Prof. Dr. Naci Görür birer birer sıraladı: Olası bir depremde ekonomi çarkları durur, Türkiye diz çökerse siyasi bağımsızlık da elden gider!

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, bugünkü toplantısında yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür’ü dinledi. Marmara’da beklenen depreme dikkat çeken Görür, “Eğer İstanbul’da beklediğimiz deprem olursa, İstanbul’daki iş dünyasının depreme hazırlıksızlığı nedeniyle Marmara’daki ekonomi çarkları durur. Durması demek, Türkiye’nin ekonomik anlamda diz üstü çökmesi demek. Türkiye diz üstü çökerse ekonomik bağımsızlığını kaybeder, siyasi bağımsızlığını da kaybeder diye endişe ediyorum” dedi.

Google Haberlere Abone ol
Prof. Dr. Naci Görür birer birer sıraladı: Olası bir depremde ekonomi çarkları durur, Türkiye diz çökerse siyasi bağımsızlık da elden gider!

TBMM Deprem Araştırma Komisyonu bugünkü toplantısında yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası temsilcilerini dinledi. Komisyon toplantısına çevrimiçi bağlanan Görür, şunları söyledi:

“DEPREM DİRENÇLİ KENTLERİ DEPREM YIKAMAZ, BU KADAR ZAİYAT VEREMEZ”

Deprem dirençli kentleri deprem yıkamaz, bu kadar zaiyat veremez. Ölenler tesadüfen ölür. Deprem dirençli kentleri nasıl yapabiliriz, bence bu komisyonun konusu bu olmalıdır. Bir kent 6 bileşene sahiptir. Bunlardan birincisi; yönetim sistemi, ikincisi; halk, üçüncüsü; altyapı, dördüncüsü; yapı stoku, beşincisi; çevre ve ekosistem, altıncısı; ekonomidir.

Demokratik ülkelerde kenti önce bir vali tayin edilir bir de seçilmiş bir belediye başkanı olur. Bir valinin bir belediye başkanının depremle ilgili bilgi birikimi bir tecrübesi bir afet yönetimi, bir tehlike yönetimi, depreme bir kent nasıl hazırlanır bunları bilmeyebilir. Halbuki kent depremden en fazla etkilenecek topluluk onun yöneticisinin o işe ait bilgi birikiminin olması gerekir. Yöneticiler atanmadan önce gerekli eğitimden muhakkak geçirilmelidir. Deprem ülkesinde temel bilgileri alman gerekir.

“BİZİM ÜLKEMİZDE İSTANBUL HARİÇ HİÇBİR YERDE MİKRO BÖLGELEME MEVCUT DEĞİLDİR”

Birincisi; yönetim sistemi. Yönetim bu işi yaparken elinde bir kılavuzun olması gerekir. O kılavuzda mikro bölgelemedir. Maalesef bizim ülkemizde İstanbul hariç hiçbir yerde mikro bölgeleme mevcut değildir. İmara açacaksanız mikro bölgelemeyle yönetici o bölgede sıvılaşma var mı yok mu söyleyebilir. Belediye başkanının bunu bilmesi lazım. Kent yönetimi

“DEPREMİN İKİ DAKİKADA ÖLDÜRDÜĞÜ BİNLERCE İNSANIN DAHA FAZLASINI BURADA YAYILAN HASTALIK YOK ETMEYE DEVAM EDER”

Beşincisi; çevre ve ekosistem. Deprem büyük çevre felaketidir. Deprem bölgesinde, İstanbul bölgesinde hesapladığımız gibi 100 milyon tona varan moloz ortaya çıkıyor. Deprem olacak ilde molozların hesaplamasını yapmazsanız, gömülecek yerleri planlamazsanız o zaman bunları getirir rastgele dökersiniz. Bu döküntülerin içinde ağır toksik, kansorejen konsantrasyonlar olur. Yağmur olunca bunlar toprağı kirletir, toprak yer altı suyunu kirletir, oradan denize karışır. Depremin iki dakikada öldürdüğü binlerce insanın daha fazlasını burada yayılan hastalık yok etmeye devam eder.

“EKONOMİNİN ÇARKLARI DURDU, YARISI YA ÖLDÜ YA GÖÇ ETTİ”

Altıncısı; ekonomi. Deprem çok büyük bir ekonomik felakettir. Gaziantep, Maraş’a bakın. O yörenin ekonomi bölgesiydi. Bugün ekonominin çarkları durdu. Ekibin yarısı ya öldü ya göç etti. Pazarı kaybetti, müşteriyi kaybetti. O bölgeyi 10-15 senede aynı konuma getiremezsiniz.

“SİYASİ BAĞIMSIZLIĞINI DA KAYBEDER DİYE ENDİŞE EDİYORUM”

Eğer İstanbul’da beklediğimiz deprem olursa Marmara Bölgesi Türkiye’nin yüzde 60’ındaki ekonomik faaliyetlerin merkezi; İstanbul’daki iş dünyasının depreme hazırlıksızlığı nedeniyle Marmara’daki ekonomi çarkları durur. Durması demek Türkiye’nin ekonomik anlamda diz üstü çökmesi demek. Türkiye diz üstü çökerse ekonomi bağımsızlığını kaybeder, siyasi bağımsızlığını da kaybeder diye endişe ediyorum.

Kaynak: ANKA
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin