İNCİ DÖNDAŞ/star PAZAR
Pazar günü ekranların başında herkes onları izliyor. Ömer Üründül, Mehmet Demirkol ve Hakan Şükür’ün yorumcu olarak katıldığı Stadyum programı TRT’nin en çok reyting alan yapımı. O programın yapımcısı ve sunucusu ise TRT’nin 19 yıllık spikeri Erdoğan Arıkan. İnternette hayranları tarafından gruplar açılan, hakkında tek bir olumsuz yorum yapılmayan Arıkan’ın TRT’de ilk görev yeri Diyarbakır’dı. Aradan geçen dört yılın sonunda TRT bu kez spor spikerliği için sınav açmıştı, tekrar sınava girdi ve kazandı. Her pazar günü dört saat süren programı yerinden kalkmadan yöneten, 3 bin ile 5 bin arasında değişen mailleri kontrol eden Arıkan, bulunduğu yere dişiyle tırnağıyla kazıyarak geldiğini söylüyor. Peki neden spor spikeri olmayı bu kadar hayal etmişti?
ANNEM ÇOK SÖYLENİRDİ
Neden spor spikerliği?
Çocukluğumda acayip futbol hastasıyım. Babamdan geçen bir şey. Babam futbol oynamazdı ama çok iyi bir izleyiciydi. Babam, ben üç yaşımdayken beni Adapazarı’nda maçlara götürürmüş.
Futbol oynadınız mı?
Amatör olarak oynadım. Adapazarı’nda ilkokulu bitirdikten sonra Gölcük’e taşındık. Lisede takıma seçildim. Babam maçlarımı izlemeye gelirdi ama annem farklı bakıyordu. Futbol oynamamı istiyordu ama eve hep çamurlu gelirdim (gülüyor). Annem söylenirdi bana. Şimdi Stadyum programını babamdan çok annem izliyor ve ‘İyi ki yıkamışım o çamaşırları’ diyor.
Neden futbola devam etmediniz?
Liseden sonra üniversite sınavına girdim. Kocaeli’nde Meslek Yüksekokulu İşletme Bölümü’nü kazandım. Okulla futbolu birlikte götürmek çok kolay değil. Sonra spor spikeri oldum.
Hangi takımı tutuyorsunuz?
Tuttuğum bir takım var ama söylemeyeyim. Türkiye’deki futbola baktığımızda şehir takımları ön planda ama hepimizin tuttuğu büyük takım var. Böyle olunca geniş kitleler birkaç takımın peşinden gidiyor. Kriz durumlarında gittiğimiz yerlerde büyük tepkiyle karşılaşabiliyoruz.
‘SÜPER’ DEMEK YASAK DEĞİL
Seyirciler çok tahminde bulunuyordur.
Tahmin yürüten çok. Mesaj atıyorlar ‘Sizin hangi takımı tuttuğunuzu biliyoruz. Zaten orayı o takımın televizyonuna çevirdiniz’ diyor. Halbuki söylediği takımın tam tersini tutuyorum.
Programda tuttuğunuz takımla ilgili acımasız eleştiriler yapıldığında sinirleniyor musunuz?
Hiç sinirlenmem ama söylediğinin doğru olmadığını düşünüyorsam nedenini sorarım.
TRT’de program sunan Ebru Destan ‘TRT bana birkaç kelimeyi yasakladı, top 10, süper gibi’ demiş. Böyle yasaklar var mı?
Hayır tabii ki. Bana süper kelimesini yasaklasalar, Turkcell Süper Lig diyemeyeceğim için programı sunamam (gülüyor). Her yayın kuruluşunun ortak bir dili vardır. Bizim de var. Ama kimse bize ‘Bu kelimeyi kullan ya da kullanma’ demiyor. Dışarıdan gelen biri için TRT nasıl bir yer bilmiyorum. Ama kimse onlara da böyle bir şey demez.
Programa ilk başladığınızda Ömer Üründül’e ‘Sayın Ömer Üründül’ diye hitap ediyordunuz, şimdi ‘Ömer Abi’ diyorsunuz. TRT ekranlarına ‘abi’ hitabını siz mi getirdiniz?
Ben getirmemişimdir herhalde. Türkiye’nin kullandığı abi sıcaklığını TRT’ye ben getirmişsem, geç de olmuş diyebiliriz. Ama bunun yeri var. Nerede olursanız olun, yeni bir beraberliğe başladığınızda her zaman bir resmiyet vardır. Şimdi artık birbirimizi çok iyi tanıyoruz ve biliyoruz.
KOMİK OLMAMAK LAZIM
Maç anlatan bazı spikerler öyle şeyler söylüyor ki ‘Ataklar fokurdadı’, ‘En iyi savunma oyuncusu kale direkleri’ gibi. Dinlerken yoruluyorsunuz. Bir maçı bu anlatımla izleyebiliyor musunuz?
Onu öyle kabul ederek izliyorum. Rahatsız etse bile izlemek zorundayım. Ona takarak maçı kaybedemem.
Maç böyle anlatılır mı?
Bu maçı anlatan insanın altyapısı ve düşünce yapısıyla ilgili. Yaptığı doğru mu, yanlış mı diye sorarsanız yanlış. Hayatın kendisi gündemi belirliyor, gündem belirlemeye kalkarsanız komik olursunuz. Maçı anlatırken komik olmamak lazım. Bizlerin anlatımından dolayı bazen güzel bir maçın bittiğine insanlar seviniyor.
Oğlum da futbol hastası
Erdoğan Arıkan, evli ve bir çocuk babası. Eşi Tülay Arıkan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde spor uzmanı olarak çalışıyor. Dokuz yaşında Efe adlı bir oğullarının olduğunu belirten Arıkan ‘Oğlum tam bir futbol hastası. Gençlerbirliği’nin futbol okuluna gidiyor. Bu arada derslerini de ihmal etmiyor. Derslerine sıkı çalışıyor’ diyor.
Ekrana gelen pankartın küfür içerdiğini asla bilmiyordum
Galatasaray-Hacettepe maçında Galatasaray penaltı attı, aradan biraz zaman geçtikten sonra ‘Sayın seyirciler Galatasaray yine penaltı kazandı’ dediniz. Meğer ilk penaltının tekrarıymış. Sonra ‘Bana bomba yaptırdınız’ dediniz. Kim yaptırdı?
Hakan Şükür başta olmak üzere Mehmet Demirkol, ikisinin ortak yapımı (gülüyor). Ömer Abi’ye bir soru sordum, ona bakıyorum o arada maçı izleyemiyorum, onların önünde ekranlar var. Hakan Şükür ‘Penaltı’ dedi, Mehmet Demirkol ise ‘Galatasaray ikinci penaltıyı kazandı’ dedi. Ben de döndüm, maçı anlatmaya başladım. Ömer Üründül fark etti, ben de gülmeye başladım. Yapacak bir şey yoktu, komikti. Doğal bir espriydi.
Siz espri diyorsunuz ama bunun büyük bir hata olduğu söylendi.
Hata, evet ama o anda yayıncılık refleksiydi. Bir yandan Türkiye’nin en önemli golcüsü, diğer yandan genç neslin en önemli yorumcusu bana ‘Penaltı oldu’ diyorlar, ben de ‘Penaltı’ dedim. Çok güldük. Hata değildi, sevimliydi. Bilerek yapamazsınız. Bilerek yaparsanız bu tezgahtır.
Benfica-Galatasaray maçında açılımı küfür olan bir pankart geldi ekranlara. Bu da çok eleştirildi.
Açılımını ben de bilmiyordum, gazetelerden öğrendim. O yayında ben yoktum, Levent Özçelik vardı. Bunu hata gibi verip benim ismimi yazıyorlar, bu daha büyük bir hata.
Stadyum’daki Fatih Terim anketini ben yaptım ve kesinlikle yanlış olduğunu düşünmüyorum
Bir Milli Takım maçından sonra Fatih Terim Stadyum’daki ‘Fatih Terim Milli Takım’dan gitsin mi, kalsın mı?’ anketinden dolayı canlı yayınına katılmadı. Anket fikri kimden çıktı?
Benden çıktı.
Yanlış yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle düşünmüyorum.
Fatih Terim’in tavrına ne diyorsunuz?
Saygı duyuyorum. Kendince, onu ilgilendiren bir olay olduğu için tepkisini verebilir.
Şoke oldunuz mu?
Hayır olmadım. Hayat devam ediyor. Bu akışın içinde biz yapmamız gerekenleri yapıyoruz, o da Milli Takım Teknik Direktörü olarak görüşlerini belirtiyor. Bunun doğruluğunu, yanlışlığını halk değerlendiriyor. Biz yanlış yapmadık, o gün için yapılması gereken bir anketti.
Neden yaptınız?
Avrupa Futbol Şampiyonası bittikten sonra ‘Fatih Terim’in sözleşmesi uzatılacak mı, uzatılmayacak mı?’ tartışması olmuştu. Ermenistan maçına giderken Fatih Terim maç öncesindeki basın toplantısında ‘Belki Milli Takım’ın yanında bir takım daha çalıştırabilirim’ dedi. Ortaya bir şey attı. Belçika maçında ise Fatih Terim ile Belçika teknik direktörü arasında olaylar yaşandı, daha önce İsviçre maçında yaşananlardan dolayı Türkiye ceza almıştı. Bütün bunları üst üste koyunca bu ülke insanının bu olayı tartışması gerektiğine inandım. Halk bunu TRT ekranlarında yapmazsa nerede yapacak?
Sonrasında Fatih Terim ile konuştunuz mu?
Hayır konuşmadık. Fatih Terim’in geçmişte TRT ile çok iyi ilişkileri vardır. Belki üzüldüğü için gelmemiştir diye düşünüyorum. Olumlu bir şey varsa o da konuşulsun, olumsuzlar da. Ankete katılanların yüzde 70’i ‘Fatih Terim görevde kalmasın’ diyordu. Bunu o günün ortamı olarak yorumlamak lazım. Mesajlar da var orada. Bu ülkenin insanı Fatih Terim’e yüzde 70 değil, yüzde 100 güvenmiştir. Ama bazen böyle dönemler olabilir. O anketin yapıldığı dönemde böyle bir sonucun çıkması Fatih Terim’in istenmediğini de göstermez.
Devlet memuru maaşı alıyorum
Hakan Şükür’ün programa katılmadan önce Rıdvan Dilmen’in aldığı kadar para istediği iddia edildi. Ardından tüm yorumcuların aldıkları ücretler konuşulmaya başlandı; 300, 400, 500 bin YTL... Siz o kadar para kazanıyor musunuz?
Tabii ki kazanmıyorum. Bir devlet memuru ne kadar kazanıyorsa o kadar para alıyorum. Bu programı yaptığım için ekstra bir ücret de almıyorum. Onların yaptığı işin piyasası bu. Benim bunu değerlendirmek ya da yargılamak gibi durumum söz konusu olamaz. Ben yorumcu değilim, benimle aynı işi yapmıyorlar sonuçta. Konuşulan paralar büyük paralar ve bugüne kadar hiç kazanamadığım paralar. Sonuçta bu bir tercih ve ben tercihimi TRT’den yana kullanıyorum.
Fenerliler ‘Hakan Şükür’ün bizi savunacağı aklımıza gelmezdi’ diyor
Hakan Şükür programa katıldıktan sonra tepkiler, eleştiriler ne yönde?
Hakan Şükür ile ilgili en baskın yön Galatasaraylı oluşu.
Rıdvan Dilmen ise Fenerbahçeli.
Ama Rıdvan Dilmen yıllar önce, Hakan ise futbolu yeni bırakmış. Halen aktif bir futbolcu gibi algılanan bir isim. Ama belli bir dönem geçtikten sonra onun gerçek bir efsane olduğu anlaşılacak. Yaptığı yorumlardan sonra tepkilerin giderek azaldığını görüyorum. Örneğin internette Fenerbahçe forumlarına baktığımda ‘Hakan Şükür’ün de bizi savunacağı hiç aklımıza gelmemişti’ gibi yorumlar vardı.
Hakan Şükür çok mu konuşuyor programda?
Eee anlatacak çok şeyi var, futbolu yeni bıraktı. Biraz fazla şans da veriyoruz ona.
Çünkü Ömer Üründül konuşamadığı için size sitem ediyor.
Oradakiler programın konuğu değil, sahipleri. Dolayısıyla oradaki bir konuk sitemi değil ev sahibi olduğu için bunu söylüyor. Hakan da artık ev sahibi.
İNCİ DÖNDAŞ