Hakkımdaki “İNTİHALCİLİK ŞÜPHESİ” üzerine açıklama:
Karafatmanın Sarayı adlı kitabın yazarı Daniel Koplowitz, birtakım dedikodulara dayanarak, henüz filmin oyuncularının bile seyretmediği O Şimdi Mahkum filmi ile ilgili absürd ve gerçekdışı demeçler vermektedir. Koplowitz, on gün sonra vizyona girecek olan ve benim yazmış olduğum O Şimdi Mahkum adlı filmin içinde, geçen hafta ilk baskısı yapılan kitabından alıntılar olduğunu iddia etmekte ve basına bu konuda bir takım “fikirsel” çalıntı listeleri sunmaktadır.
Bazı yayın organları da Daniel Koplowitz 'in filmimizde var olduğunu iddia ettiği sahnelerin olup olmadığı üzerine hiç bir araştırma yapmadan, yönetmen, yazar ya da yapımcıya danışmadan, konuyla ilgili haberler yayınlamaktadır. Hatta geçtiğimiz günlerde hakkımda "O ŞİMDİ İNTİHALCİ" başlığı bile atılmıştır. Bu, yaşam biçimi olarak yazmayı seçmiş bir insana yapılabilecek en ağır suçlamadır.
"O Şimdi Mahkum", çekim öncesi çalışmaları sırasında yönetmen Abdullah Oğuz ile birlikte yaptığımız düzenlemeler ve eklemeler dışında, diyalogları, öyküsü ve senaryosuyla tamamen bana aittir. Daniel Koplowitz'in çalıntı yapıldığını öne sürdüğü yeni eserini okumamama rağmen, kendisinin çalıntı diye basına belirtmiş olduğu hiç bir unsur filmimizde yer almamaktadır. İddia ettiği gibi filmimizde “karafatma” yarışları yapılmamaktadır. Yabancı uyruklu mahkumlar yoktur. Kendisinin zikrettiği- burada zikretmek istemedeğim- gerçek isimler filmimizde karakter olarak yoktur, olamaz da . Başrol karakterlerimiz ise dört sene evvel çekilen "O Şimdi Asker" filminin karakterleridir. Olay günümüzde geçmektedir. Filmin matematiğini teatral terminoloji ile tarif edersek bir farse olup, bir haftada geçen ve bir kaos üzerine kurulu bir durum komedisidir.
Kendisi ile çalışırken aniden kaybolma meseleme gelince: Daniel Koplowitz'in söylediği gibi kendisi ile bir buçuk yıl önce bambaşka bir proje üzerine çalıştığımız doğrudur. Kendisi ile tanıştığım dönemde, “Midnight Express” filmini tiye alan, "Sunshine Express" kod adında bir "turist koğuşu" senaryo fikri üzerinde çalışmakta idim. Bu proje kendisi ile tanışmadan aylarca evvel başlamıştı (bknz: 19.03.2003 tarihli Hürriyet gazetesi, 16.04.2003 Tempo Dergisi ) Aynı yılın Haziran ayında Daniel Koplowitz ile tanıştık. Kendisinin uzun yıllar yabancılar koğuşunda tutuklu kalması, daha da önemlisi bir "yazar" olması böyle bir senaryo için şahane bir ortam doğurabilirdi. Fakat çalışmamız ilerledikçe benim proje, onun anılarının senaryolaşması biçimine döndü.
O tarihlerde Ahmet Tulgar ile yapılan röportajda tarafımdan şu söylenmiş: “ Bu kitap Daniel’ın anılarından oluşuyor. Biz bu anıları çekmeyeceğiz. Yeni bir şey yazacağız. (...) Filmin adı "Turist Koğuşu" olacak. Aslında bugünkü gençlik de Türkiye’ye bir turist koğuşundan bakıyor. O kadar yabancılar bu ülkeye, Türkiye’nin yakın tarihine.” (bknz: 12 Haziran 2003 Milliyet ) Çalışmamız beni gittikçe çıkış noktasından uzaklaştırdığı için, o da haklı olarak yaşadıklarını yazmak istediği için, ikili çalışma verimsizleşti, onu anıları ile yaptığı yolculukta yanlız bıraktım. O tarihlerde filmin olası yapımcısı Ezel Akay’dı, tüm bu gelişmeleri o da gayet hatırlar. Kendi "turist koğuşu" projemi geçici olarak rafa kaldırdım. Ortalıktan kaybolmadım, Ezel’le birlikte Neredesin Firuze üzerine yoğunlaştık.
Bu film, yazar kardeşimizin sandığı film maalesef değildir.
Yeni kitabı ile yapmış olduğunu iddia ettiği çalıntıya gelince, Daniel Koplowitz'in yeni kitabı ile ilgili en ufak bir fikrim olamaz, on gün evvel çıkan bir kitaptan bir fikri çalıp, on ay evvel başlayan bir filmin içine yerleştirmek doğaüstü beceri gerektirrir, eşyanın tabiatına aykırıdır.
“Reklamın iyisi kötüsü olmaz!” mantığı ile üç beş kitap daha fazla satmak için yüzlerce sanatçının emeği ve milyonlarca liralık bir yatırıma mal olan bir filme, en önemlisi kendi ve kimsenin görmediği bir çamur atmak büyük cesaret ve sorumluluk ister. Hele dayanağı kocaman bir sanrı ise. Filmin vizyon çıkışıyla birlikte gerekli yasal girişimler hızla yerine getirilecektir.
Üzerinde “Hırsız mı, değil mi?” şeklinde papatya falı açılanın ben olmam, hem suçlanıp hem de üzerimden bir reklam faaliyetinin dönmesi hiç makul karşılanabilecek bir durum olmayıp, bende bu açıklamayı yapmak ihtiyacı doğurdu. Umarım bir işe yarar, en azından film çıkıp, herşey berraklaşana kadar.
Saygılarımla,
Levent Kazak .