HAŞMET BABAOĞLU / VATAN
Şansal Ağabey’e açık mektup
Bilen biliyor artık! Göründüğü kadar sakin biri değilim.
Öfkelenirim. Maalesef nezaket kurallarını zorladığım; hatta aştığım da olmuştur!
Ama hiç değişmeyen şey şudur; ille de öfkeleneceksem, buna değsin isterim!
Bir... Kendim için değil, sevdiklerim için öfkemi dışa dökmek, sesimi yükseltmek isterim.
İki... Dişe dokunur şeyleri; ya memleketi ya da kalbimizi derinden yaralayan meseleleri öfkelenmeye değer bulurum.
İnsan hayatını doğrudan ilgilendiren haksızlıklara; adaletsizliklere öfkelenir; bağırır çağırırım.
Sonuçta anlamışsınızdır, futbol benim öfke alanım değil.
On yıldır 90 Dakika programlarını izledikten sonra bana “mail” atıp neden konuları sesimi yükselterek ve güçlü biçimde tartışmadığımı soranların da anlamadığı şey bu işte!
Futbol benim gözümde bir rüya!
Güzel bir rüya!
Onu bir de kendi yorumlarım ve üslubumla kâbusa çevirmek istemedim hiç!
O yüzden de geçen 90 Dakika programında söylenenlerin ardından patlak veren “medya kavgası”nın içine balıklama dalıp kavgayı daha da büyütmeyi istemiyorum.
Ama salı akşamı Lig TV’de Şansal Büyüka’nın söylediklerine çok üzüldüğümü söylemek zorundayım.
***
Sevgili Şansal Ağabey!
Lig TV’deki açıklamanda yaptığın bel altı vuruşlara ve abartılarına hiç girmeyeceğim.
Benim söylemediğim sözleri, ben de söylemişim gibi aktarmanı, D-Smart’ın sözcülüğünü yaptığımıza dair garip iddialarını dert etmiyorum. İnan bana!
Bunları geçelim.
Neden arada “şarabın viskinin önünde, maç seyrediyorsunuz” gibi laflar sarf ettin, bilmiyorum!
Ama şimdi pişmansındır, bundan eminim.
Ben zaten ömrümde böyle maç seyretmedim; hani seyretsem ne olurdu ki! Ama yıllardır ha statta, ha ekran başında olsun, hep görev bilinciyle maç seyretmekten tükendim! Galiba hepimizin ağzındaki buruk tat; hatta zaman zaman asabımızın bozulması falan bundan!
90 Dakika programına yüklenirken laf arasına “NTV’nin patronu, yayın yönetmeni süper kaliteli insanlardır” türünde tatsız imalar sokuşturmak senin mesleki kariyerine, duayenliğine ve çok inandığım insani “kalite”ne uymuyordu ya, onu da geçelim!
Belli ki senin de canın çok sıkılmış!
***
Şimdi esas noktaya gelelim Şansal Ağabey!
Olay, program içinde spontan biçimde patlak verdi.
Kasımpaşa-Denizlispor maçında rüzgârın azizliğini ekrana getirebilir miyiz, diye sorduk Fuat’a..
O da tereddüt etti. Çünkü 90 Dakika programında üç büyüklerin maçları dışında maçları göstermek için ayrıca anlaşma yapmak ve 12 bin dolar daha ödemek gerekiyor.
Hıncal Ağabey ve Mehmet de “maçın özetini değil, sadece o rüzgârla ilgili bölümü göster; bu, haber amaçlı görüntüdür” diye iddia etti.
Uzun tereddütlerden sonra Fuat o bölümü ekrana getirdi.
Sonuç?..
Sen bas bas bağırıyorsun, “sıcak koltuklarınızdan yalan söylüyorsunuz, yalan konuşuyorsunuz, ayıp be” diye...
Ama aynı lafların arkasından biraz sonra şunu itirafı ediyorsun: “NTVspor 9 maçı da alıyor, NTV 3 maçı alıyor. Alın 9 maçı o zaman.”
Demek ki neymiş?
Fuat tereddüt etmekte, bizimkiler de eleştirmekte haklıymışlar!
Yalanın, doğrunun ne olduğunu bizzat senin sözlerin ortaya koymuyor mu be sevgili ağabeyciğim?
***
Genel Lig TV eleştirilerimize gelince...
Digiturk ile D Smart arasındaki çekişme beni ilgilendirmiyor. Ben ekrana gelen görüntüye bakıyorum.
D Smart nasıl Galatasaray-Leverkusen maçının naklen yayınını mahvettiyse, maalesef Lig TV de Süper Lig maçlarında aylardır çok ama çok düşük bir performans gösteriyor.
Gerçek bu!
Evet, maalesef gerçek bu!
Maçları yayınlayan ekibin çektiği çileler doğru! Ama mutfağa ait bu sorunlar müşterinin önüne gelen yemeğin lezzetsiz olmasını haklı gösterebilir mi?
Neyse...
Ah, bir bilsen Şansal Ağabey!
Bir bilsen; nasıl bütün bunları hiç yaşanmamış, bütün söylenenleri hiç işitilmemiş saymayı ne çok isterdim!
Bunu hâlâ becerebiliriz sanıyorum.
Saygılarımla... www.gazetevatan.com
