Kamuya iş yapan inşaat firmalarını kriz vurdu. Türk ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörü zor durumda. İstihdamın sadece yüzde 7'si karşılanıyor

İnşaat sektörü uzun yıllar Türk ekonomisinde lokomotif görevi gördü. İnşaat sektörü iyi olduğu sürece diğer sektörü olumlu anlamda etkiledi. Ancak son yaşanan kriz, üretim maliyetlerin fahiş şekilde artması inşaat sektörünü kör noktaya sürükledi. Türkiye İnşaat Mühendisleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Servet Arslan, tv100 canlı yayınına yaşanan krizi anlattı. Kamuya iş yapan inşaat firmalarının içinde bulundukları 'çıkmaz' için Arslan 'batıyoruz' dedi.

Google Haberlere Abone ol
Kamuya iş yapan inşaat firmalarını kriz vurdu. Türk ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörü zor durumda. İstihdamın sadece yüzde 7'si karşılanıyor

tv100 Ana Haber Bülteni'nde Oğuz Haksever'in sorularını yanıtlayan Türkiye İnşaat Mühendisleri İşveren Sendikası Genel Başkanı Servet Arslan, yaklaşık 40 bin meslektaşlarının çok zor durumda olduklarını ifade etti.

Haksever'in ''Devlete taahhüt işi yapan müteahhitlerin tasfiye sorununu nasıl anlatırsınız bize. Fiyat farkı nedir ve sorunu nasıl tarif edersiniz? Resmi taahhüt müteahhitlerinin batmanın eşiğinde olduğunu söylüyorsunuz. Kaç kişiye istihdam sağlıyor bu sendikanın üyeleri? Yani ürün aldığınız kesim hatta taşeronlar....Siz kendi deyiminizle batarsanız orada nasıl bir etki oluşur?'' şeklindeki sorularına Arslan'ın yanıtları şöyle oldu;

'En mağdur olanlardanız'

Biz kamu müteahhitleri olarak, hastane, yurt, köprü, baraj vs işler yapıyoruz. Bu esasında kamunun tüm yatırımlarının bizim üzerimizden döndüğünü gözüküyor. Bu konuda biraz daha iş verenimiz kamunun hassa davranmasını bekliyoruz, düşünüyoruz. Şu ana kadar geldiğimiz noktada maalesef bu ilgiyi göremedik. Görememezin sebebi de şu; malum ekonomik kriz, ülkede her alanda her kesimi yaralamaya başladı. Biz de bu noktada en mağdur olanlardanız.

'Bu işten kurtulma şansı yok'

Bugün Resmi Gazete'de yayımlandı tasviye kararnamesi ilgili. Ama bizim meslektaşların tabiriyle 'dağ fare doğurdu'. Gerekçesi şu; tavsiye yüzde 15'e kadar olan işlerde yapılıyor. Bu şu demek; işe yeni başlayanlar tasviye edebilir ama işe her türlü ekonomik riskiyle üstlenmiş firmaların hiçbir koşulda bu işten tabiri caizse kurtulma şansı yok.

Burada gelinen nokta; bizim istediğimiz kelimenin tam anlamıyla tasfiye değil. Biz sektörün temsilcilerin olarak 'bu işten nasıl kurtuluruz' onun peşine düşmüş durumdayız. Çünkü bu tasfiye sonucunda bir 'haklı' olmayacağını düşünüyoruz.

'6 milyon kişiyi ilgilendiriyor'

İstidamın yüzde 7'sine tekabül ediyoruz. Bu da yaklaşık 1 milyon 400 bin gibi bir rakama tekabül ediyor, aileleri hariç. Aileleri de çarpan olarak kullandığınızda yaklaşık 6 milyon kişiyi ilgilendiriyor. Bu konuyu artık değerlendirmekte fayda var. Muhtemelen, bunu dinleyenler ve burada karar verici olanlar bu konuyu göz önünde bulunduracaktır.

'250 sektör kalemine hitap ediyoruz'

250 sektör kalemine hitap ettiğimizi düşünüyoruz. Daha önce istatistiklerle hesaplanmış bir kalemdir. 250 rakamı çok ciddi bir rakam. Bir de çarpanlarıyla bulduğumuz zaman, önce bizim çalışanlarımızın ailelerini hesapladık. Sektörel baktığımız zaman diğer matematiği siz düşünün.

İşte Arslan'ın o anlattıkları:

Kaynak:tv100

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin