Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grubu 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısında konuştu: Yılbaşından bu yana 70 milyar dolar buharlaştı, artık sormamız gereken soru 203 milyar dolar nerede?

CHP TBMM Grubu 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu konuşmasında, "128 milyar dolar nerede' diye afişler asmıştık ve geniş kitlelerin dikkatini çekmeye çalışmıştık. Yılbaşından bu yana 70 milyar dolar buharlaştı. Artık sormamız gereken soru 203 milyar dolar nerede ve kimlere verildi?" dedi. Biz faize karşıyız diyorlar. Faize karşı olmadıklarını herkesin halka anlatması lazım. Alt gelir

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grubu 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısında konuştu: Yılbaşından bu yana 70 milyar dolar buharlaştı, artık sormamız gereken soru 203 milyar dolar nerede?

Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yok. En zor koşullarda Türkiye'yi aydınlığa çıkaran bir gelenekten, bir partinin üyesi olmaktan onur duyduğumuzu bilmek gerekiyor. Biz, umudu büyütmek, yeşertmek, hiç kimsenin karamsarlığa kapılmayacağı bir ortamı yaratmak zorundayız.

Salı günü Elazığ'daydık. Bütün billboardlarda halkı tahrik eden, etmeye çalışan afişler asılmıştı. Vekil arkadaşlarımız yapılanın doğru olmadığını bir şekliyle belli çevrelere duyurmaya çalıştılar. Haberi aldığımda 'Sakın dokunmayın, aynen kalsın' dedim. Gidip, afişlerin birisinin önünde fotoğraf verdim. Çünkü, bu ülkenin insanına ben güveniyorum. Bu ülkenin insanı kışkırtmalara, tahriklere asla ve asla kapı aralamayacaktır. Bunu yapan kişi kim? Afişleri basan kişi söylüyor. 'Cumhur İttifakını oluştursan siyasi partilerin talebiyle, şirketimiz tarafından oluşturulmuştur' diyor. Bir insan karalamaya, halkı tahrik etmeye kalkarsa 'Artık ben ülkeyi yönetemiyorum' noktasına gelmiş demektir. Bugün Türkiye'nin yönetilmediğini gayet iyi biliyoruz.

Merkez Bankasının görevini yerine getirmediğini farkındayız. Hayat pahalılığını biliyoruz. '128 milyar dolar nerede' diye afişler asmıştık ve geniş kitlelerin dikkatini çekmeye çalışmıştık. Yılbaşından bu yana 70 milyar dolar buharlaştı. Artık sormamız gereken soru 203 milyar dolar nerede ve kimlere verildi?

Biz faize karşıyız diyorlar. Faize karşı olmadıklarını herkesin halka anlatması lazım. Alt gelir gruplarından milyonlarca insandan, üst gelir grubuna kaynak aktarıyorlar. 

İlk 8 ayda KKM dahil ödenen faiz miktarı 250 milyar lira. Faize karşıyız diyorlar ama ilk 8 ayda bütçenin 250 milyar lirasını faize vermişler. 

Bir garabete imza attılar. Attıkları imzayı sürdürüyorlar. Merkez Bankası'nın bankalara verdikleri paranın faizini 13'den 12'ye indirdiler. Gidin bir bankaya, kredi çekmek istiyorum deyin. Bakın bakalım size yüzde 12 faizle veriyorlar mı? Vermeyecekler. Yüzde 12 ile faiz alan bankalar ne yapıyorlar? Bankaların karı yüzde 500'ün üzerinde artış gösterdi. Var olan iktidar faiz ayaklarına yatıp, dini kullanarak bir avuç azınlığa milyarlarca lirayı aktarıyor. Biz Allah nasip eder iktidar olduğumuzda herkes görecek demokrasinin, saydam devletin, dürüst çalışmanın, liyakatin ve adaletin ne olduğunu göstereceğiz.

 
Pamuk ve şeker pancarı fiyatları hala belirlenmiş değil. 34 yıl sonra bu ülkenin şeker ithal ettiğini AKP'ye ve MHP'ye oy veren kardeşimin unutmaması lazım. Şeker fabrikalarımız, üreten çiftçilerimiz var ürettirmiyorsun. Kim getiriyor şekerleri? Yandaşların getiriyor. Bu milleti soyanlardan bunun ahını almak benim boynumun borcudur.

Halkın desteği ile iktidar olduğumuzda sanayicinin hangi partiye ilgi duyup duymadığına bakılmaksızın kim üretiyor, çalışıyor, ihracat yapıyorsa bizim başımızın üstünde yeri olacaktır.

Türkiye'nin geldiğini nokta... Aile yanında destek verilen çocuk sayısı 2011'de bu rakam 34 bin 982'ydi. 2017'de 104 bin 729'a çıktı bu rakam. 2022 Temmuz'da 147 bini aştı. Bu tablo böyle devam ederse bu rakam artacak. Bizim üzerimize çok büyük görevler düşüyor. CHP olarak tarihi bir sorumluluğu bilmek ve o sorumluluğu yerine getirmek zorundayız.

 

Halkın arasına giremeyecek noktaya geldiler. Dert dinleyemiyorlar çünkü onların hiçbirisinin yetkisi yok ve bir şey söyleyemiyorlar. İradelerini bir kişinin iradesine bağlayan yani iradelerini saraya bağlayan bir iktidarın geleceği yoktur. Devletin geleceği bir kişinin iradesine bağlanamaz. Erdoğan bunu görüyor, fark ediyor. Erdoğan il, ilçe, kadın kollarının yapamadığı işi devlet memurlarına yaptırmak istiyor. Devlet memurları sarayın kölesi değildir.

Bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz, yenmeyecek miyiz?

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin