METİN MÜNİR´LE HASAN CEMAL ARASINDA İKİ ORTAK NOKTA

Sabah Yazarı Metin Münir´le Milliyet Yazarı Hasan Cemal arasında iki ortak nokta var. Birincisi ikisinin de Ankara Siyasal Fakültesi´ne aynı yıl diplomat olmak amacıyla girip, gazeteci çıkmaları. İkincisi...

Google Haberlere Abone ol
METİN MÜNİR´LE HASAN CEMAL ARASINDA İKİ ORTAK NOKTA

Hasan Cemal'in Kürtler'i



Hasan Cemal ile birlikte aynı yıl Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdik. İkimizin de amacı diplomat olmaktı. Onun İngilizcesi o zamanlar yetersizdi. Ben ise mezun olduğumda diplomatı olacağım ülke (Kıbrıs) ortadan kalkmıştı. İkimiz de gazeteci olduk. Hasan Cemal'le Siyasal'da öğrencilik yaptığımız siyah-beyaz ordu müdahaleli yıllarda, üçüncü sınıfta Türkiye'nin Sosyal ve Etnik Yapısı adlı bir ders vardı.



İlginç bir dersti bu. Türkiye'nin sosyal ve etnik yapısından hiç bahsedilmiyordu. Buna rağmen derse gelen Profesör İbrahim Yasa öğrencilerden Türkiye'nin sosyal ve etnik yapısı ile ilgili inceleme istiyordu.



Ben Kürtler'i seçtim. Fakültenin kitaplığında Kürtler'le ilgili tek kitap Kürt dili ile ilgili ince bir risaleydi. Yabancı dil ansikolopedilerden birşeyler araklayarak bir rapor yazdım ve Profesör Yasa'ya teslim ettim.



Şimdi Hasan Cemal, Kürtler konusunda 588 sayfalık dev bir kitap yazdı. Sanıyorum bu işi gazeteciliğinin ilk günlerinde yapmaya kalksaydı uzun süre hapis yatardı. O zamanlar Kürt konusu tabu idi. Türkiye'de Kürt yoktu bile, Dağ Türkler'i vardı. Kitabın yazılabilmiş olması bile nereden nereye geldiğimizi gösteriyor.



"Kürtler" bir tarih veya inceleme kitabı değil. Cemal'in Kürtler konusunda neredeyse askerlik günlerinden itibaren tuttuğu notlar, günlüğünden ve köşe yazılarından derlediği alıntılar. Hareketin başlamasından itibaren Abdullah Öcalan'dan "siyah rugan pabuçlu Ali Dayı'ya" kadar olayın bütün aktörleri ile konuşmuş, Hasan Cemal. Olayların cereyan ettiği bölgeleri gezmiş.



Kitabın en ilginç bölümlerinden biri Tansu Çiller'in başbakanlığı sırasında PKK'ya karşı topyekun savaş ilan edilişi ve "Amerika'dan akmaya başlayan istihbarat desteği." Faili meçhul cinayetler, Hizbullah. Susurluk'a varan sapmalar. Herşey bu patlayıcı kitapta var.



Kürtler, Cemal'i kendi köklerini araştırmaya götürüyor. 'Oğlum biz Şapsı'yız,' diyor annesi." Yetmişi geçkin teyzesi ise 'Ibıh olduğumuz söylenirdi,' diyor. Dayısı keh keh gülüyor. 'Deden Kabardey'di,' diyor ve konuyu sonuçlandırıyor "Oğlum Türk olmak lazım. Türklüğü savunmak lazım."



Cemal, Türkiye'nin üniter yapısının korunması taraftarı ve federasyon gibi tezlere karşı. "Anlayışlı, hoşgörülü bir Türkiye özlüyorum" diyor. Kürt sorununa önerdiği çözüm bu.



Kitabın benim için en etkileyici ve korkunç olayı Kürt milliyetçisi Tarık Ziya Ekinci'nin kardeşinin faili meçhul bir cinayete kurban gitmesi. Ankara'da avukatlık yapan Yusuf Ekinci, kardeşinin aksine tamamen politika dışında kalmıştı. Bir akşam arabası ile evine giderken onu kaçırıp kurşuna dizdiler.



"Beni sanarak mı yoksa? Bana gözdağı vermek için mi bilemiyorum" diyor Tarık Ziya Ekinci. Bu bitmeyen trajediye ilgi gösteren herkesin evinde bulunması gereken büyük, etkileyici bir eser.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin