Kübra Par, CHP'deki itirafçıları yazdı; Özgür Özel, Onursal Adıgüzel ve Atilla Kart. Par'dan kritik soru... 'Birkaç anketçinin hormonlu anket sonuçlarıyla milleti kandırdılar'

TV100.com yazarı Kübra Par son yazısında CHP'deki itirafçıları kaleme aldı. Par, Özgür Özel, Onursal Adıgüzel ve Atilla Kart'a, "Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ‘Evet’ diyen siz değil miydiniz?" diye sordu. Par, 14 Mayıs seçimlerinden önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının belli olmadığı günlerde muhalefetin anketlerle milleti kandırdığını söyledi. Par yazısının sonunda iktidarı da Suriyeli mülteciler konusunda eleştirdi, tutarsızlığa dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol
Kübra Par, CHP'deki itirafçıları yazdı; Özgür Özel, Onursal Adıgüzel ve Atilla Kart. Par'dan kritik soru... 'Birkaç anketçinin hormonlu anket sonuçlarıyla milleti kandırdılar'

Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ‘Evet’ diyen siz değil miydiniz?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tayyip Erdoğan karşısında seçim kazanamayacağı gün gibi ortadaydı.

Buna rağmen Türkiye sosyolojisini tanımayan Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki dar bir çevre kendi yazdıkları masala inanmakta ısrar ettiler.

“Aday değil sistem önemli” diye tutturdular, halkın parlamenter sistem tartışmasına ilgisizliğini fark edemediler.

“Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ilan edilmediği için İmamoğlu ve Yavaş’ın gerisinde çıkıyor, adaylığı açıklansa Erdoğan’ı geçecek” gibi gerçekçilikten uzak savlar ortaya attılar.

Akşener acı gerçeği söyledikçe duymazlıktan gelip masadaki 4 küçük partiye vekillikler dağıtarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığını dayattılar.

 


Kendilerine yakın birkaç anketçinin hormonlu anket sonuçlarıyla milleti kandırdılar.

Kaybettikten sonra da bahanelere sığınmaya devam ederek “Akşener masadan kalktığı için kazanamadık” dediler.

Şimdi de genel başkanlıkta kalmaya ısrar ediyor, yeni masallar üretiyorlar.

Bu duruma daha fazla dayanamayan değişimciler de seçim sürecine dair itiraflarda bulunuyorlar.

 


Onursal Adıgüzel “Ocakta partinin yaptırdığı anketlerde Kılıçdaroğlu gerideydi. Ama parti genel merkezi birçok sorgulamaya rağmen bunları görmezden geldi” dedi.

Özgür Özel çıkıp “Meral Hanım ‘zehir içtik' dedi ama biz de şerbet içmedik” dedi.

Şahsen Onursal Adıgüzel’in de Özgür Özel’in de söylediklerinin doğruluğundan şüphem yok.

Fakat adama sormazlar mı “Asıl konuşmanız gereken zamanda neden sustunuz?”

 Kübra Par, CHP'deki itirafçıları yazdı; Özgür Özel, Onursal Adıgüzel ve Atilla Kart. Par'dan kritik soru... 'Birkaç anketçinin hormonlu anket sonuçlarıyla milleti kandırdılar'

Madem Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağı ayan beyan ortadaydı, o dönem neden çıkıp yüksek sesle itiraz etmediniz?

Parti içindeki oylamada Kılıçdaroğlu’na neden ‘Tamam’ dediniz?

O gün aynı şeyleri söyleyen Akşener’e neden destek vermediniz?

Kusura bakmasınlar ama değişimcilerin bugünkü itiraflarının, Babacan ve Davutoğlu’nun AK Parti’den ayrıldıktan sonra günah çıkarmak için yaptığı itiraflardan farkı yok.

Muhalif seçmen Kılıçdaroğlu’na tepkili doğru…

Fakat değişimcilere karşı büyük bir heyecan da hissedemiyorlar.

Çünkü seçmen geçmişte hatalara ortak olup, sonradan eleştiriye başlayanları yeterince samimi bulmuyor…

Referandumdan sonra 3 seçim kaybetmemiş gibi…

CHP’de Kılıçdaroğlu koltuğunda kalmakta ısrar ettikçe parti içindeki çatışma her geçen gün derinleşiyor.

Sabah erken uyanan geçmişe dair itiraflarda bulunmak için sıraya giriyor.

İtiraflar silsilesinin son halkalarından biri de Eski CHP Milletvekili Atilla Kart’tan geldi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumunda seçim günü mühürsüz oyların geçerli sayılmasıyla ilgili tartışmayı yeniden gündeme taşıyarak, söz konusu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) parti adına götürmesinin yönetim tarafından engellendiğini iddia etti.

Nevşin Mengü’nün Youtube yayınına katılan Kart’ın hedefe koyduğu CHP milletvekili Bülent Tezcan ise “İddialar gerçek değil. Biz AİHM’e dava açtık AİHM bizim talebimizi reddetti” dedi.

Atilla Kart tekrar konuştu, yanlış davaydı o farklıydı falan dedi…

 Kübra Par, CHP'deki itirafçıları yazdı; Özgür Özel, Onursal Adıgüzel ve Atilla Kart. Par'dan kritik soru... 'Birkaç anketçinin hormonlu anket sonuçlarıyla milleti kandırdılar' - Resim : 2

Yahu aradan geçmiş 6 sene…

Referandumdan sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan kazanmış.

2019’da yapılan yerel seçimi büyük şehirler hariç Cumhur İttifakı kazanmış.

Parlamenter sisteme dönüş teması üzerinden yapılan son seçimi de Erdoğan kazanmış.

O seçimden sonra 3 kere daha seçim kaybetmemişler gibi bugün bu konuyu büyütüp birbirlerini yemeleri tek kelimeyle absürt bir durum…

Hadi o referandumu mühürsüz oylar yüzünden kaybettiniz, peki son seçimde neden halkı sistem değişikliğine ikna edemediniz?

Hadi CHP arkasında dursaydı AİHM Atilla Kart’ın başvurusunu kabul edecekti diyelim… Bu seçim sonucunu değiştirecek miydi?

Duyan da iktidar AİHM’in verdiği her kararı uyguluyor zanneder!

AK Parti artık bir karar vermeli, sığınmacılar gidecek mi kalacak mı?

İktidarın mülteciler konusunda kafası da stratejisi de son derece karışık.

Cumhurbaşkanı New York’ta katıldığı Concordia Zirvesi’nde “Mültecilere ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Muhalefeti mültecileri göndermek istemekle suçladı.

Aslında bu sözleri ilk değil.

Seçimden önce 9 Mayıs’ta yaptığı bir konuşmada “Ülkemize sığınan Suriyelileri asla kovmayacağız. Bizim kapımız açık, onlara ev sahipliğimizi yapmaya devam edeceğiz. Onları katillerin eline, kucağına atmayacağız” demişti.

Oysa bu konunun toplumun geniş kesimlerinde rahatsızlık yarattığının AK Parti de farkındaydı.

O açıklamadan birkaç gün sonra  Cumhurbaşkanı yeni bir açıklama daha yaptı.

“1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni projenin hazırlığı içindeyiz” dedi.

Dönemin bakanları da peş peşe konuşarak “Sığınmacıları bir plan çerçevesinde göndereceğiz” dediler.

Şimdi yeniden “Göndermeyeceğiz” diyorlar.

Benzer bir süreç 2019 yerel seçimlerinde de yaşanmıştı.

Yani öteden beri iktidarın bu konuda bir söylediği diğerini tutmuyor.

Üstelik bu mesele sadece muhalif kesimin değil, Cumhur İttifakı seçmenini de mutsuz ediyor.

AK Parti artık bir karar vermeli, sığınmacılar gidecek mi kalacak mı?

Kalacaklarsa entegrasyon politikaları gerektiği şekilde uygulanıyor mu?

Gideceklerse ne zaman?

 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin