İLK SORUYU HİLMİ ÖZKÖK SORDU

Org. Özkök'ün omzundaki meşe



Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün basın toplantısı için 13 Ankara temsilcisi olarak Karargahtayız. Dördüncü Genelkurmay Başkanı Salih Omurtak'ın adının verildiği salona yaklaştığımızda bizi Genel Sekreter Tümgeneral Aslan Güner karşılıyor. Hepimiz masanın üzerinde isimlerimizi aramaya başlayınca Tümgeneral Güner, gülerek şöyle diyor



"Nasıl bir oturma düzeni kuracağımıza karar vermek için iki gün düşündük. Önce tirajları esas alalım dedik, vazgeçtik. Ardından isimlerin ilk harfine göre yapalım dedik ondan da vazgeçtik. Sonuçta oturma düzenini serbest yaptık."



Bu söz üzerine hepimiz bulduğumuz bir koltuğa oturuyoruz. Kısa bir süre sonra önümüze pirinç levhalara yazılmış isimlerimiz konuluyor. Hemen sonra da salona İkinci Başkan Org. Büyükanıt giriyor.



O da benzer açıklamada bulunuyor.



Ardından şöyle diyor



"Komutanımız kısa bir açıklamada bulunacak. Ondan sonra dilediğiniz soruyu sorabilirsiniz..." Salonda İslami motifi yüksek gazetelerin Ankara temsilcilerinin basın toplantısına davet edilmemiş olması dikkatimizi çekiyor.



Apoletteki yaprak

Genelkurmay Başkanı Org. Özkök belirlendiği gibi saat 14.00'te salona giriyor. Hepimizle tek tek tokalaştıktan sonra, "Size bir sorum var" diye söze başlıyor. Apoletlerinin etrafını saran yaprakları göstererek, "Bilene bir çay ısmarlayacağım. Bu hangi ağacın yaprağı?" diye soruyor. Bizler, "Defne, zeytin" derken, HaberTürk'ten Taki Doğan Harbiye'den mezun olmanın avantajını kullanıp, "Meşe ağacının yaprağı" diyor. Org. Özkök, bunu doğruladıktan sonra yaprağın dip kısımlarındaki küçük palamutları gösteriyor.



Aktardığına göre, meşe ağacı "gücün, kudretin ve adaletin" simgesiymiş. Ardından "Genç subaylar AKP'den tedirgin" yönündeki açıklamaya konuyu getiriyor.



Yaklaşık 20 dakika süreyle bu konuda ortaya atılan iddiaları yalanlıyor. Böyle bir söz söylemediğini vurguluyor. Bu iddiayı gündeme getirenleri kınıyor, hatta "lanetlediğini" bildiriyor. Bu aşamada, "TSK'da, AKP'den rahatsızlık olup olmadığı" sorusunu yöneltiyoruz.



Org. Özkök, rahatsızlığı "genç-yaşlı, şahin-güvencin" şeklinde ayrıma tabi tutulmasından duyduğunu dile getiriyor. Bununla birlikte AKP'nin bazı uygulamalarından duyduğu rahatsızlığı da gizlemiyor.



Neden söylendi?

Geçmişte irticai söylemleri bulunan bazı kişileri devletin üst kademelerinde göreve getirmesinden rahatsız olduklarını belirtiyor.



Hatta daha sonra sorularımıza yanıt verirken de bu konudaki sıkıntıyı açıkça vurguluyor. Devletin MGK da dahil güvenlik ile ilgili birimlerinde bu sıkıntının dile getirildiğini de belirtiyor.



Org. Özkök'e bu aşamada hükümet göreve geldiği günden bu yana "Hükümetle ilişkisi konusunda ortaya atılan iddiaları" anımsatıyoruz. Bu iddiaların neden gündeme getirildiği konusuna girmek istemiyor.



Ancak, iddialara yanıt verirken Org. Özkök sadece sivil kesime değil, üstü kapalı da olsa Türk Silahlı Kuvvetleri'ne veya bünyesinden emekli olmuş olanlara da gönderme yapıyor.



"Bu sözlerin Genelkurmay Başkanı olarak sadece kendisini değil, başkomutanlığını yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerini de yıprattığının bilinmesi gerektiğinin" altını çiziyor. Kendisinin batıya yüzü dönük ve demokrat bir kişi olduğunu belirtiyor ve bundan kesinlikle taviz vermeyeceğini söylüyor. İddia edildiği gibi 18 yıl yurt dışında görev yapmadığını belirterek, üç kez yurt dışı göreve çıktığını bunların toplam süresinin de 7.5 yıl olduğunu bildiriyor.



Org. Özkök, bir ara sorularımızı yanıtlarken, hakkında ortaya atılan iddiaların sadece hükümet dönemiyle sınırlı olmadığını anımsatıyor. Bunu özellikle kayda geçirme gereği duyup şöyle devam ediyor



"Benimle ilgili iddialar Kara Kuvvetleri Komutanlığımın son döneminden itibaren başladı..."



Org. Özkök'ün basın toplantısındaki konuşması ve sorularımıza verdiği yanıtlar bütünü değerlendirildiğinde şu sonuca ulaşabiliriz "Bir konu hakkında tepkimiz var ise bunu bütüne yansıtmayız. O sorunun çözümü için uğraşırız. Problemi nasıl çözeceğimize bakarız." Bir diğer önemli mesajına gelince, Org. Özkök, bundan böyle hakkında ortaya atılan iddialar karşısında demokratik tavrını korumayı sürdürmeyecek.