Yaklaşık 2 saat boyunca içeri alınmayan öğrencilerden bir grup, toplantının yapılacağı salonun bulunduğu kültür merkezinin kapılarını ve camlarını kırdı, ardından zorla içeri girdi. Ancak, öğrencilerin toplantının yapılacağı salona girmesi, görevliler tarafından engellendi.
Protestocu öğrencilerin tepkilerinin artması üzerine üniversiteye çağrılan jandarma robokop timleri toplantının yapılacağı Atatürk Kültür Merkezi'ne geldi. Merkezdeki toplantı salonunun giriş kapıları önünde barikat oluşturan robokop timleri, öğrencilerin salona girişine izin vermeyince protestocu öğrenciler, ''Rezalet, içerdeki öğrenciler dışarı'', ''Darbeciler dışarı'', ''Evren'i okulda istemiyoruz'' şeklinde slogan attı.
7. Cumhurbaşkanı Evren, öğrencilerin protestolarının devam etmesi üzerine kültür merkezinin protokol girişinden toplantının yapılacağı salona alındı. Öğrenciler Evren'in salona girişi sırasında da protestolarını sürdürdü.
Evren, öğrencilerin protestolarına karşın, düzenlenen programa katılarak soruları yanıtladı.
Programın çekimlerine Muğla Valisi Temel Koçaklar, Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, Garnizon Komutanı Albay Zafer Karataş, Rektör Prof. Dr. Şener Oktik ve eşleri de izledi.
Evren, 12 Eylül döneminin koşullarına dikkati çekerek, "12 Eylül Harekatı'ndan kısa bir süre sonra olaylar yaklaşık 5 ay süreyle azalarak devam etti. 12 Eylül öncesinde yaşanan olaylarda masum insanlar ölüyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) çeşitli komuta kademelerindeki insanlar ile görüş alışverişinde bulundum. Müdahaleye karar vermeden 1 yıl boyunca düşündük" diye konuştu.
Müdahale öncesinde dönemin Cumhurbaşkanı'na bir uyarı mektubu verdiklerini de hatırlatan Evren, bu mektubun bütün siyasilere ulaştırılmasına rağmen olayların devam ettiğini anlattı.
Evren, şöyle devam etti: "O dönemde başka çaremiz kalmamıştı. Üniversitelerde olaylar oluyordu, sağ ve sol gruplar birbirlerini öldürüyordu. Rektör polisi çağırmadan, polis üniversiteye giremiyordu. Bu şartlar doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale kararı aldı."
Gençlerin bazı sorularına sert tepki gösteren Kenan Evren, "Bu soruları anne ve babalarınıza sorun. Onlar olayları yaşadı daha iyi anlıyorlar." diye gençleri tersledi.
Kenan Evren, bir öğrencinin "12 Eylül darbesinden dolayı hiç pişmanlık duydunuz mu?" sorusu üzerine şunları söyledi: "12 Eylül darbesinden dolayı hiç pişmanlık duymuyorum. Eğer yeniden Genelkurmay Başkanı olsam ve o şartlar yaşansa yine müdahaleden çekinmezdim. Silahlı Kuvvetler mensupları olarak bu müdahaleyi inanarak yaptık. Bu müdahaleye ben tek başıma karar vermedim. Müdahale öncesinde çok sayıda insan gelip bizden müdahalede bulunmamızı istiyordu. 12 Eylül öncesinde kuvvet komutanları, ordu komutanları ile ayrı ayrı görüştüm."
Ordunun mecbur kalmadıkça müdahaleye girişmeyeceğini belirten Evren, "İnşallah bundan sonra darbeler olmaz. 12 Eylül darbesinin üzerinden 26 yıl geçti. Bu tür şeyler yaşanmadı. Bu sevindirici bir gelişme" dedi.
Görev yaptığı dönemde 2 şeyden pişmanlık duyduğunu anlatan Evren, "Bunlardan birisi Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesini Anayasa'ya koyduramamam oldu. Diğer pişmanlık duyduğum konu ise parlamenterlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusuydu. Ben dokunulmazlığın sadece kürsü dokunulmazlığı olmasını istiyordum. Keşke yapsaydım. Halk beni yüzde 92,5 oyla seçti. Bence Cumhurbaşkanını halk seçmeli, dokunulmazlık da kaldırılmalı" dedi" diye konuştu.
Bir öğrencinin 12 Eylül'de yapılan idamlarla ilgili "Hiç vicdanınız sızlamadı mı?" sorusu karşısında Evren, "Elimiz bile titremedi. Yaptıkları suçlar o kadar caniceydi ki. Bir adam birini yolda giderken ateş edip vuruyor. Bunu idam etmeyip te ne yaparsınız. Kaldı ki o zaman idam cezası vardı. Hakimler cezayı veriyordu fakat meclis onaylamıyordu. Biz meclisin yerini aldığımız için hakimlerin verdiği kararları uyguladık. Zaten hakimlerin hepsi asker değildi. Yeterli sayımız yoktu. Biz sivil hakim ve savcıları da iş başına getirdik. Yaşı küçük bir hükümlünün yaşı büyütülerek idam edildiğini söylediler. Yok öyle bir şey. Bunu nasıl yapabiliriz?" dedi.
Evren, din eğitimi ile ilgili soru üzerine batı ülkelerindeki okullarda da zorunlu din dersinin olduğunu ifade ederek şunları söyledi: "Dinsiz millet olmaz. Rusya'da komünist rejim vardı ne oldu? Yaşamadı. Dinsiz insan olmadığı gibi, dinsiz millet de olmaz. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Sağlam bana geldi, 'bizden önce 33 tane İmam Hatip Okulu açılmış. Bu okulların öğrencileri yok. Ne yapalım?' dedi. 'Kalsın' dedim. Bizim dönemimizde sadece 1 tane Tunceli'de İmam Hatip Okulu açıldı. Bizim dönemimizde İmam Hatipler açıldı diyenlerin gözü kör olsun. 1989'a kadar ise sadece bir iki okul açıldı. 12 Eylül'den sonra Kuran-ı Kerim'in Türkçe'sini 3-4 defa okudum. Beni ziyarete gelen Valililere de Kuran'ın Türkçe'sini okumalarını tavsiye ettim."
YÖK kanununa da değinen Evren Paşa "Üniversiteler özerk bir yapıdaydı. Ne devlet karışabiliyordu ne polis girebiliyordu. 12 Eylül'den önce birçok gencimiz üniversiteyi bıraktı. Bu durumu çözmek için İhsan Doğramacı'yı çağırarak bir toplantı yaptık. YÖK'ün kurulması bu şekilde ortaya çıktı. Devlet bütün ödeneği verecek ve desteği sağlayacak; ancak sonuçta oraya karışmayacak. Böyle bir anlayış olamaz. YÖK üyelerinin 3'te birini Cumhurbaşkanı, 3'te birini üniversiteler ve 3'te birini de Bakanlar Kurulu belirliyor. Şu anda YÖK'ün nasıl işlediğini bilmiyorum. Aksaklıklar olabilir. Bence Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen 3'te bir ortadan kaldırılmalı. Yarısını Cumhurbaşkanı, diğer yarısını da üniversiteler belirlemeli" dedi.
AB ülkelerinin Türkiye'yi oyaladığını iddia eden Evren, ''AB ülkeleri her şeyimize karışıyorlar. Bizi ne ret ediyorlar, ne de kabul ediyorlar. 10 yıldan önce AB'ye gireceğimizi sanmıyorum. Hiçbir ülke AB'ye kabul edilmeden Gümrük Birliği'ne kabul etmedi. Ayrıca AB Kıbrıs konusunda verdiği sözleri yerine getirmiyor'' diye konuştu.
Bir öğrencinin ''İmralı Adası'nda tutuklu bulunan terör örgütü ele başısının, örgütünü avukatları aracılığı ile yönettiği'' iddialarının kendisini rahatsız edip etmediğini sorması üzerine Evren, ''Elbette rahatsızlık duyuyorum. Demek ki bir zafiyet, zayıflık var. Avukatı ile görüşürken yanında bir görevlinin bulunması gerekir. Bu oradaki görevlilerin hatası'' karşılığını verdi.
"Türkiye'de erken seçim yapılmalı mı" sorusuna ise Evren, önce yorum yapmak istemedi daha sonra, "Şu andaki hükümeti halk denemek için seçti. Hükümetin erken seçim yapma gibi bir durumu gözükmüyor. Çünkü oyları düşecek. Hiçbir hükümet ikinci seçimde fazla oy alamaz. Evet şu anda bir erken seçim yapılmalı" diye cevap verdi.
CİHAN