Bu yazıyı Vatan’a yazacaktım, olmadı, burada yazıyorum. Ali Kırca’nın kaseti bir şekilde elden ele dolaşmaya başladığı andan itibaren olacakları tahmin etmiştim.
Şimdi herkes övünüyor ya görüntüler ilk bize geldi diye, medyatava’ya da öyle oldu. Görüntüler geldi. Biz o görüntüleri kullanmadık. Ama tahmin edeceğiniz üzere bu bir marifet değil.
Ondan sonrası çok enterasan.
Herkes bu olayı yazmaya, haberini yapmaya başladı. Eli ayağı düzgün yorumlar da yapıldı elbette. Cengiz Semercioğlu ve Yurtsan Atakan gibi. Ama son zamanlarda bazı internet sitelerinde hem görüntüler yeraldı hem de Ali Kırca kovuldu diye memnuniyet içeren yazılar çıktı. Birincisi Ali Kırca kovulmadı.
Yayın zamanı yayına çıkacak. Eğer bu kar topu büyüyüp, felaketten birileri yararlanmazsa tabi. Şimdi başa dönüp sorayım: Ali Kırca niye kovulsun allahaşkına? Herkesin bildiği gibi, herkesin başına gelebilecek bir oyunun parçası olmak, nasıl bir bedelle sonuçlanmalı?
Yaşam analisti Kenan Erçetingöz, daha dikkatli olmalı madem haberci diyor. Uğur Dündar’ı da örnek gösteriyor. Ali Kırca’nın bazı ilişkileri olduğunu bilmekle onu görmek arasında ne fark var?
Bu tamamen kişisel anlayacağınız.
Kimseyi ilgilendirmeyen türden.
Fırsat çıkmışken burdan bir akıl yürüteyim Kırca’ya okkalı bir laf etme şansını kullanayım uyanıklığını herkes bir kenara bırakmalı. Ali Kırca’yı savunur gibi yapılan bütün haberleri de bu kategori içine koyuyorum. Çünkü birinde mağduru korumak için haber yapıldı. Diğerinde mağdur diye bir şey yok. Rızayla yapılmış bir şey gizlice kasete çekilmiş. İki olayın neyi birbirine benziyor?
Hiç.
Hatta Vatan gazetesi adının baş harfini bile veremediği bir maile, kadının mailene yer verdi. Bu işin gideceği noktayı bana gösterdi. Adını bilmediğiniz birinin mailiyle Ali Kırca haberini sürdürmek oldu mu?
Gamze Özçelik kaseti verildiğine göre Ali Kırca haberi de verilsin diyenlerin bir görevi var şimdi. Nasıl Gamze’yi haklı olarak savundularsa biraz da kalemlerini Ali Kırca için oynatmak zorundalar. Bu mesele fırsata dönüştükçe çirkinleşiyor.
Türkiye özelle kamusal olanı asla ayıramayacak. Bu belli oldu. Yıllarca en tartışılmayan konuları ekrana taşıyan, köşesindeki yazılarda kendi durumundaki insanlara sahip çıkan Ali Kırca için neden kimse cesaretle bir şey diyemiyor.
Sizce de bir iki yüzlü tavır yok mu bu olayda. İlk taşı en masum olan atsın desem, abartmiyim bir kişi kalmaz şu medya dünyasında. İçinde bu fırsatı ranta çevirmek için fırtınalar kopan çok kişi var.
Onların büyük çoğunluğu da şu anda susarak bu fırtınayı dindiriyor.
Ama gerçekten ayıp oluyor...