İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İSKİ), bazı basın yayın organlarında siyanobakterilerin İstanbul'un su kaynaklarından olan Sazlıdere Barajı'nda bulunduğu iddiasına ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamada "Sazlıdere Barajı’nda bulunan yaklaşık 48 milyon metreküp su, diğer tüm parametrelerde olduğu gibi siyanotoksinler açısından da mevzuatta yer alan kalite standartlarına uygundur" ifadeleri kullanıldı.
"MEVZUATTA YER ALAN KALİTE STANDARTLARINA UYGUNDUR"
İSKİ’den yapılan açıklamada, insani tüketim amaçlı suların teknik ve hijyenik şartlar ile kalite standartlarına uygunluğunun düzenli olarak takip edildiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
"İdaremiz bununla birlikte yerüstü sularının biyolojik, kimyasal, fiziko-kimyasal ve hidromorfolojik kalitelerinin belirlenmesi, sınıflandırılması ile su kalitesinin izlenmesine yönelik de çalışmalar yürütmektedir. Dünya genelinde su kaynakları için bir risk olarak değerlendirilen siyanobakteriler tarafından salgılanan siyanotoksinler, kurumumuz tarafından mevzuatımızda yer alan hükümler uyarınca değerlendirilmekte, takibi ve oluşumlarının engellemesine yönelik çalışmalar, geçmişte olduğu gibi günümüzde de aksatılmadan gerçekleştirilmektedir.
İdaremiz, mavi yeşil alg olarak bilinen ve insan sağlığı üzerinde zararlı etkileri tanımlanmış olan siyanotoksinleri, su kaynaklarında ölçebilen ilk Su ve Kanalizasyon İdaresi'dir. Haberlere konu olan ve ‘Sazlıbosna’ olarak ifade edilen Sazlıdere Barajı'nda bulunan yaklaşık 48 milyon metreküp su, diğer tüm parametrelerde olduğu gibi siyanotoksinler açısından da mevzuatta yer alan kalite standartlarına uygundur.
Bununla birlikte, oluşabilecek risklerin önlenmesi açısından barajımızın uç noktasında, su alma yapısı ile direkt bağlantısı da olmayan kısıtlı bir alanda oluşumu gözlenen mavi yeşil alg artışına da ivedi müdahale edilmiştir. İdaremiz, bilim öncülüğünde titizlikle yürüttüğü çalışmalar ile İstanbullulara güvenle tüketebilecekleri suyu sağlamaya devam edecektir.
SİYONA BAKTERİ NEDİR?
Siyanobakteri, hava sıcaklıkları ve sudaki azot ile fosfor artışı nedeniyle oluşan bitkisel plankton türüdür. Uzmanlar, mikroskobik su yosunlarının artışının temel nedeni olarak göllerin, denizlerin, nehirlerin kirlenmesini gösteriyorlar. Toksin etkisi nedeniyle akut olarak maruz kalındığında bulantı, kusma, ishal gibi gastrointestinal etkiler, karaciğer hastalıkları, deri iltihabı, kulak ve ağızda tahriş, yüksek dozlarda maruz kalındığında ise 1-3 saat içinde ölüm görülebilir. Mikrosistine düşük dozlarda uzun süre maruz kalındığında ise tümör oluşumu, karaciğer ve böbrek hasarı
görülebilir.