HANGİ KÖŞE YAZARI PLAKET YERİNE AĞAÇ ALDI

İşte kendisine plaket yerine ağaç verilen o köşe yazarı...

Google Haberlere Abone ol
HANGİ KÖŞE YAZARI PLAKET YERİNE AĞAÇ ALDI

MUTLU TÖNBEKİCİ / VATAN



Plaket yerine ağaç alan yazar


Bir Hasan Cemal olamayacağım için kimse 60. meslek yılımda benim için bir kitap hazırlamayacak.


Bir gazetenin genel yayın yönetmeni de olamayacağım muhtemelen. O nedenle yapmadığım genel yayın yönetmenliğimin 20. yılında benim için özel gazete de çıkmayacak.


Bugs Bunny kılığında bir film de çekmeyecek kimse benim için.


Gazeteciler cemiyeti, henüz benim farkıma varmadığı için (zira 15 yıldır basın kartımı almaya üşeniyorum, onlar da gazete okumuyor) bir ödülcük, bir mansiyoncuk, bir 15. yılı kutlaması yapmayacak. (“Neyine ödül verecez be...”)


Dahası her hangi bir üniversitenin hiç gazete dergi okumayan öğrencileri tarafından en sevilen yazar da seçilmeyeceğim hiçbir zaman.


Evimi kırmızı kutular içinde plaketler, çirkin camdan heykeller süslemeyecek.


Olsun varsın hiçbiri olmasın. N’apacam zaten o plaketleri, heykel zortlatmalarını... Toz yuvaları..


Bu sabah hepsinden daha şahane bir şey aldım.


Bir ağaç!



***


Hadise şöyle gelişti. Sabah gazetemizin genel yayın yönetmen yardımcısı Atilla Bey aradı. “Maltepe Belediyesi’nden sana bir erguvan fidanı yollayacaklarmış. Nereye yollasınlar?” diye sordu.


“İstanbul’da yaşanmaz diyenlere inat: Erguvan” diye yazdım ya pazartesi, demek ki hoşlarına gitmiş bir fidancık yollamak istiyorlar dedim. Ne güzel! Ne şahane!


Gazeteye yollasınlar, ben de zaten oraya gitmekteydim, atarım hafif ticarimin arkasına (esnaf cipi vosvagen kedüüü...) getiririm evime, koyarım balkonuma dedim. Evet balkonuma dedim. Bir gün zengin olunca da (emlak ilanında gördüğüm gibi yazarsam) “triblekis” (üç katlı denmek isteniyor herhalde) villamın bahçesine dikerim dedim. (Fakirin umut dünyası işte...)


“Tamam” dedi Atilla Bey, kapadı telefonu. Sonra gazeteye gittim. Pazar ilave için geçen gün beni alt üst eden Hintli masajcımla röportaj yapacağım. Tam danışmanın önündeyim, dışarıdan bir tangırtı tungurtu duydum. Kafamı çevirdim, pencerenin dışında bir takım dalların sağa sola savrulduğunu gördüm. Daha dikkatli bakınca dev bir ağacın kamyonetten indirildiğini gördüm.


“Bana fidan gelecekti, bunun konumuzla ilgisi yok” deyip yukarı çıkacaktım ki.. “Mutluaanım.. Bu size imiş” diye seslendiler arkamdan. Neöeeeh??? Aman tanrım. Fidan dedikleri bu mu?


“Evet” dedi kan ter içinde kalan güleç görevli “Sizin için en iyisini seçtik”


Ben diyeyim 3 metre, siz deyin 4!


Ne balkonu, ne terası! Ve... ne vosvogen kedisi?


Gazetem, kitabım, plaketim yok ama artık bir adet ağacım var! Hem de üzeri çiçekli bir adet erguvan!


Eve kendi imkanlarımla götürmeme imkan yok, rica ettim Arnavutköy’a bizim apartmanın önüne götürdüler.


Şu an okumakta olduğunuz yazıyı ağacıma baka baka yazıyorum.


Ucu benim balkona kadar değecek neredeyse!


Ve nasıl güzel!


Söyler misiniz hangi yazara AĞAÇ yolladılar şimdiye kadar! Bakıp bakıp gülüyorum


İşte dedim. Senin farkın da bu olsun. Plaket yerine ağaç yollanan yazar!


***


Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, hakikaten çok mutlu etti beni. İstanbul’da yaşanmaz diyenlere inat: Erguvan yazımı okumuş ve bana bir hoşluk yapmış.


Kendisine çok teşekkür ediyorum.


Cidden çok başka bir hediye olmuş. Plaketten, camdan uyduruk bir heykeldense bir ağaç almayı da bin kere tercih ettiğimi anladım.


Geriye bizim ev sahibini ikna etmek kaldı. Ne de olsa bahçe onun bahçesi..


***


Bu arada erguvan yazımda unutmuştum, sağ olsun bir okurum hatırlattı:


İstanbul’a erguvan ağacı diken bütün belediyelere İstanbul halkı adına teşekkür ederim. Çok şahane bir şey yapmışsınız. Hatta diyeceğim şu ki, nasıl sakura Japonya’nın simgesi ve şu günlerde onlar da sakura ağaçlarının çiçek açmasını kutluyorlar, biz de İstanbul’un resmi ağacı olarak erguvanı ilan edelim. Ve her nisan ayının son iki haftasını lale ve erguvan günleri diye kutlayalım. Erguvan ağacı İstanbul’un ağacı olarak bilinsin.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin