Reha MUHTAR/VATAN
Nilüfer...
Sigara yazısını yazıyordum...
VATAN yazı işlerinden Emin Bey aradı beni...
Her akşam 19-20 sularında arar beni:
“Reha Bey, birinci sayfanın spotlarını attım mailinize...”
dedi...
Her akşam ben yazıyı yazarken, gazetenin birinci sayfasının
spotlarını atarlar bana...
Hani ertesi günün gazetedeki haberleri hakkında bir yorum yazmak
isterim belki diye...
Telefonda teşekkür ettim...
İçimden “Şimdi bakmayayım... Sigara yazısını yazayım... Sonra
bakarım...” diye geçirdim...
***
Sigara zammını “Tiryakilik azalsın, yeni tiryakiler
yaratılmasın” diye doğru bulduğum yazıyı bitirdim...
Gazeteye telefon ettim, “Birinci yazıyı alabilirsiniz” diye...
Sonra, “Bakalım yarın neler varmış birinci sayfada” onlara bakmak
için gazeteden gönderilenleri okumaya koyuldum...
Üçüncü haber “Kanser teşhisi kondu” diyordu...
“Kime kondu acaba” diye çok hızlı gider göz böyle haberleri
okurken...
Haberin beklemeye tahammülü yoktur hani okuyan için...
“56 yaşında kronik astım olan ünlü sanatçı Nilüfer... Meme kanseri
teşhisi kondu... Ameliyat olacak...”
İçimin boşaldığını hissettim birden...
37 yıl önce, daha 15 yaşındayken, aynı haberi annemle ilgili
almıştım...
Babam söylemişti...
“Oğlum annende meme kanseri çıktı... Sana söylemedik... Bu sabah
ameliyat oldu... Durumu iyi... Hastanede seni bekliyor...”
Sigaraya yeni başlamıştım...
Daha babamın önünde içme aşamasına gelmemiştim...
O gün paketi çıkardım ve babamın önünde 15 yaşında sigarayı
tüttürmeye başladım...
Adamcağız hastanede yatan karısına mı üzülsün, karşısında 15
yaşında sigara tüttüren oğluna mı hüzünlensin, anlayamadı, “İçme o
sigarayı önümde” diye bir şeyler geveledi...
***
Haberde “erken teşhis” olduğu söylenmişti...
Biliyordum kanserde hele meme kanserinde erken teşhisin
önemini...
Annem meme kanserinden ameliyat olmuş, tedavisi yapılmış, şükür
Allah’a 37 senedir sağlıkla yaşıyordu...
Nilüfer’i aradım...
Sesi çok iyi geliyordu...
Doktorlarla konsültasyon yapılmış, ameliyata karar
verilmişti...
“Erken teşhis” olduğunu söylemişlerdi doktorlar...
Ona annemin de aynı şeyi geçirdiğini ve erken teşhisle kurtardığını
söyledim...
Biliyordu zaten, defalarca konuşmuşlardı bunu aralarında...
Önümüzdeki hafta ameliyata girecekti...
Cuma günkü konseri vardı, “İptal etmek istemedim” dedi...
***
Kızımı sordum, neler yapılabileceğini konuştuk...
Kaderin garip bir tecellisiydi bu...
Daha Pazar günü Sabah gazetesinden Ayşe Ferhangil’e röportaj
verirken şöyle söylemiştim:
“Hayatımdaki sevgililerim artık çocuklarım... Ve iki kadın
çocuklarımın anneleri olan hayatımda çok önemliler...”
Ayşe Ferhangil sormuştu...
- “Hayatınızdaki en önemli kadınlar onlar mıydı?.. Onun için mi
onlardan çocuk yaptınız?..”
- “En önemli miydiler onu bilmem... Ama çocuklardan sonra en önemli
oldular... Bir erkeğin çocuklarının anneleri erkeğin hayatında her
zaman çok önemli olacak... O çocuklar oldukça, o anneler olacak...
Bu kesin...” demiştim...
***
Nilüfer’le konuştum...
Ona hayatın aynı mükemmelikte hepimiz için devam edeceğini,
annemden gelen bilgiler çerçevesinde anlattım...
Morali çok iyiydi...
Başarılı bir ameliyat geçirip, aynı sağlık ve mutlulukla yaşayacak
çok uzun yıllar o...
Kızımın annesine ihtiyacı var...
Bütün Türkiye’nin ona ihtiyacı olduğu gibi...
Elbette başaracak...
Onun adı Nilüfer...