MEDYADA KADIN DAYANIŞMASI

Milliyet yazarı Fatoş Karahasan, başta Nuray Mert ve Hidayet Şefkatli Tuksal olmak üzere kadın sorununa sahip çıkan yazarlara ve gazetelere teşekkür etti...

Google Haberlere Abone ol
MEDYADA KADIN DAYANIŞMASI

Fatoş Karahasan/Milliyet


Zalimin zulmü karşısında, kadınların birlik olma zamanı gelmedi mi?


Pek anlatılmayan bir noktadır. “İnsanlığın sömürüsü anaerkil düzenden, ataerkil düzene geçişle başladı der” filozoflar. Tarih,  M.Ö 4 bin yılına kadar, insanlığın yerleşik düzende yaşadığını, bu yüzden, topluluklarda lideriğin  doğurganlık özelliğine sahip olan analarda, kadınlarda olduğunu yazar.  Büyük çevre sorunları sonucunda Çin, Hindistan, Orta Doğu, Kuzey ve Orta Afrika, Avrupa ve Amerika’daki gruplar, göç etmek zorunda kalınca, anaerkil düzenin de sonuna gelinir. 
Savaşlarla birlikte iktidar erkeklerin eline geçer.  Ataerkil yapının temelinde savaş olduğu için, sistem iktidar mücadelesi üzerine kurulur. Devlet, ordu, özel mülkiyet, ırk, cinsiyet ve din ayrımı kavramları ortaya çıkar.  Bu düzende her şey güçlüden yanadır. Zayıf olan ezilir, güçsüz olanın sesi çıkmaz.


6 bin yıllık ataerkil düzenin temelinde, kadının ikinci sınıf olduğu gerçeği yatar. Buna her kültür kendince bir açıklama bulur. Görüşü haklı çıkartacak kanıtlar sunmaya çalışır. Erkek toplumunda en büyük iktidar savaşı kadınlar üzerinde yürütülür. Bazı toplumlarda seksi ve genç kadın sahibi olmak üstünlük sembolüdür. Bazılarında karşı cinsle en küçük bir yakınlaşma idam nedenidir. Her ikisinde de kadın nesnedir, ödüle de cezaya da erkek karar verir.
Taciz, dayak, sömürü ve tecavüz vakaları, her zaman erkek egemen bakış açısınının değerleriyle ele alınır. Dünyanın pek çok yerinde, erkekler korosu kadını suçlamak için birleşir, hemcinslerini temize çıkarıverirler.  Türkiye’de 13 yaşındaki çocuk için “zaten sokak kadını olmuştu, onun rızasıyla gelişti her şey” veya “zaten kadın kendi arandı, açık giymişti, beni tahrik etti”  diye konuşanlar aslında yalnız değildir. Tüm ülkelerde erkek egemen toplum, suçu karşıda aramaya eğilimlidir.
Zalimin zulmu varsa, kızların da koruyucuları olmalı. İçinde vicdan kırıntısı taşıyan herkes, ataerkil düzenin kadına saldırıyı mübah gören  anlayışının su yüzüne çıkması için elele vermeli. Kadınların onurlu yaşam hakkı için mücadele etmeli. Cennet anaların ayağı altındaysa eğer, erkekler iki yüzlü davrandıklarını kabul etmeli. Kadınlarımızın, hemcinsini sayan, seven, sahip çıkan,  vicdanı hür, fikri hür rol modellerine ihtiyacı var.  Bu bağlamda, şahsım adına, kadın sorunlarına her zaman geniş yer ayıran gazetemiz Milliyet’e;  basında konuya sahip çıkan tüm duyarlı yazarlara;   “Tecavüz eden adam, ‘hayvan’ gibi davranmış olmaz, ‘zulmeden insan’ olur ve bu zulmün izahı, ‘organizmanın tepkileri’ değildir” diyen yazarımız Nuray Mert’e ve “Hacca giden kadınlar dahi tacize uğruyor” deme cesareti gösteren illahiyatçı yazar Hidayet Şefkatli Tuksal’a da yürekten teşekkürü borç bilirim.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin