HINCAL ULUÇ 'SPOR YAZARLARININ YÜZDE 80'İ KORKAK' TESPİTİNE SAYISAL BİR DÜZELTME YAPTI

İşte Hıncal Uluç'un Mevlüt Tezel'i haklı ama iyimser bulduğu o yazı...

Google Haberlere Abone ol
HINCAL ULUÇ 'SPOR YAZARLARININ YÜZDE 80'İ KORKAK' TESPİTİNE SAYISAL BİR DÜZELTME YAPTI

HINCAL ULUÇ / SABAH


Yaşa Mevlut!..


Mevlut Tezel, Sabah'ın havasına çok kısa zamanda girdi. Hürriyet'te iken de onu ilgiyle okurdum ama, bizde katladı.. Kimsenin fark etmediği ayrıntıları görüyor, nedense (!) yazılmayanları buluyor.
Dün sabah baktım.. "Küfürsüz, temiz stat" savaşının bir numarası Fener Başkanı Aziz Yıldırım'ın Gökhan Gönül'e faul yapan Quaresma'ya "Allah belanı versin şerefsiz" deyişini yakalayan(!) tek kişi o.. "Yakalayan" değil tabii.. "Yazmaya cesaret eden.."
Bizde spor medyası ne yazık ki bu..
Aziz Yıldırım'ın Çürük Raporu alıp askerlik yapmamasını haber yapan Haber Türk Muhabiri Senad Ok'un başına gelenleri bilince, korkunun sebebi anlaşılıyor.
Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'in Hürriyet gazetesini boykot ettiği, hiçbir Hürriyet muhabirinin milli takım kampına girmesine izin verilmeyeceğini, Hürriyet'e tebliğ eden basın sözcüsü Esat Yılmaer, Hürriyet'in eski Spor Müdürü.. Dahası Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkanı.. Bakar mısınız?. Derneği bu olunca, üyesi ne olacak ki?.
Mevlut gene dün "Türkiye'deki spor yazarlarının yüzde 80'i korkak" diye iyimser bir yazı yazmış.. 80'i değil, 99'u, Mevlut..
Mevlut, Schuster ile Almanca söyleşi yapan Star Muhabirine Beşiktaş'tan gelen müthiş saldırının üzerinde kimsenin durmayışını ele alıyor. "Alman Schuster'e İspanyolca konuşması emri"nin verilmesinin basın özgürlüğüne karşı nasıl bir sansür eylemi olduğuna kimsenin aldırmayışının altını çiziyor.
"Yahu bu hakaret edilen, baskıya uğrayan kaçıncı meslektaşınız?. Kimden ve neden korkuyor da kalem oynatmıyorsunuz" diye soruyor..
Cevap verecek spor yazarı var mı?.. Mesela Dernek Başkanı Esat ne der bu soruya?.



******MEVLÜT TEZEL'İN O YAZISI*******
Türkiye'deki futbol yazarlarının yüzde 80'i korkak...
Beşiktaş'ın CSK Sofya ile oynadığı maç sonrası iyi derecede Almanca bilen Star TV muhabiri Uğur Önver, Bernd Schuster'le Almanca röportaj yapınca başına gelmeyen kalmadı. Önver, Schuster'in, FB için 'yaralı bir hayvan gibi' benzetmesini aynen çevirmesine, Beşiktaş İletişim Sorumlusu Gökhan Dinç çok kızmış.


NEDEN İSPANYOLCA?
Niye kızmış vallahi anlamadım? Dinç kızmakla kalmamış, Schuster ile İspanyolca konuşulmasını ve bu konuşmayı Beşiktaş'ın tercümanının çevirmesini istemiş. Hızını alamamış, Önver'in futbolcularla yapmaya çalıştığı röportajları engellemiş. O da yetmemiş kendisine "Ortamı Nazi subayı gibi gerdin" diyen Önver'e "O gözlüklerini var ya müsait yerine sokarım. Patronlarına şikayet edileceksin, bir daha yayın yapamayacaksın. Benim stadıma giremeyeceksin." demiş. Vay, vay, vay... İletişim sorumlusuna bakar mısınız? Bir kere Dinç'in basın çalışanlarını engellemesi suç? Eğer Star TV, UEFA'ya şikayette bulunursa Dinç ve Beşiktaş kulübü kesin ceza alır. İkincisi Dinç'in yaptığı hakaretler de ayrı bir tazminat davasını hak ediyor. Şimdi gelelim asıl soruya: Dinç neden Schuster'in İspanyolca konuşmasını istiyor? Çünkü Türk basınında İspanyolca bilen çok az, belki de hiç yok! Dinç'in amacı hocayı İspanyolca konuşturup kendi tercümanının gerekli sansürü yapmasına fırsat tanımak. Aslına bakarsanız bu tercüme meselesi büyük bir sorun. Örneğin Galatasaray'da Rijkaard'ın söyledikleri ne hikmetse hep yanlış çevriliyor! Fenerbahçeli Brezilyalılar'ın konuşmaları nasıl çevriliyor Allah bilir. Rijkaard, Schuster ve daha önce Türkiye'ye gelen diğer büyük teknik direktörler aynı zamanda birer futbol filozofudur. Onların yaptığı açıklamalar yurtdışında hep tartışma konusu olur. İngiltere'de Arsene Wenger'in futbola dair yaptığı felsefi açıklamalarıyla doldurulur spor sayfaları. Bu noktada Jose Mourinho'dan bahsetmeme gerek yok herhalde! Türkiye'de ise yabancı teknik direktörler ve futbolcular hep "Önemli olan üç puan", "Takımın oyunundan memnunum" benzeri klişelerden bahseder!


DERDİNİZ NEDİR?
Niye? Çünkü konuşmaları büyük bir sansür süzgecinden geçirilir. Kimse de bu duruma ses çıkarmaz! Ne Futbol Federasyonu, ne bu sansür yüzünden yayın kalitesi düşen TV kanalları ne de futbol yazarları. Beni asıl hayrete düşüren de futbol yazarları! Sansürcü zihniyeti eleştirmelerini geçtim, yahu bu hakaret edilen, baskıya uğrayan kaçıncı meslektaşınız? Niye bu konular üzerine kalem oynatmıyorsunuz? Kimden ve neden korkuyorsunuz? Nedir derdiniz? Türkiye'de canı sıkılan "Ne olacak bu magazin basını" diye söze başlar ama asıl tartışılması gereken futbol basınıdır.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin