Hrant Dink davasında geri sayım! Davanın avukatı: Başladığımız noktanın gerisindeyiz

17 Eylül'de tekrar görülecek olan Hrant Dink davası öncesinde davanın avukatları ve Hrant'ın Arkadaşları grubu bir basın toplantısı düzenledi.

Google Haberlere Abone ol
Hrant Dink davasında geri sayım! Davanın avukatı: Başladığımız noktanın gerisindeyiz

Hrant Dink cinayeti davasında verilen kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından 17 Eylül 2013 tarihinde Çağlayan Adliyesi'nde tekrar görülecek dava öncesinda Cezayir Toplantı Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında Dink davası avukatlarından Fethiye Çetin, "Başladığımız noktanın çok gerisindeyiz" dedi.



Cezayir Toplantı Salonu'nda Hrant'ın Arkadaşları grubundan Garo Paylan ve Dink davası avukatları Fethiye Çetin, Hakan Bakırcıoğlu, İsmail Cem Halavurt'un katılımıyla bir basın toplantısı düzenlendi.



Düzenlenen basın toplantısında davanın gelinen aşama ve 6 yıllık süreci basın mensuplarına ile paylaşıldı.



ALBAY ALİ ÖZ'ÜN YARGILANDIĞI DURUŞMA 3 EKİM'DE GÖRÜLECEK



Davanın avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlileriyle ilgili soruşturma sonucunda Ali Öz, Metin Yıldız, Gazi Günay, Önder Aras, Hacı Ömer Ünalır, Okan Şimşek'in de aralarında olduğu 8 jandarma görevlisi hakkında Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde 'görevi ihmal ve kötüye kullanma' suçlamasıyla dava açıldığını söyledi. Jandarma görevlilerinin "Kasten öldürme" suçundan yargılanması ve davanın İstanbul'daki ana dava ile birleştirilmesi taleplerinin kabul edilmediğini anımsatan Av. Bakırcıoğlu, "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu iki davanın birleştirilmesi yönünde görüş bildirdi. İddianamesini bu yönde hazırladı. Yargıtay Ali Öz hakkında verilen hükmü bozdu. Onunla ilgili duruşma 3 Ekim'de Trabzon'da gerçekleştirilecek. Fakat bozma ilamı bize ulaşmadığı için bozma gerekçesini görebilmiş değiliz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 'görevi ihmal' suçunu değil aynı zamanda Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin 'resmi evrakta sahtecilik' suçunu işlediği, dolayısıyla buradan da hüküm verilmesi gerektiğini belirten bir tebliğname hazırladı. Biz bu tebliğnameye yanıt verdik. Evet evrakta sahtecilik suçu vardır, görevi ihmal suçu değildir" diye konuştu.



Bakırcıoğlu, Yargıtay'ın kararını "kasten öldürme" şuçu olduğu yönünde oluşturmasını beklediklerini dile getirdi.



"BAŞLADIĞIMIZ NOKTADAN ÇOK GERİ BİR NOKTADAYIZ"



Av. Fethiye Çetin de "Şu anda yargılama safhasında, başladığımız noktadan çok geri bir noktadayız" dedi. Davanın, iddianame belirtilen sanıklarla sınırlı kalmasını eleştiren Çetin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde "bu bir terör örgütüdür ve bu terör örgütünün hedefinde toplumda farklı etnik ve dini gruplar vardır. Bu gruplara yönelik eylemleri vardır" dediğini hatırlattı.



Çetin, Yargıtay 9. Dairesi'nin ise tebliğnameye katılmayarak, cinayette terör örgütünün olmadığı kararına vardığını kaydetti. Dairenin, "Yasin Hayal milliyetçi görüşleri nedeniyle siyasi saiklerle Hrant Dink'i öldürmüştür. Hedefi sadece Hrant Dink'ti. Hrant Dink'i de Türklüğe hakaretten mahkum olduğu için öldürülmüştür" görüşünü hatırlattı.



"YARGITAY'IN SEÇTİĞİ ÖRNEK SANIKLARIN KASTINI ÇARPTIRMAK İÇİN"



Çetin, şöyle devam etti: "Peki verdiği örnek ne? Koca dosya içerisinde bir tane ifadedeki beyanı seçmiş. O beyan da şu: 'Ogün Samast 19 Ocak günü Agos'a geldiğinde canım sıkılıyor burada birkaç gazeteci vurayım demiş. O da demişki 'sakın vurma, bizim işimiz sadece Hrant Dink.' Ama ifadelerin çoğunda çok farklı şeyler var. Bunların hiçbirini görmemişler. Örneğin sanıklardan biri diğerine diyor ki 'Bu Hrant Dink denilen adam varya Ermenilerin Atatürk'ü gibi bir şey.' Yani nasıl bir kasıt. Yani bunu öldürürsek kargaşa çıkarırız. Ermenilerde korku ve panik yaratırız. Ülkede farklı etnik ve dini gruplar arasında kavga çıkarırız demek istiyor. Ama Ogün Samast Agos'un önüne gittiği zaman yine kendi ifadesiyle 'Telefon ettim Yasin'e dedim ki; burada korumalar var o da dedi ki bana sık başlarına, ama ben de dedim ki bunlar Ermeni değil Türk, o zaman sıkma.' Yargıtay bunu görmüyor. Dosya dünya kadar örnekle dolu. Yargıtay elbette her örgütün kapsamını, sınırlarını daraltmak için hem de sanıkların kastını ve saikini çarpıtmak için sadece bu örneği seçiyor."



DAVA ÖNCESİNDE AGOS GAZETESİ İSE HÜKÜMETE "SİZ KATİLLERİ İYİ BİLİRSİZNİZ" DİYEREK SESLENDİ



Agos Gazetesi'nde yer alan başyazıda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın sıkça kullandığı "biz iyi biliriz" ifadesinin, Hrant Dink cinayetini gerçekleştiren yapılanma için de geçerli olduğu belirtildi. 



Agos Gazetesi'nde yayınlanan baş yazı ise şöyle:



Hrant Dink cinayeti davası, beş yılın sonunda, tam da cinayet tarihi 19 Ocak'tan iki gün önce, 17 Ocak 2012'de skandal bir kararla noktalanmıştı. Tetikçi ekip içerisinde bile bir örgütün izine rastlayamayan mahkeme elbette Ergenekon yapılanması ve daha ötesi ile bağlantı kuramadı. Cinayetin ilk günlerinde büyük irade beyanlarında bulunan hükümet ise, çok değil birkaç ay içinde devletin derin sırrına teslim oldu. O an itibariyle duruşmalar sadece bir ortaoyunuydu.



Yargıtay'dan dönen dava 17 Eylül Salı günü 'Adalet Sarayı' Çağlayan'a terfi etmiş haliyle yeniden başlıyor. 15 Eylül'de adına verilen ödülle birlikte kutlanan Hrant Dink'in 59. doğum gününün iki gün sonrasında. Elbette bir şeyi başlangıç kılan onun bir öncekinden farkıdır. Bu açıdan dava, siyasi çapıyla başta hükümet ve diğer aktörler olmak üzere bütün sorumluların sınavı olacak. Fena halde çakılan vicdan ve adalet dersinde bütünleme dönemini göreceğiz.



Son dönemde giderek kutuplaşan toplumun ortak vicdan mutabakatına vardığı ender konulardan biri olan bu dava, karanlık darbe yıllaıyla ne ölçüde ve hangi kararlılıkla hesaplaşılabildiğinin de ölçütü. Yazık ki bugüne kadar ibre hep olumsuz oldu. Cinayet davası fail ve suç ortakları ile büyük hüsran ve öfke kaynağı. Oysa  kamu görevlilerinin sorgusu için aralanacak bir kapı büyük bir fark yaratırdı. Hiçbir istihbarat birimine, tek bir yetkiliye dokunulmadı.



Başbakan Recep Tayyip Erdığan'ın sıkça kullandığı "biz çok iyi biliriz" kalıbı besbelli iş Hrant Dink'in katillerine geldiğinde de geçerli. Katiller bilindi, bilindikçe gizlendi, gizlendikçe büyük pazarlık kendini açık etti. Ve bu karanlık oyun hepimizi kahretti. Son ana kadar ülkesine ve insanına inanmayı tercih etmiş bir insan, elbette aynı inançla mücadelenin sürmesini hak eder. Dahası bunu talep eder. İnadımız bundan. Yoksa biz de vazgeçmeyi iyi biliriz.



Hrant Dink cinayeti davası 17 Eylül 2013 Salı günü saat 10.00'da Çağlayan Adliyesi'nde tekrar başlayacak. Hrant'ın Arkadaşları grubu tarafından hazırlanan çağrı metninde şu ifadelere yer verildi:



"Bir dava yeniden başlıyor. Hrant Dink’in kamu görevlilerinin yardımıyla, yönlendirmesiyle öldürüldüğü, ancak gerçek sorumluların hala yargı önüne çıkmadığı dava... Süreç malum... Mahkeme bir örgüt bulamadı.



Bugün her şeyin yeniden başladığı gündür. Bizler, 19 Ocak 2007’den beri, Hrant Dink cinayeti davasını takip eden, cinayetin tanıkları, mağdurları ve takipçileri olarak adalet nöbetimize devam etmek için bir kez daha buluşuyoruz. 



HRANT İÇİN ADALET İÇİN!"


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin