Ravza Kavakçı Kan için İBB'nin verdiği burs dava konusu olmuştu: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti

Geçtiğimiz aylarda AK Partili Milletvekili Ravza Kavakçı Kan'ın üniversiteye gitmesi için İBB tarafından verilen burs tartışma yaratmış ve mahkemeye taşınmıştı. Gazeteci İsmail Saymaz bugünkü köşe yazısını bu konuya ayırdı. İsmail Saymaz, "Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kan’ın ve iki eski belediye yöneticisinin ifadesini almadan kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol
Ravza Kavakçı Kan için İBB'nin verdiği burs dava konusu olmuştu:  Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti

Geçtiğimiz aylarda AK Partili Milletvekili Ravza Kavakçı Han'ın üniversiteye gitmesi için İBB tarafından verilen burs tartışma yaratmış ve mahkemeye taşınmıştı. Gazeteci İsmail Saymaz bugünkü köşe yazısını bu konuya ayırdı. İsmail Saymaz, "Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kan’ın ve iki eski belediye yöneticisinin ifadesini almadan kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti" ifadelerini kullandı.

İşte gazeteci İsmail Saymaz'ın Halk TV'deki köşe yazısından dikkat çeken bölümler:

"ABD Temsilciler Meclisi, nazire yaparcasına, 15 Temmuz’dan bir gün önce Türkiye’ye F-16 satışını yasaklayan teklifi kabul etti.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tweetler atarak, Erdoğan’ı diplomatik başarısızlıkla suçlarken, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmede çevirmen olarak Merve Kavakcı’nın kızı Fatima Gülham Abushanab’ı yanına almasını eleştirdi.

Abushanab için “Hanım kızımız” dedi.

Abushanab, Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi oldu. ‘Hanım kız’ ifadesini tehdit, nefret, ayrımcılık ve hakaret ifadesi saymak, geçiyorum yasaları, asıl Türkçe’yi bilmemektir. ‘Hanım kız'ı hakaret zanneden bir çevirmen, Erdoğan - Biden arasındaki konuşmaları yanlış anlamış ve çevirmiş olabilir. Böyle bir hata ABD ile ilişkilerimizin kopmasıyla ve ulusal çıkarlarımızın zedelenmesiyle sonuçlanabilir.

Hoş, Abushanab, Türk vatandaşı değil.

Annesi gibi ABD vatandaşı.

Annesi Merve Kavakcı, 1999 yılında başörtüsünden dolayı TBMM’ye sokulmayarak ve dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra evine baskın düzenlenerek, haksızlığa uğradı. Bu zorbalığın neden olduğu mağduriyet AK Parti’nin yelkenlerini doldurdu. Kavakçı, diplomatik deneyimi olmamasına karşın Malezya Büyükelçisi yapılarak, özür kabilinden ödüllendirildi.

AK Parti, Türk milletinin Kavakcı Ailesi’ne borçlu olduğunu ve borcun hiç bitmeyeceğini düşünüyor olmalı ki Kavakcı’nın kızı Abushanab’ı gayriresmi çevirmen olarak kullanılıyor. ABD ile ilişkilerimizdeki kritik bilgileri kamu görevlisi olmayan 32 yaşındaki bu genç kadın işitiyor.

Monşerler diplomasi görsün!

İşe girdikten bir hafta sonra burs çıktı

Kavakcı’nın kız kardeşi Ravza Kavakcı Kan da alacaklılarımız içinde yer alıyor. Kan, 1994’te İBB’ye bağlı Belbim A.Ş.’de bilgisayar programcısı olarak işe girdi ve iki yıl sonra ayrıldı.

Belediyeye ikinci girişi 2006’da oldu.

Ocak 2006’dan itibaren İBB’de sözleşmeli mühendis sıfatıyla çalışan Kan, 24 Kasım 2008’de ABD’deki Howard Üniversitesi Yüksek Lisans Bölümü’nden kabul aldı.

Derhal istifa etti.

1 Aralık 2008’de yine İBB’ye bağlı Metro İstanbul Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne iş başvurusunda bulundu.

Çünkü raylı sistemlerden sorumlu Metro A.Ş., personeline yurtdışında burslu şekilde lisans üstü eğitim aldırmaya karar vermişti. Birkaç şartla tabi. “İBB’nin menfaatini sağlamak” örneğin. “İş gücü kapasitesini arttırmak” ya da. “Personelin dönüşünü garantiye almak” gibi mesela.

Kan, Metro A.Ş.’ye başvururken işe kabul edileceğini, sonra ABD’ye gönderileceğini biliyor olsa gerek.

İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı raporuna göre 16 Aralık’ta işe başlatıldı.

23 Aralık’ta, burs sözleşmesi yokken, İnsan Kaynakları Müdürü Ali Yandır tarafından, Kan adına ABD’ye kesilmiş uçak biletinin ödenmesi teklifi Metro A.Ş. Genel Müdürü Ömer Yıldız’a sunuldu. Yıldız’ın 22 Aralık’ta “Uygundur” yazısıyla onaylandı. Onayın tarihi, tekliften bir gün önce olabilir mi? İBB’de oluyordu.

Metro İstanbul A.Ş.’den Howard’a ‘seçilmiş başarılı profesyonellerin’ yurt dışındaki eğitimi için burs programı başlattıklarını, tüm masraflarına sponsorluk ettiklerini bildiren mektup gönderildi. Kan da dört kişilik ‘başarılı profesyoneller’ grubunun içindeydi. Ancak Kan, bu yazı kaleme alınırken, Metro A.Ş.’de bir haftadır çalışıyordu.

Nasıl bir başarısı vardı, anlamak mümkün değil.

Yine sözleşme ortada yokken, 30 Aralık’ta ‘yurt dışı eğitim bursu’ adı altında Kan’a 4 bin dolar ödendi.

Burs sözleşmesi ise 1 Ocak 2009’da imzalandı.

Mecburi hizmet bitmeden milletvekili oldu

Kan, 2009 yılından 2013’e kadar ABD’de yüksek lisans eğitimi gördü.

Doktora dört yıl olmasına rağmen dört yıl yedi ayda bitirebildi. Felsefe ve siyaset bilimi dalında mezun oldu.

“Türkiye’nin Rol Model Statüsündeki Paradokslar Avrupa Birliği’ne Katılımı: Temsil Gücüne Eleştirel Bir Bakış” başlıklı tezi yazdı.

Bu teze İBB onay vermediği gibi, içeriği şirkete bildirilmemişti bile. Ayrıca Metro İstanbul A.Ş.’nin faaliyetleri ile bir ilgisi de bulunmuyor.

Kan’ın eğitimi için 155.035,42 dolar ve 52.781,49 TL harcandı.

15 gün içerisinde görevine dönmesi gerektiği halde müracaat etmedi.

İBB haricinde bir işte çalışmaması gerekirken, 2014’te özel üniversitede ders verdi.

Mecburi hizmetini tamamlamadan, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’den milletvekili seçilince iş sözleşmesi askıya alındı.

Halen milletvekili olduğu için İBB’ye dönmedi.

İfade bile almadan…
İBB el değiştirdikten sonra, o dönemin Genel Müdürü Ömer Yıldız ile Yardımcısı Ali Yandır hakkında güveni kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunuldu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kan’ın ve iki eski belediye yöneticisinin ifadesini almadan kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti.

Kararda, ihtilafın Metro A.Ş. ile Kan arasındaki burs sözleşmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Sözleşmede, mecburi hizmet şartının getirildiği belirtiliyor. Gerek Metro A.Ş.’de, gerekse başka iştiraklerde, şartları taşıyan çalışanlara yurt dışı eğitim burs imkanının sağlandığı kaydediliyor. Şüphelilerin “şirket zararına ve başkalarının menfaatine tasarrufta bulunma kasıtları bulunmadığı” savunuluyor.

İBB, karara itiraz etti.

Dilekçede, şüphelilerin sözleşmedeki yaptırımları uygulamayıp kamu zararına yol açtıkları ifade ediliyor. Kan’ın sözleşmedeki yükümlülüklere uymadığı ileri sürülerek, masrafların faiziyle ödenmesi gerektiği vurgulanıyor.

İBB, zararın tazmini ve iş sözleşmesinin feshedildiğine dair tespit için Kan aleyhine iki dava daha açtı.

Bu davalar devam ediyor.

Öde öde bitmiyor

Kan, bursun CHP tarafından gündeme getirilmesi üzerine TBMM’de, “Çalışıp burs almanın ve doktora yapmanın kanun dışı olduğunu, bunun usulsüzlük olduğunu bilmiyordum. Usulsüzlük neresinde, onu da bilmiyorum. Bütün çalışanlar gibi başvurdum, kabulümü aldım, doktoramı dört üzerinden dörtle tamamladım” dedi.

Usulsüzlük şurasında:

Kan, Merve Kavakcı’nın kız kardeşi olmasaydı, kuvvetle muhtemel Metro Istanbul A.Ş.’de iki haftada işe kabul edilmeyecek ve başladıktan bir hafta sonra ABD’de yüksek lisans eğitimi için burs kazanmayacaktı. Burs sözleşmesi imzalanmamışken uçak bileti alınmayacak ve kendisine elden para verilmeyecekti. Metro İstanbul A.Ş’nin faaliyet alanlarıyla ilgisi olmayan bir konuda tez yazamayacak, mecburi hizmeti bitirmeden milletvekili olamayacaktı.

Kavakcı Ailesi’ne nasıl bir borcumuz var ki öde öde bitmiyor."

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin