'MERKEZ MEDYA' YANDAN YANDAN 'YANDAŞ' ÇİZGİYE YAKLAŞIYOR

Cumhuriyet yazarı Mustafa Sönmez, AKP'nin ezici bir zaferle çıktığı seçim sonrasında "merkez medya"da yaşanan değişimi yazdı...

Google Haberlere Abone ol
'MERKEZ MEDYA' YANDAN YANDAN 'YANDAŞ' ÇİZGİYE YAKLAŞIYOR

 


 


Mustafa SÖNMEZ/CUMHURİYET


 


Merkez Medya


Yandaş, Yandaş…


 


Seçim meydanlarında her kesime gösterdiği sopayı, henüz yandaş saymadığı “merkez medya”dan da esirgemeyen RTE’nin örtük tehditleri seçim sonrasında karşılığını buluyor. Doğan, Doğuş, Ciner ve diğer merkez medya unsurları seçim sonuçlarını da dikkate alarak kendilerine “ayar çekiyorlar”…


Daha seçim öncesinde Hürriyet’te bazı köşe yazarlarını kızağa çekerek “jest”ini yapan Doğan, Radikal’i ise murdar etmiş, devre dışına almıştı zaten. Milliyet ve Vatan’ı, Demirören-Karacan ortaklığına satan Doğan, böylece “profil küçülttü”. Milliyet ve Vatan’da havanın değişeceğini anlayan birçok gazeteci, yazar, istemeyerek de olsa gemiyi terkettiler. Enerji ve gayrimenkule yüklenen Demirören’in, haşmetmaaplarının uzağına değil, yanına yaklaşacağının bir çok işareti ortada. Isınmış ekonominin yarattığı mevsimsel istihdamı ve ithalatın yarattığı vergilerle makyajlanmış bütçeyi “Umut Veren Göstergeler” diye süsleyen Milliyet, emlak balonuna da sayfalar ayırarak üfürdükçe üfürüyor. Milliyet’in, eski Milliyet, Vatan’ın da eski havasında olmadığını herkes görüyor.


***


Merkez medyanın Doğuş ayağında medyaya verilen ayar ise ayyuka çıktı. Bankacılık, enerji, emlak gibi yüksek hassasiyetli sektörlerde iş tutan Şahenk Grubu’nda en önemli ayar NTV’ye çekilmiş görünüyor. NTV'de Can Dündar ve Banu Güven'in programlarının "erken tatil"e girdiği söylenerek sonlandırılmasının ardından, Ruşen Çakır'ın, Mirgün Cabas'la başlattığı ve 2008 Nisan'dan bu yana süregelen Yazı İşleri programı da yayından kaldırıldı. Bianet'e açıklamada bulunan Ruşen, NTV'nin yeni yayın döneminde hiçbir siyasi içerikli program yayınlamayacağını; bir haber kanalının siyasi içerikli program içermeyen bir formatta yayın yapmasının isabetli bir karar olmadığını belirtmiş.


NTV‘de yeni dönemde Çiğdem Anad, Can Dündar, Mirgün Cabas, Banu Güven ve Ruşen Çakır'ın programlarının artık olmayacağı söyleniyor. Böylece siyasi,ekonomik  konuk ve programları format dışı bırakılırken, son haftalarda ekranlarını İsmail YK, Nihat Doğan, Pascal Nouma gibi popüler kültür isimlerine açan NTV, twitter başta olmak üzere sosyal paylaşım sitelerinde tepki görüyor.


***


Seçim sonrası ayar arayışında olanlar arasında Ciner Medya da var. Habertürk’ün yöneticisi Yiğit Bulut, seçim öncesinde de sahibinin sesine yeterince tercüman oluyor ve başını iktidara okşatıyordu zaten. Yeni dönemde kanalın duruşunda “yandaş” renkler daha hâkim olacağa benzer.


Ekonomik yönden iktidarca kolu her an bükülmeye açık, Turkcell’den darbe alan Karamehmet Medya Grubu, özellikle şike operasyonlarından tadı tuzu kalmayacak lig yüzünden yeni bir darbe alabilir. Bazı büyük takımların yer almayacağı bir süper ligin yayıncı kuruluş Lig TV’yi çökerteceği çok açık. Grup, yandaşlığa zorlanmadan el değiştirmelere maruz kalabilir.


Merkez medyada “hizaya gelme” çabaları, kamu yayıncılığında koyulaşan  “yandaşlıkla at başı gidiyor. Meclis TV’nin TBMM Genel Kurulu'ndan yaptığı yayınlara haftada üç gün ve akşam 19.00’a kadar kısıtlaması getirildi.
Meclis TV, bundan böyle sadece salı, çarşamba, perşembe günleri 14.00-19.00 saatleri arasında yayın yapacak. Anadolu Ajansı, TRT,  iktidarın dümen suyunda tam hız ilerlerken bağımsız ajans Anka, bitkisel hayata girmiş gibi.


***


Merkez medyanın yandan yandan “yandaş” çizgiye yelken açması, elde avuçta kalan medya kuruluşlarına sahip çıkma sorumluluğunu daha da artırıyor. Seçimlere “Demokratik Blok” adıyla giren gruba yakın çevrelerin yayına geçirdikleri İmece TV, umalım mesleki olarak başarılı ve içerik olarak da sorumlu bir çizgi tuttursun. Cumhuriyet, Sözcü, tek tabanca halindeler. 11,5 milyon CHP seçmeni, Cumhuriyet gazetesinden taş çatlasa, 60 bin adet satın alıyor. Cumhuriyetçilerin Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in Cumhuriyetçilere daha çok sahip çıkması, dayanışması, kenetlenmesi gerekiyor.


“Yandaşlığa” zorlananların arasında şirketler, yani reklamverenler de var. Reklam bütçelerini harcarken mesajlarını doğru hedeflere ulaştırmak tabi ki ana saikleri olacaktır. Reklam verenlerin, yılda 3,5-4 milyar TL’lik reklam harcamalarıyla hangi yandaş çarkları daha hızlı döndürdükleri, hangilerinin devre dışına düşme riski ile karşı karşıya bıraktıklarını da arada bir düşünmeleri yerinde olacaktır.



 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin