Milliyet yazarı Eskişehir Valisi'ni yazdı: "Gazeteciyi tehdit eden arkadaş"

Mehveş Evin bügünkü yazısında Eskişehir Valisi'nin yazdığı maili ve gazetecilerin haber yaparken yaşadığı zorlukları anlattı.

Google Haberlere Abone ol
Milliyet yazarı Eskişehir Valisi'ni yazdı: "Gazeteciyi tehdit eden arkadaş"

Türkiye'de gazetecilerin hiçbir zaman özgür ve güvende olmadığını ifade eden Mehveş Evin, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın tehdit maili attığı Radikal muhabiri için "prokavasyon yaptı" diyen basın mensuplarına da tepki göstererek, "Farkında değil; bugün İsmail’e yapılan, başka bir gün kendisine de yapılabilir" ifadelerini kullandı.



Gezi Parkı eylemleri sırasında şiddete maruz kalan gazetecilere de değinen Evin, birçok gazetecenin tartaklanıp gözlatın alaındığını ama şiddet uygulayan polis merunun terfi edildiğini yazdı.



Mehveş Evin'in yazısı şu şekilde:  



"Gazeteci, bu ülkede hiçbir zaman özgür ve güvende olmadı. Suikaste kurban gidenlerin çoğu hala birer faili meçhul. 2007’de “nefret suçu”yla başlayan zincirin halkasında öldürülen Hrant Dink’in davasına bakmak yeter.

Günümüzde, muhalif, düzene “tehdit” olarak görülen, hatta sadece “rahatsız eden” gazeteciyi “ortadan kaldırmanın” daha kansız yollarının uygulanması, ne yazık ki tehlikenin bittiği ve basının özgürleştiği anlamına gelmiyor.

Tersine, gazeteci artık aleni olarak kamuoyunun önünde aşağılanıyor, azarlanıyor, ayar veriliyor ve evet, hedef gösteriliyor.

Hem de iktidarın en tepe noktasından...

Eskişehir Valisi’nin gazeteci İsmail Saymaz’a yolladığı mektup, işte bu tehditkar tavrın son ve en kabul edilemez örneği.



Toprağın altındaki hesap

Gazeteci istediği şekilde haber yapmıyor, kendi tabiriyle “rahat durmuyor” diye “Toprağın altında hesaplaşacağız” diyebilen bir mülki amir tipolojisi var karşımızda...

Eh amir böyle olursa, başka kamu görevlilerinin aynı yönteme heves etmesi, kolluk kuvvetinin şiddet uygulaması kaçınılmaz olmaz mı?

Gezi protestolarında kaç kez şahit olduk; yerli-yabancı basın mensupları tartaklandı, görev yapması engellendi, gözaltına alındı, şiddet gördü. Herhangi bir emniyet görevlisinin bu nedenle kınandığını duydunuz mu?

Hayır, taltif edildiler. “Benim polisim görevini yaptı” diye övüldüler. Hal böyleyken insan hakları ihlalleri nedeniyle devlete hesap soran, sorabilen pek az gazeteci kaldı.

İsmail Saymaz da onlardan biri.

Ne acıdır ki bazı basın memurları “İsmail de provokasyon yaptı” diyebiliyor. Farkında değil; bugün İsmail’e yapılan, başka bir gün kendisine de yapılabilir"



Yazının devamını okumak için TIKLAYINIZ


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin