Radikal yazarlarından o muhabire övgü!

Radikal gazetesi yazarları, gazetenin muhabiri İsmail Saymaz'ı bugünkü köşelerine taşıdı.

Google Haberlere Abone ol
Radikal yazarlarından o muhabire övgü!

Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden Korkmaz’ın öldürülme anı görüntülerini ortaya çıkaran Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, bugün gazetenin yazarları Oral Çalışlar ve Eyüp Can'ın köşesinde yer aldı. 



Eyüp Can İsmail Saymaz'ı köşesine 'Laz İsmail' diye taşırken, Saymaz'ın imza attığı yüzlerce habere ve 6 kitaba da değindi. Eyüp Can'ın Saymaz'la ilgili yazısı şu şekide:



"Laz İsmail



Her şeye rağmen inatla hak mücadelesi veren gazeteciler de var. İyi ki de var... Yüzlerce haber ve altı kitaba imza atan 'bizim Laz İsmail' sadece onlardan biri.



Manisa Davası’nı hatırlıyor musunuz? 

Hani şu 1990’ların ortasında çoğu lise öğrencisi 16 gence gözaltında işkence yapılan dava. 

Çocuklar bir vagona izinsiz yazı yazdıkları için yasadışı örgüte üye olmakla suçlanmışlardı. 

Hepsi beraat etti. 

Ama onlara gözaltında her türlü şiddeti uygulayan polisler ‘işkence yapmak’ suçundan toplam 85 yıl ceza aldı. 

En önemlisi, Manisa Davası Türkiye’de sistematik işkence ile mücadelede ‘dönüm noktası’ oldu. 



* * * 



Peki ya Susurluk Davası’nı hatırlıyor musunuz? 

Hani şu 3 Kasım 1996’da Susurluk’ta meydana gelen trafik kazası sonucu yasadışı polis-mafya-siyaset ilişkilerinin ortaya çıkmasını sağlayan skandal davayı. 

Sonrasında çorap söküğü gibi kirli ilişkileri... 

Derin devlet tartışmasının ilk izlerini... 

28 Şubat’la birlikte kapatılmaya çalışılan pislikleri. 



* * * 



Ya da Engin Çeber Davası’nı... 

Hani şu 28 Eylül 2008’de kimlik kontrolü yapan polislerce gözaltına alınan ve tutuklu bulunduğu cezaevinde jandarma ve gardiyanlar tarafından işkence edilerek öldürülen Çeber. 

İntihar etti dendi. Kafasını taşa vurup öldü dendi... 

Dendi de dendi... " 



Eyüp Can'ın köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.





Oral Çalışlar ise, İsmail Saymaz'ın gazeteciliği başlıklı yazısında Uğur Mumcu'dan örnek verdi. Çalışlar'ın Saymaz'la ilgili köşe yazısı şu şekilde:



"İsmail Saymaz'ın gazeteciliği



Bazen bir insanın özel gayreti, 'karanlığın aydın-latılması'nda tayin edici olur. Rahmetli Uğur Mumcu'nun özel araştırmalarının rolünü örnek verebiliriz.



Eskişehir’de Gezi olayları sırasında hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz cinayetinin aydınlatılması sırasında, iki İsmail’in daha ismi öne çıktı: Gazeteci İsmail Saymaz ve fırıncı İsmail Koyuncu. Üç İsmail’in hayatları ve kaderleri, sanki bir roman veya tiyatro piyesi gibi, birbirine karıştı. İsmail Saymaz, arkadaşımız ve meslektaşımız. İsmail Koyuncu ise saldırıda rol aldığı için tutuklanan fırıncı. 



Bazen bir insanın özel gayreti, belli bir olayın çözülmesinde, ‘karanlığın aydınlatılması’nda tayin edici olur. Bu kişi, yeri geldiğinde savcı, polis, bazen bir gazeteci olabilir... Mesela, birçok karanlık olayın aydınlatılmasında, rahmetli Uğur Mumcu’nun özel araştırmalarının rolünü örnek verebiliriz. 



‘Tipik süreç’ler... 



Bu ülkede bir devlet görevlisi suç iddiasıyla yüz yüze geldiğinde yaşanan ‘tipik süreç’ler vardır... Bu olayda da esas olarak bunlar yinelendi. Önce vali, “Kendi arkadaşları dövmüştür” diyerek ‘beklenen açıklama’yı yaptı. Gazeteciler ve de özellikle İsmail Saymaz arkadaşımız konuyu büyük bir ısrarla takip etmeseydi, muhtemelen olay kapanacaktı. 



Sonunda gerçek büyük ölçüde aydınlandı. Polis ve bir grup ‘yurttaş’ın, gösteriler sırasında ara sokağa kaçan Ali İsmail Korkmaz’ı döverek öldürdükleri anlaşıldı. Vali, bu süreçte, elinden geldiği kadar, soruşturmanın polise ve devlet görevlilerine yönelmesini engellemeye çalıştı. 

Benzer süreçleri Hrant Dink cinayeti sırasında da yaşadık. Hatırlayalım: Dink cinayetinde tetikçi yakalandı, ancak soruşturmanın devlet görevlilerine doğru yönelmesi sürekli engellendi. İdare, memurlar için soruşturma izni vermedi. Arkadaki asıl gücün ortaya çıkmadığı, çıkarılmadığı bir davanın ötesine geçemedik."



Oral Çalışlar'ın köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız. 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin