuş. Doğru mu bu?


O telefonu bana açtı Kadir abi. Ona yanlış bir duyum gitmiş. Biz o toplantıları oyuncuların fiyatlarını belirlemek, onlara tavır almak için yapıyormuşuz gibi bir bilgi gitmiş.


- Ne dedi Kadir İnanır size?


"Siz beş yapımcı bir araya gelip piyasanın fiyat dengesini mi belirleyeceksiniz?" dedi. Kadir ağabeyi çok sever ve sayarım. Ben de ona durumu anlattım. Ayrıca bizim o günkü toplantımızın ana maddelerinden biri de kanalların reytinge dönük fiyat belirlemesiydi. Artık kanallar alınan reytinge göre kademeli olarak para ödüyorlar.


- Reytingin arttığı sürece daha fazla para alıyorsunuz...


Evet ama bu yarışa girince yapım bütçesi çok büyüyor. Büyük paralar harcanıyor, dizi tutmazsa üçüncü bölümde kaldırılıp bir kenara atılıyor.


- Büyük masraflar diyorsunuz... Mesela "Haziran Gecesi" gibi bir dizinin bir bölümü ne kadara mal oluyor?


O ayarda bir dizinin bir bölümünün maliyeti ortalama 150 ile 250 milyar arasındadır. Şimdi diziler 110 - 120 dakikaya kadar uzadı. Neredeyse bir film süresi kadar. En azı 80 dakika. Bir hafta içinde bu kadar net görüntü çekmek zorundasınız. Bu hem teknik ekibi hem yapımcıları zora sokuyor. O toplantılarda bunları da konuşuyorduk.


- Bu paranın neredeyse dörtte birini bir star oyuncu alıp gidiyor.


O kadar olmasa bile öyle bir durum var. Bir de şöyle bir imaj oluştu. En rahat para ödeyen yapımcı durumundayım. Genelde starlarla çalıştığım için onlara iyi paralar veriyorum. Ama şunu düşünüyorum: Türkiye'de kaç tane Özcan Deniz var? Kaç Sibel Can, Halil Ergun var?.. Çalıştığınız oyuncudan verim alıyorsanız, reyting alıyorsanız, para kazanıyorsanız o parayı ödeyeceksiniz.


- Özcan Deniz'in yeni sezonda "Haziran Gecesi" için bölüm başına 53 milyar istediği doğru mu?


Hayır. Böyle bir şey yok. Bu konular abartılıyor biraz. 200 milyara çektiğim bir bölümün dörtte birini bir oyuncuya verilmesinin adil olmadığı ortada. Ama onlar zaten çok para kazanıyor. Bizden bir haftada aldığını, bir ekstra sahne çalışmasından bir gecede alıyor bu arkadaşlar. İyi bir oyuncuyu elinizde bulundurmadığınız zaman, çok iyi bir projeniz olsa bile bunu hayata geçirmek çok zor.


SON TOPLANTININ SEBEBİ: KÖPEK DİZİSİNDEN ERKAN PETEKKAYA


- Baskına neden olan şu son toplantıya dönersek... Orada daha somut bir şeyler konuşulmadı mı?


O toplantının ana gündem maddesi Erkan Petekkaya'ydı. Osman Yağmurdereli'nin "Köpek" dizisinde oynuyordu. Dizi bitti. Başka bir yapımcı devreye girerek Erkan'a olmadık bir para teklif etti. Erkan da tam o yapımevine gidiyordu ki...


- Hangi yapım şirketi bu?


Tomris Giritlioğlu ve Şükrü Avşar. Avşar Film yani.


- Eee... O da varmış toplantıda...


Anlatıyorum işte. Osman Yağmurdereli araya girmiş; Erkan, Avşar Film'e değil, Erol Avcı'ya gitti.


- Yani Osman Yağmurdereli, Petekkaya'nın Şükrü Avşar'ın değil, Erol Avcı'nın şirketi ile dizi yapmasını sağladı. Neden böyle bir şey yapmış?


Bildiğim kadarı ile "Ben o yapımcıdan fazla haz etmiyorum. Benim sende emeğim varsa Avşar'a değil, Erol Avcı'ya git" şeklinde bir misyon yüklenmiş. O toplantıda Erol Avcı da vardı, Şükrü Avşar'da... Bütün bunlar konuşuldu. Biz kendi aramızda böyle dayanışmalar yapmamız gerektiğini konuştuk. Çünkü anlamsız yere fiyatlar şişiyordu. Osman Beyle benim aramda da bazı rekabetler oldu. Buradan da bazı senaristlerimiz, oyuncularımız ciddi rantlar elde etti.


- Ama bu anlattığınız da bir çeşit tekel. Beş kişi bir araya gelip aranızda anlaşma yapıyorsunuz.


Hayır. Osman Bey orada manevi konumunu kullandı. Bir sözleşmeyle ilgisi yok. Bir de şöyle düşünün. Diyelim ki benim bir oyuncuda emeğim var. Mesela Naz Elmas... "Haziran Gecesi"nden önce bu kız hiçbir yerde oynamamıştı. Ben bu insanı buluyorum. Dört ay yatırım yapıyorum, oyuncu koçları tutuyorum, makyajından giysilerine kadar uğraşıyorum, onu Havin karakteriyle buluşturuyorum. Sonra bu dizide patlıyor. O noktaya geldikten sonra biri çıkıp üç misli para veriyor, alıp gidiyor. Şimdi bu adilâne bir davranış mı? Erkan da aynı durumda. "Köpek" dizisi olmasa Erkan Petekkaya olur muydu?


- Ama biraz daha ilerisini düşünün. Siz beş büyük şirket bir araya gelince oyuncular üzerinde bir baskı oluşturabilirsiniz. İstediğinizi oynatıp, istediğinizi oynatmayabilirsiniz. Özellikle genç oyuncular "bizi bu piyasadan silerler" diye korkabilirler.


Mümkün mü? Bizim dışımızda kaç tane yapımcı var. Üstelik bunlar sadece düşünce aşamasında. Aynı şeyi Tomris Giritlioğlu da yapıyor. Tomris Hanım o kadar baskı koyuyor ki sıkıysa oyuncularından birini al, oynat. O da haklı, o kadar yatırım yapmış bir oyuncuya...


- Osman Yağmurdereli, Erkan Petekkaya'nın neden Avşar Film'e gitmesini istemedi?


Onun yerine bunları benim anlatmam hoş değil ama, geçmişte Tomris Hanımla Osman Bey arasında da böyle bir oyuncu meselesi olmuş. Öyle bir tekel oluşturuyor ki Tomris Giritlioğlu, ondan oyuncu almak imkânsız.


- Tekel tek kişiyle olur mu? Beş kişi bir araya gelince olur...


Mesela "üç dizi birden çekeceğim, gidersen seni hiç birinde oynatmam" diyor oyuncuya. Bu anlamsız çekişmeler de birilerinin işine yarıyor. İşte bunlara bir çözüm arıyoruz. Hoş şeyler değil bunlar...


- Afedersiniz ama sizinki biraz pis bir camia galiba?


Bu, insan kalitesi düşük bir piyasa. Türkiye'nin bazı gerçekleri var. Bu sektördeki insanlar bu gerçeklerin farkında değil. Bu piyasa, çok ciddi paralar kazandırıyor. Bu paralar da insanların üzerinde olumsuz etkiler yapıyor, ilkeler, prensipler kalmıyor.


- Kazanılan para yüzünden mi?


Evet. Her şeyi para belirler hale geliyor. Açıkcası bu da insanları bozuyor. Çark çok sağlıklı dönmüyor. Hak etmeyen bir sürü insan çok büyük paralar kazanıyor. Çok talep var, bunu karşılayacak ne doğru dürüst oyuncu var, ne yönetmen, ne de yapımcı.


- Yeşilçam'da asistanlıkla işe başlamış ve bu yerlere gelmiş bir Faruk Turgut olarak siz de kendinizi bu bozulmuşluğun içinde hissediyor musunuz?


Hem de nasıl. Ben Yeşilçam'ın kendine özgü kuralları içinde yetişerek bu noktaya geldim. Yeşilçam hiçbir döneminde böyle değildi. Kendi içinde denetim mekanizmalarını kurarak sorunlarını sağlıklı şekilde çözüyordu. Hakkeden istediğini alıyor, etmeyen yok olup gidiyordu. Burada böyle bir denge yok.


- Rekabet kurulunun baskın yaptığı güne dönersek... Bu baskın nasıl oldu?


Bu arkadaşlar Ankara'dan gelmişler. Sabah aynı saatte ikişer kişi yazıhanelere geldiler. "Şu andan itibaren hiçbir şeye dokunmayacaksınız. Arama yapacağız" dediler. Kişisel bilgisayarlarımızdan tuttuğumuz notlara, anlaşmalara kadar her şeye baktılar.


- Ne arıyorlarmış? Yazılı bir belge mi?


Bu beş yapımcı bir araya gelip tekel oluşturmaya yönelik bir çalışma yaptılar mı? Böyle bir belge var mı?..


- Sizi böyle bir belge imzalayacak kadar saf mı sanmışlar?


Herhalde. Böyle bir şey yok ama olsa biz bunun gereklerini yerine getirmez miydik?


"AHU TÜRKPENÇE İLE ANLAŞTIM"


- Yeni sezonda yeni projeleriniz var mı?


Bu hafta "Kısmet" adında yazlık bir diziye başlıyoruz. "Haziran Gecesi", "Büyük Yalan" ve "Saklambaç" zaten yeni sezonda devam ediyor. Bunların dışında "Bir İstanbul Masalı"ndan Ahu Türkpençe ile anlaştım. Ekim ayında da onunla yeni bir diziye başlayacağım.


- Ahu Türkpençe artık dizi götürecek bir star sayılıyor mu?


Henüz değil. Nebahat Çehre, Nurseli İdiz ve Cenk Ertan'ı da aldık aynı diziye. Şimdi sağlam bir erkek oyuncu arıyoruz.


- Tomris Giritlioğlu'ndan isteseniz...


Yok. O vermez...


- Yeni sezona beş dizi ile birden mi giriyorsunuz?


Hayır, yılbaşına kadar "Haziran Gecesi" ve "Saklambaç" bitecek. Sadece "Büyük Yalan" devam edecek. Diğerlerinin yerlerine yenilerini hazırlıyorum. Bu yeni sezonda ortalık toz duman olacak. Haftanın bütün geceleri büyük dizilerle tutulmuş durumda. Bir de çarşamba geceleri Şampiyonlar Ligi maçları var. Bunların karşısına yeni dizi koymak intihardan farksız. Üstelik sadece üç kanal, 50'den fazla yapımcı şirket var. Üç tane alıcı olan işte tekel olur mu?


- Siz de oyuncuya karşı yaparsınız tekeli...


Hakkeden oyuncuya karşı yapman mümkün mü? Mesela Kadir İnanır'a yapabilir misin?


- Özgü Namal'a yaparsınız... Erkan Petekkaya'ya yaparsınız...


Yapabilirsek yaparız n'apalım. Biz de uyandık artık. Ben bu kadar emek veriyorsam, kendi oluşturduğum bir şeyi bir başkasına neden yedireyim? Bu kadar emek vermişim, biri gelecek üç lira yerine beş lira verecek "bana gel" diyecek... Giderse de gider. Ama vefa diye bir şey varsa gitmemeleri lazım.

Etiketler Ahu Türkpençe
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin