BABAOĞLU'NUN VATAN'DA YAYINLANAN YAZISI:
Filmlere, konserlere sponsor olunmasın!
Bazılarınız "bu adam şaşırmış, herhalde" diyeceksiniz başlığı okuyunca, biliyorum.
"Günümüzde sanatın ciddi maddi desteğe nasıl ihtiyacı olduğunu Haşmet bilmezse, kim bilecek" diye düşünenleriniz de olacak ki, haklılar.
Ama hani derler ya, "burama" geldi...
***
Şöyle bir çözüm bulunursa razıyım: Sanata, filmlere, konserlere, festivallere sponsor olunsun ama medya olarak bir tür "centilmenlik anlaşması" yapalım; bu filmler, konserler, festivaller hakkında sadece haber yapılsın!
Ne övgü ne eleştiri ne de yorum yapılsın!
Kabul mü?
Bu çözüme karşıyım; kendi özgür düşünce ve sözüm adına karşıyım ama sırf medya ahlâkı adına, bir süreliğine "eyvallah" deyip kabul edebilirim.
Ama ne sponsor, ne de (örnekse) film yönetmeni razı olur böyle bir çözüme...
Onlar artık film mi yapıyorlar, herkesin yazmasını istiyorlar. Eleştirel bir itirazın yükselmesinden hiç hoşlanmıyorlar.
Konser mi yapıyorlar, medyada müzikten anlayan anlamayan kim varsa herkesin o konseri göklere çıkarmasını istiyorlar...
O da yetmiyor; devreye medya patronlarını "pohpohlamayı" da sokan tanıtım modelleri seçiyorlar, ışıltılı galalar düzenliyorlar...
E, sponsor denileni de öyle hafife almamalı!
Okur, basının velinimeti ama sponsor da reklamıyla, eşliği dostluğuyla, gezisiyle, bedava davetiyesiyle filan çok etkili...
Sonuçta ne oluyor?
Anlatayım...
Birincisi, sapla saman karışıyor.
İkincisi; filmi, konseri beğenmediği açıkça belli olan yazar beğenmediğini açıkça yazamıyor, lafı eviriyor çeviriyor, geveliyor.
Ya da filme lafı çakmadan önce on satir sponsora övgü düzüyor ki bir "yamuk" olmasın!
Üçüncüsü, sanatın asıl ihtiyacı olan serinkanlı eleştirel bakış güme gidiyor.
***
Son zamanlarda sözünü ettiğim yaklaşımın çok acıklı örnekleriyle karşılaştım gazetelerde...
Dinleyicinin tamamının sıkıntıdan uyukladığı konserler izledim; ertesi gün gazetecinin beyninin içine sızmış "sponsor gücü"yle göklere çıkartılmıştı.
Yakınlarda filmler üzerine yazılar okudum; filmdeki hiçbir şeyi beğenmemişler, bu belliydi ama sponsoru çok "beğendikleri" için filmin üç beş "doğru"sunu abarttıkça abartmışlardı..
Böyle düşünce özgürlüğü olmaz!
Böyle eleştirel düşünce ve yorum olmaz!
Bu iş böyle yürümez!
İyi okur bunun farkında zaten, içinden kıs kıs gülüyor.
Peki "iyi" yazarlar, "iyi" röportajcılar, "iyi" sponsorlar yaptıkları yanlışın bir gün farkına varacaklar mı?