Garipoğlu söze başsağlığı dileyerek başladı.
Hayyam Garipoğlu: Mekanı cennet olsun, toprağı bol olsun. Nur
içinde yatsın. Onu sevenlere ailesine Allah sabır versin.
Acılarının bir an evvel dinmesini dilerim.
Birand: Başsağlığı diledi.
Rıdvan Akar: Kabul edecek misiniz?
Süreyya Karabulut: Şimdi bakın siz de babasınız. Benim canım
gitmiş. Başsağlığını kabul etmem için benim kızımın katillerinin
bulunması, adaletin önüne çıkarılması gerekir.
Garipoğlu yeğenine çağrıda bulundu: Keşke böyle bir şey olmasaydı.
Hepimiz üzüldük. Sen de teslim ol. Adaletin kestiği parmak acımaz.
Cezanı çek ki herkes rahatlasın. Bütün emniyet arıyor. Biz aile
olarak zaten bulunsun istiyoruz. Yakalanacak. Cezasını da
çekecek.
Karabulut: Vicdan sömürüsü yapmasın. Madem kafası yerden kalkmıyor.
Ticari hayatı zedelenmiş söylesin mertçe yiğitçe alacak yeğenini
suçluları adalete teslim edecek.
Soru: Bulamıyorum diyor...
Karabulut: Yalan söylüyor. Ben canımı feda ederim. ben diyorum ki
17 - 18 yaşındaki genç delikanlının yardım almadan bunları yapması
mümkün değil.
Garipoğlu: 148 tane eve gece veyahut gündüz, kimine gece baskın
yapıldı. Korusa babası korur, korusa ben korurum. korusa aile
korur. Hiçbiri bir şey bilmediğine göre kim korur? Cem kimin
umurunda. Cem zaten cinayet işlemiş adam.
Karabulut: Yani sonuçta ekonomik güç olmadan bu çocuk kaçabilir mi?
İnanmıyorum ben böyle bir şeye inanmak da istemiyorum?
Soru: Sizce Türkiye'de mi, dışarıda mı?
Garipoğlu: Bilmiyorum. Bilsem zaten söylerim. Aileden hiç kimseyi
aramadı. Hatta ben hapishanede babasını ziyaret ettim. O da bana
soruyor. 'Abi Cem'den haber var mı?' diyor. Bana göre gizli bir el
var bunu gündemde tutuyor.
Soru: Kim o?
Garipoğlu: Siz medyacısınız. Sizin bulmanız lazım. Bana göre
kesinlikle bir gizli el bunu başka hesaplar için bunu gündemde
tutuyor.
Soru: Kim bu güçler? Siz bir senaryo ortaya atıyorsunuz.
Garipoğlu: Hayır ben senaryo atmıyorum. Siz bulun bunu. Ben
bilmiyorum.
Karabulut: Ben kimsenin ağzıyla birisinin cebiyle cüzdanıyla
hareket edebilir miyim? Benim kendi kızım gitti. Onun kanından kim
rant sağladıysa kimin eli değdiyse eli kırılsın.
Garipoğlu: Ben olaydan sonra, polislerin incelemesinden sonra eve
gittim baktım. Kapı kolunda, her yerde kan vardı.
Karabulut: Anne-baba diyor ki yok gömleğinde kan vardı, evet
gömleğinde kan vardı. Medyanın baskısıyla baba içeri girmedi. Suç
vardı. Suç olmasa kimse içeri atılamaz.
Garipoğlu: Siz şaşkınsınız da biz sizden bin defa defa şaşkınız.
Çünkü yaşayan biziz. Cüzzamlı hale geldik. Kardeşleri yarın öbür
gün evleneceği zaman ne diyecekler? Ya onun abisi adam kesti
diyecekler bu öyle bir leke ki hayatımız boyunca, yaşamımız boyunca
silinmeyecek bir leke oldu bu. Ama maalesef şimdi bu konuda başımız
eğri...