HAŞMET BABAOĞLU'NUN VATAN'DAKİ CEVABI:
Birol Güven'i "müşterileriyle" baş başa bırakıyorum
"Çocuklar Duymasın Kaldırılsın" başlıklı yazımı hatırlıyor musunuz?
(10 Ekim 2003) Her kesimden birçok insanın severek izlediği bu dizi
gerçekten kaldırılsın, demek istememiştim elbette. Pınar Altuğ
olayı çerçevesinde medyada oluşan şamatanın içimde biriktirdiği
öfkeyi anlatmak istemiştim.
Yoksa "o kaldırılsın, bu indirilsin, hot, zot..." yaparak
sıkıntılara, saçmalıklara, enayi yerine koyulmalıklara çare
bulunacağına inananlardan değilim. Yazılarımı az çok izleyenler
bunu herhalde çoktan anlamışlardır.
Benim kaldırılmasını istediğim "Çocuklar Duymasın" ve Pınar
Altuğ'nun özel hayatı çerçevesinde senarist Birol Güven'in sahneye
koyduğu diziydi!..
Bir yandan Pınar Altuğ'u "aman ha, Meltem karakterine aykırı bir
şey yapma, özel hayatına dikkat et" diye sıkıştırma...
Öte yandan yalan dolan, yaldız yıldız her türlü özel hayat
numarasının kameralara peşkeş çekilmesi...
Derken efendim halkın Meltem'le Pınar Altuğ'u bire bir aynı kişiler
sandığını düşündürtecek kadar ileri giden bir "sersemlik" ortamı
yaratma çabaları...
Ben işte bu "dizi" için "kaldırılsın" demiştim. Çocukların
duymadığı hiçbir şey kalmamıştı ve Birol Güven hâlâ izleyiciyi
garip manevralarla kandırmaya çalışıyordu.
Pınar Altuğ da bu baskılar karşısında şaçmaladıkça saçmalıyordu:
"Tony ile şimdi arkadaşız ama sonra aşık olabiliriz" türünden
yapımcı firmanın kararlarına endeksli laflar ediyordu.
Biz de bütün bu saçmalıklara maruz kalıyorduk. Üstelik ciddiye
almaya zorlanıyorduk.
Buna isyan etmiştim!
Birol Güven Aktüel dergisinde bana cevap vermiş. Yazısında tek bir
kelime adım geçmiyor!
Ama ilanlara "dizinin senaristinden Haşmet Babaoğlu'na cevap" diye
yazan dergi yöneticileri haklı. Yazısında adımı geçirmeyen (belki
"teknik hata" dır) Birol Güven bana bir mektup göndererek
söylediklerime cevap yazacağını önceden bildirmişti de, oradan
kalkarak yazıyorum.
Çocuklar Duymasın'ın senaristi Birol Güven özetle diyor ki...
Televizyon dizilerinde başarıyı yakalamanın olmazsa olmaz kuralı
kahraman yaratmaktır. Ve kahramanların özel yaşamı yoktur...
Kastettiği şu: Meltem'in kanlı canlı bir Pınar Altuğ'u
olamaz...
Suçu da halkın üzerine atıyor: "Toplum kahramanı böyle görmek
istiyor. Suçlusu ben değilim. Gündüz Vassaf'ın da dediği gibi bu
bizim totaliter eğilimlerimizden kaynaklanıyor olabilir, ama
yapacak bir şey yok. Bizim realitemiz bu.
Bir kere şunu söyleyeyim; araya Gündüz Vassaf'tan alıntılar sokmaya
hiç gerek yoktu! Eğreti duruyor. Çünkü bu durum sadece bizim
toplumumuza özgü değil. Bütün "ekransever" toplumlarda görülen bir
özellik bu.
Kaldı ki, olay Birol Güven'in dediği gibi "kahraman zina etmez,
ağzı kokmaz, yalan söylemez" düzleminde gerçekleşmiyor. Tersine
seyirci kahramanının zinasına, yalanına, ağız kokusuna da
bayılıyor; ama kendi istediği zinayı yaparsa, hoşuna giden yalanlar
söylerse, ağız kokusunu kendi yüzüne hohlarsa!..
Yani Pınar Altuğ, Teri, Ceri, Toni gibi adamlarla değil de, lafın
gelişi, Özcan Deniz le birlikte olsa seyircinin gözünde Meltem'in
yine aynı şekilde hırpalanacağına inanıyor mu Birol Güven? Hiç
sanmam. Belki dizi daha çok reyting bile alırdı!..
Neden kendimizi kandırıyoruz ki?
Kaldı ki, benim itiraz ettiğim nokta "kahramanlar şöyledir,
böyledir" noktası değil.
Birol Güven'in, oyuncusu Altuğ'a çeki düzen vermek için yaptığı
açıklamalarla toplumsal illüzyonu iyiden iyiye pekiştirmesine
itiraz ediyorum...
Bunun nedeni "müşteri mutluluğu"ymuş. Öyle diyor Güven.
İyi o zaman. Alıcıyla satıcıyı baş başa bırakıyorum, bu polemik
bile olmayan polemikten çekiliyorum...
Son noktaya gelince...
Birol Güven bana hitaben "müşteri mutluluğumuz ortak noktamız"
diyor bir yerde...
Yazdıklarımla "okur kitleme hoş görünmek istememem"den dem
vuruyor.
Benim müşterilerim yok, köşe yazıları bir üründen çok ama çok daha
fazla şeydir. Belli ki bunu anlayacak halde değil Güven...
Ve bir de şunu söyleyeyim: Benim okurlarımla anlaşmam çok
farklıdır; çoğu zaman yazdıklarımla onları "mutsuz" da
ederim...
Bu belki de Birol Güven'in pek aklının ermeyeceği bir şey!
HAŞMET BABAOĞLU, ´ÇOCUKLAR DUYMASIN´IN SENARİSTİNİ ´MÜŞTERİLERİ´ İLE BAŞBAŞA BIRAKTI
´Çocuklar Duymasın´ın senaristi Birol Güven ile Vatan yazarı Haşmet Babaoğlu arasındaki polemikte son nokta. Babaoğlu, Gündüz Vassaf´tan alıntı yaparak haklılığını haklılığını kanıtlamaya çalışan Güven´e son kez cevap vererek polemikten çekildi.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin