Andy Rosenthal yazdığı makalede Baydar'ın NYT'a yazıyı teklif ettiğinde işini riske attığını bildiğini belirterek "Bu durum sadece, Türkiye televizyon kanallarının, İstanbul'daki herkesin pencerelerinden görüp duyabildiği dışarıdaki halk kargaşasını haberleştirmek yerine penguenler hakkında olan dahil, belgeseller yayınlamasıyla ilgili yazdıklarının gerçek olduğunun altını çizdi" dedi.
Rosenthall'ın "Gazetecileri cezalandırmak, basın özgürlüğünü engellemek" başlıklı makalesi şöyle:
"Türk gazeteci Yavuz Baydar bize kendi ifadesiyle 'Türkiye'deki medya patronlarının basın özgürlüğünü susturmadaki utanç verici rolü' üzerine bir görüş yazısı önerdiğinde, işini riske atacağını biliyordu. Haklıydı.
"19 Temmuz'da yayınladığımız makalesinden birkaç gün sonra da Baydar, yeterince ironik bir biçimde ombudsman olarak görev yaptığı Türk gazetesi Sabah'tan kovuldu.
"Baydar'ın kovuluşunu duymaktan dehşete düştük. Ama bu durum sadece, Türkiye televizyon kanallarının, İstanbul'daki herkesin pencerelerinden görüp duyabildiği dışarıdaki halk kargaşasını haberleştirmek yerine penguenler hakkında olan dahil, belgeseller yayınlamasıyla ilgili yazdıklarının gerçek olduğunun altını çizdi.
"Baydar, Türk medyasının sahiplerinin servetlerini nasıl bankacılık, inşaat gibi diğer alanlarda elde ettiklerini ve yayınladıkları haberleri hükümet politikalarına uygun tutma, bazen de hükümet propagandası yapma karşılığında elde ettikleri iltimasları yazmıştı.
"Baskıcı hükümetlerin, aşırılıkları üzerinde tek kontrol mekanizması olan basını susturması her zaman trajiktir. Ama bu durum, Türkiye gibi umutsuz bir biçimde Batı'da ciddiye alınmak ve sonunda Avrupa Birliği üyesi olmak isteyen bir ülkede yaşandığında iki kat trajiktir. Türk hükümeti, İstanbul'daki son protestolara korkunç bir biçimde aşırı reaksiyon gösterdi. Şimdi de New York Times'ın haber servisi müşterisi Sabah aynı sebepten suçlu."
Makalenin orjinaline buradan ulaşabilirsiniz.