İRKİLTİCİ HABERLER!

Sabah Yazarı Ahmet Hakan, dün gazetelerde yer alan bazı haber ve fotoğraflardan "irkilmiş". Yazısının başlığı da gayet net zaten: "İrkildim". Hakan´ı irkilten haberlere gelince...

Google Haberlere Abone ol
İRKİLTİCİ HABERLER!

İrkildim!..



Hafta sonu gazeteleri elime aldığımda resmen bazı AKP'lilerin 'vücut şovları'na maruz kaldım. Magazin dünyasının ünlü klişesiyle ifade edecek olursak, "vücuduna güvenen" ve "cesur" Devlet Bakanımız Kürşat Tüzmen, o demode 'slip mayo'suyla karşımda! İnsanın "Neredesin ey haşema? Kurtar bizi!" diye feryat edesi geliyor. Yani o kadar sakil, o kadar çekilmez bir görüntü ki, sadece irkiltiyor!



Sayın Bakan, bir yandan vücudunu sergiliyor, bir yandan da "ne kadar sportmen bir siyasetçi" olduğunu kanıtlamak için kurbağalamadan kelebeğe bildiği tüm yüzme tekniklerini uyguluyor! Tabii "Slip mayo"dan "laiklik ya da irticaya dair bir manşet çıkmayacağı"nı bilmenin de rahatlığı içinde!



Pantolonun paçalarını sıvamış, gömleğini çıkarmış bir başka milletvekili ise "kurallara ve ölçülere uygun" görüntü vermenin rahatlığına sığınmış voleybol oynuyor. Karşısında ise başörtülü iki kadın! Ama unuttukları bir şey var Mesele sadece "ölçüler"den ibaret değil ki! Neredesin her Allah'ın günü 'estetik, estetik' diye haykıran Mehmet Şevket Eygi!..



Peki ya hafta sonu üç günlük kamp yapmak için Antalya'nın kumsallarında bu tür görüntüler vermeye son derece elverişli bir oteli seçen AKP'li yöneticilere ne demeli? "Haşema"yı yasaklasanız da, "slip mayo" giyecek kadar kendine güvenen bakanlarınız olsa da, milletvekillerine eşlerinizi getirmeyin deseniz de, toplantı için seçtiğiniz mekanın, "irkiltici malzemeler" vermeye elverişli olduğunu nasıl görmezsiniz? Amaç "istişare yapmak" ise bunun Antalya'da yapılması şart mı? Neredesin sağduyu!



****



Sadece AKP'lilerin Antalya'da verdikleri görüntüler mi irkiltici? Dün bazı gazetelerin manşetlerini süsleyen bir şiir de bende 'irkiltici' bir etki yaptı



Şiir ama ne şiir? İçinde "Dürzü" ve "Şerefsiz" gibi sözcükler geçiyor. Şiirin bir yerinde "Anandan yine çıkardın", "Baban kimdi bilemezdin" gibi bir bölüm bile var. Şiirin adı ise "Behey Dürzü!"...



Bu şiir Atatürkçü bir şiirmiş, Atatürk düşmanlarına karşı yazılmış.. Şiiri Mutlu Çelik adlı polis müdürü yazmış, Bülent Ulusoy adlı bir çiçekçi de dükkanının vitrinine asmış. Ama bir savcı, şiirin Atatürk'e hakaret içerdiğini sanarak dava açmış... Gazeteler bu olayı birinci sayfalarına taşımışlar ama haberi sadece savcının yanılsaması üzerine kurmuşlar...



Peki böyle şey olur mu? "Dürzü"lü, "şerefsiz"li, "Anandan yine çıkardın"lı, "Baban kimdi bilemezdin"li "edep"ten nasibini almamış bu satırlar, sırf Atatürk'ü övüyor, Atatürk düşmanlarını karalıyor diye, baş sayfalara hiçbir eleştirel bakışa yer vermeden buyur edilir mi?



Hatta bu şiir denilen karalamanın Neyzen Tevfik'ten esinlenerek yazılması, işin edep kısmını görmemize engel mi?



İnsan, bugün 90'ına gelmiş, "Çocuk ve Allah" adlı kitabıyla kuşakları etkilemiş Fazıl Hüsnü Dağlarca'dan utanır. Hatta Behçet Kemal Çağlar'dan bile utanır



Neredesin "İkinci Cumhuriyetçiler'in korkulu rüyası", şair Özdemir İnce?..

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin