Geçtiğimiz hafta Hürriyet'te Murat Bardakçı-Mehmet Yılmaz gerilimi yaşandı. Mehmet Yılmaz'ın orta sayfada yazmaya başlamasıyla küplere binen Murat Bardakçı, "O Hürriyet'te yazarsa ben yazmam, benden köşesinde özür dilesin" diye diretti. Bugün Mehmet Yılmaz, köşesinde geri adım atınca Bardakçı istifasını geri çekti.
İkili arasında yaşanan kriz 5 yıl öncesine dayanıyor. O dönem Milliyet'in genel yayın yönetmeni olan Mehmet Yılmaz'ın, "Lanetli yalı" diye yaptığı manşeti Murat Bardakçı eleştirmiş, "O yalı lanetli değil" diyerek belgelerle köşesinde anlatmıştı.
Bunun üzerine bir manşet daha yapan Mehmet Yılmaz, Osmanlı döneminin ajanlarını listelemiş, Murat Bardakçı'nın babasını da resmini koyarak listeye almıştı. Haberde hem Bardakçı'nın hem de babasının resmi yan yana yer almıştı. Bu olay üzerine Bardakçı, Mehmet Yılmaz'la bir daha konuşmamış, her fırsata Yılmaz'ı eleştirmişti.
Beş yıl önce yaşanan bu olaydan sonra Mehmet Yılmaz bugün Hüriyet'te aşağıdaki yazıyı kaleme aldı.
O yazar benim
SİYASAL Bilgiler Fakültesi’nde öğrenci olduğum yıllarda
tanıdığım Prof. Dr. İlber Ortaylı, ülkemizin yetiştirdiği gerçek
entelektüellerden biri. Bu nedenle kendisine ve görüşlerine çok
değer veririm. Pazar günü Milliyet’teki köşesinde, ‘Murat
Bardakçı’nın gazetenin içinde bir prensip meselesi olarak çekiştiği
bir yazar yüzünden terk-i sahife ettiği anlaşılıyor’ diye yazdı. O
yazar benim...
Ve artık bu tartışmaya da bir son vermek sanırım bana düşüyor.
Murat Bardakçı’nın bana kırılmasına yol açan bir haber, beş yıl
önce yöneticisi olduğum Milliyet’te yayınlandı.
Değerli bir gazeteci olduğunu düşündüğüm ve bir süre birlikte iyi
işler de yaptığımız Murat Bardakçı, o gün bu haberin düzeltilmesini
isteseydi, hiç düşünmeden bunu yapardım. Çünkü amacım Murat’ı
incitmek değildi, bunun için de üzgünüm.
Eminim ki Murat Bardakçı da bir gazeteci olarak, günlük işlerimizi
yaparken düşebileceğimiz tuzakların neler olabileceğini, bunun ne
türden istemediğimiz sonuçlar doğurabileceğini bilecek
durumdadır.
Ve sırf bu nedenle Hürriyet okuyucularının bu gazeteden beklediği
çoksesliliğin zarar görmesini de istemiyorum.
Murat Bardakçı’ya elimi uzatıyor ve diliyorum ki bu ramazan ve
pazar yazılarını yine Hürriyet’te zevkle okuyalım.