Memet Ali Alabaora ile Sean Penn arasındaki yedi benzer nokta ile herhangi birileri arasındaki benzerlikler üç aşağı beş yukarı aynı değildir. Şöyle ki:
Memet Ali uzun boylu, Sean kısadır.
Memet Ali yakışıklıdır; Sean yakışıklı olabilme kabiliyetine sahiptir, karizmatiktir.
Bollywood bu gezegendeki en büyük sinema sektörünün ismidir, Hollywood ise bu gezegendeki en büyük parça tesirli sinema endüstrisinin ismidir.
Yeşilçam bu sektördeki pastada küçücük de olsa bir dilim kapmaya çalışan ufak bir çocuktur.
Memet Ali Yeşilçam’daki “Damat Ferit” tipine aday biridir; Sean bütün tiplere adaydır.
Memet Ali oyuncudur; Sean hem oyuncu hem yönetmendir.
Memet Ali oyuncu anne babanın çocuğudur; Sean’ın yönetmen babası olsa da, oyunculuğu tıpkı Memet Ali gibi oynayarak ve eğitimle öğrenmiştir.
Memet Ali’nin henüz Cannes Film Festivaline katılmış/yarışmış bir filmi yoktur; Sean, Cannes Film festivalinde jüri başkanlığı yapmıştır.
Memet Ali’nin eşcinsel bir karakteri canlandırdığı görülmemiştir (gerçek hayatta toplumsal dışlanmışlıklarına sonuna kadar destek verdiği gerçeği Sean’e daha da yakınlaştırır). Sean, böyle bir karakteri (Milk) canlandırdığı için Oscar almıştır.
Memet Ali müzmin bir aile babası olacak kadar sakin, özel yaşamını deşifre etmekten imtina edecek kadar “içekapanıktır”; Sean Maddonna ile evlenip boşandığı dönemde magazinde de iyi olduğunu gösterecek kadar sınırları zorlar.
Memet Ali’nin bu ülkedeki haksızlıklar, adaletsizlikler üzerine söyleyecek her zaman bir sözü, tavrı olmuştur. Bundan dolayı da (En son gezideki haklı direnişi) eline oyunlarının dışında silah almamış olmasına rağmen “silahlı direniş”ten yargılanacak kadar “adaletli” bir ülkede yaşamaktadır. Sean, ülkesi ABD’nin İran, Irak, Küba, Venezuela ve daha birçok ülkeye yaptığı savaş çığırtkanlığına, hatta asker çıkarmasına bizzat karşı çıkmış, bu ülkelere giderek desteklerini sunduğu halde yargılanmayacak kadar “adaletli” bir ülkede yaşamaktadır.
Memet Ali bir şey söyleyecekse de, yapacaksa da örgütlenerek yapma taraftarı olduğu kadar derneklerin tüzel kişiliklerini kullanmasını da unutmayacak kadar hazırlıklıdır. Sean, bu gibi durumlarda mümkün mertebede yalnız hareket eden, bağlı bulunduğu derneği, sendikayı arka planda tutarak bireysel çıkışlarıyla tam bir Hollywood kahramanlarını hatırlatır.
Memet Ali’de Akdenizli (White Sea değil ama! Çünkü orası sanıyorum ki Rusya’nın kuzeyinde bir yerlerdedir) sıcaklığı, telaşı, tez canlılığı varken, Sean daha çok “Orta Dünyalıdır”, Avrupalıdır, mesafelidir ve özgüveninin takipçisidir.
Memet Ali ile Sean arasında yedi benzer ya da farklı noktayı bulmak için öyle uzun boylu araştırmaya gerek yoktur; bu listeyi uzatmak çok zor değil. Söylediklerine, yaptıklarına, oynadıklarına, yazdıklarına baktığımızda, iyi oyuncular, sanatçılar, yazarlar birbirilerine benzerler.
BİA Haber Merkezi