Healing Foods Ansiklopedisi'ne göre; 19. yy'da İngiliz kimyagerler, şarkıcılara keçiboynuzu öneriyordu. Keçiboynuzu tüketmek, şarkıcıların sağlıklı ses tellerini korumalarına ve boğazlarını yatıştırarak temizlemelerine yardımcı olduğu düşünülüyordu.
Keçiboynuzu kabukları, taze veya kuru olduklarında da tüketilebilir haldedir. Beslenme sistemlerine keçiboynuzu ekleyen kişiler, daha hızlı kilo kaybının yanı sıra mide sorunlarını da büyük oranda azaltmıştı.
KEÇİBOYNUZUNUN KAYNAĞI
Günümüzde Hindistan'dan Avustralya'ya kadar tüm dünyada yetiştirilen keçiboynuzu ağaçlarını ilk yetiştirenler, Antik Yunanlılardı. Günümüzde kabuklu meyvesinin yanı sıra sıklıkla toz olarak da tüketilen bu besin, milkshake veya keklerde de kullanılıyor.
Keçiboynuzunun, hem görüntüsü hem de toz halinin kakaoya yakın olan tadı sayesinde oldukça sevilir.
- Yüksek lif
- Antioksidanlar
- Düşük yağ ve şeker oranı
- Kafeinsiz olması
- Glutensiz yapısı
Tüm bu seçenekler sayesinde sağlıklı yiyeceklerden biri olarak kabul ediliyor. Keçiboynuzu aynı zamanda mükemmel bir vitamin ve mineral kaynağıdır.
B2, B3 ve B6 vitaminlerinin yanı sıra kalsiyum, bakır, manganez, potasyum, magnezyum, çinko ve selenyum içeriği sayesinde ihtiyaç duyulan minerallerin birçoğunu sağlar. Üstelik sütten bile fazla içerdiği kalsiyum oranı, kemik sağlığını büyük oranda destekler.
NEDEN KEÇİBOYNUZU TÜKETİLMELİ?
- Beslenme sisteminize keçiboynuzu eklemek, birçok sağlık faydası sunar.
- Doğal lif yönünden zengin olması ve kafeinsiz olması, yüksek tansiyonu olan kişiler için en ideal yiyeceklerden biri olmasını sağlar.
- Düşük şeker ve yağ içeriği sayesinde kilo vermek isteyenlerin de en iyi seçeneklerinden biri olmasını sağlıyor.
- A ve B2 vitaminleri gibi vitaminler sayesinde cilt ve göz sağlığınızı korur.
- Kolesterolü düşürmesi, kalp hastalığı riskini azaltması, mide sorunlarını hafifletmesi ve ishal sorunlarıyla mücadele etmesi gibi etkileri sayesinde keçiboynuzu en faydalı gıdalar arasında yerini alıyor.
- Polifenol içeriğinin yüksek olması, kalp sağlığını korurken aynı zamanda kolesterolün düşüşünü de destekliyor.
- Keçiboynuzu, düşük sodyum içeriği sayesinde yüksek tansiyon hastalarını birçok sorundan korur.
- Bu sayede günlük alınan sodyum değerinin düşmesi, genel sağlığınızı da büyük oranda destekler.
KALSİYUM İÇERİR, FAKAT OKSALAT İÇERMEZ
Kalsiyum, bedenin en çok ihtiyaç duyduğu minerallerden biri olarak kemik sağlığı için büyük önem taşıyor. Üstelik kalbin, sinirlerin ve kasların daha iyi çalışması için de oldukça etkilidir. Sadece iki yemek kaşığı keçiboynuzu tozu 42 mg kalsiyum içerir.
YÜKSEK LİF ORANI
İki yemek kaşığı keçiboynuzu tozu, 5 gram life sahiptir. Bu sayede daha uzun süre tok tutarak kabızlığı önler. Sağlıklı bağırsaklarla sindirim sistemini destekler, kan şekerini kontrol etmenizi sağlar ve kolesterolü düşürür.
2010 yılında yapılan bir araştırma, keçiboynuzunun çözünmez lif içeriğindeki antioksidan polifonellerin, yüksek kolesterolü olan kişilerde toplam kolesterolü ve LDL (kötü) kolesterolü düşürdüğünü tespit etti.
GLUTENSİZDİR
Gluten, arpa, çavdar ve buğdayda bulunan bir proteindir. Bazı insanlarda gluten, bağışıklık sistemlerini ince bağırsaklara saldırması için tetikleyebilir.
İSHALİN GİDERİLMESİNE YARDIMCI OLUR
Tanen açısından zengin keçiboynuzu tozu, polifonel içeriği ile birlikte ishalde oldukça etkili sonuçlar elde etmenizi sağlar. Çölyak hastalığı adı verilen bu duruma sahipseniz, alternatifleriniz az olduğu düşünseniz de keçiboynuzu en iyi seçeneklerenizden biridir.
Sindirim sisteminin düzenli olarak çalışmasına yardımcı olan keçiboynuzu, sıvı kaybıyla birlikte önemli rahatsızlıkları tetikleyebilecek ishale karşı önemli oranda mücadele verir.
KAFEİNSİZ
Kafein, her ne kadar doğru oranlarda kullanıldığında etkili bir enerji verici olsa da fazlası istenmeyen etkilerle karşı karşıya kalmaya sebep olabilir. Uykusuzluk, düzensiz kalp ritmi, sinirlilik, mide bulantısı veya titreme bunlardan sadece birkaçı.
Kafeinsiz bir içecek tüketimi ihtiyacınız varsa keçiboynuzu tozu, tüm bunlarla ilgili en doğru alternatiflerinden biridir. Böylece hem etkili hem de oldukça faydalı bir içeceği tüketebilirsiniz.
ZENGİN BİR ANTİOKSİDAN KAYNAĞI
2003 yılında yapılan bir araştırmaya göre, keçiboynuzu lifi, zengin bir polifenol antioksidan kaynağıdır. Çalışma, keçiboynuzu lifinde başlıca gallik asit ve flavonoidler olmak üzere 24 farklı polifonel bileşik tanımladı. Hem gallik asit hem de flavonoidlerin oksidatif stresi azalttığı ispatlandı.
Gallik asit, ayrıca serbest radikalleri temizleyerek kanser hücrelerini öldürdüğü de kanıtlandı.
Araştırmalar, flavonoidlerin antiinflamatuar, antikanser, antidiyabetik ve nöroprotektif (sinirleri koruyan) yeteneklere sahip olduğunu da gösteriyor.
(Sabah-Roza)