Hülya Koçyiğit: "Batıya sempatik gözüküp, Yeşilçam'ı yok sayıyorlar."

Film Arası Sinema Dergisi, son sayısında, Türk sinemasının usta oyuncularından Hülya Koçyiğit’i ağırladı.

Google Haberlere Abone ol
Hülya Koçyiğit: "Batıya sempatik gözüküp, Yeşilçam'ı yok sayıyorlar."

Ömer Lütfi Akad üçlemesi başta olmak üzere, sinemamızın çok sayıda önemli filminde rol alarak, bir döneme damgasını vuran usta oyuncu Hülya Koçyiğit, dergiden Gülcan Tezcan’ın sorularını yanıtladı. Ünlü oyuncu Hülya Koçyiğit, yeni dönem Türk Sineması için ‘Batıya sempatik görünüp kendi geçmişini elinin tersiyle itiyor’ dedi. Bir filmde oynayıp büyük aktör oluyorlar diyen Koçyiğit, Barış Süreci için ’30 yıl acı çektik, artık yeter’ dedi.



İşte o röportajdan bazı başlıklar;



Batıya şirin görünüp kendi geçmişlerini inkar ettiler.



Bir kuşak değişti. Kendini ispat etmenin yolu olarak, bireysel sinemayı seçti. Bireysel sinema dediğimiz kişisel hikâyelerden oluşuyor, toplumsal bir yönü yok. Dolayısıyla toplumun çoğunluğunu ilgilendirmedi bu filmler. Ama bu filmlerin bir estetiği var, görsel bir kalitesi var. Dolayısıyla bu konuda meraklı olan üniversite talebelerinin veya özel sinema seyircisinin ilgisini çektiler. Ve buradan cesaretle bu filmler, kalite olarak uygun şartlarda oldukları için yurt dışında şanslarını aradılar. Biraz da Batı’ya sempatik olabilmek adına, yerel hikâyelerin, mümkün olduğu kadar çarpıcı olanlarını, can acıtıcı olanlarını ve olumsuz yönlerini kaşıyıp, Batı’da cazibe oluşturma amacını güttüler. Ve geçmişteki o tecrübeyi, ellerinin tersiyle ittiler. Ne bir yönetmen, ne bir senarist, ne bir oyuncu talepleri olmadı.



Bir fillmle büyük aktör oluyorlar!



Her gece tiyatroya gitmiş, oyunlar oynamış, canlı performanslarda bulunmuş bir oyuncudan hiç kimsenin haberi yok. Bir tek filmde oynuyor adam, birdenbire Türkiye’nin en önemli aktörü oluyor. İç piyasada o kadar çok değer buluyor ki bunun için daha fazla bir çabaya, daha fazla bir emeğe gerek kalmıyor. Bu da ne demek? Popülizm demek. Yani günlük değerler. Günün kazananı olmak, günün adamı olmak.



Mahsun'u kutlamak gerek.



Mahsun Kırmızıgül neden sinemacı sayılmasın? Sayılmamasına imkân yok. Onun için kutlamak lazım duyarlılığını, geçmişe olan saygısını… Halkın beğenisini kazandı, esas olarak bunu kutlamak gerek. Halk, puan vermişse, orada durup düşünmek gerekir.



 Röportajın tamamı Film Arası Dergisi’nin Mayıs sayısında.




Sıradaki Haber İçin Sürükleyin