Salih Tuna/YENİ ŞAFAK
Hangi köşe yazarı hangi oyuncuyu çağrıştırıyor
Kıyısından köşesinden Yeşilçam tozu yutmuş olmanın da etkisiyle
olsa gerek, hemen hemen her köşe yazarının karşılığında bir
“oyuncu” gelir aklıma.
Mesela, Ertuğrul Bey'ciğim bana hep Aydemir Akbaş'ı
çağrıştırır!
Zavallı muhayyilem nerden, nasıl alaka kurmuş bir bilsem, size
de anlatacağım.
Aydemir Akbaş'ın “Bakımsız Tarzan”, “Lodos Zühtü” veya “Plaj
Horozu” gibi filmlerde canlandırdığı “karakterlerin” etkisi var mı
bunda, inanın bilmiyorum.
Aktör veya aktrislerle köşe yazarları arasında kurduğum
“irtibat” sadece “imaj” mahreçli değil elbette.
Çoğuyla olmasa da, fiziksel bir benzerlik kurduklarım var
aralarında.
Lakin…
Ertuğrul Bey'ciğimle Aydemir Akbaş arasında fiziksel bir
benzerlik olmadığı da ayan beyan ortada…
Şu gizli kalmasın ki; Türk sinemasına emek veren oyuncuların
şimdiki halleri “çağrışım alanımızın” büsbütün dışında.
Zaten birçoğu rahmetli oldu. (Amellerince rahmet dilerim
hepsine.)
“Çağrışım kapsamımıza” giren…
Tarkovsky'nin “Mühürlenmiş Zaman” ifadesinden mülhem söylersek;
oynadıkları filmlerle adlarını zihinlerinize “mühürledikleri”
halleridir.
Uzun lafın kısası: Kartal Tibet deyince aklınıza “Tarkan”,
Cüneyt Arkın deyince “Malkoçoğlu” gelecek.
Ediz Hun deyince de çevreci bir bilim adamı değil, Kerime
Nadir'den uyarlama Hülya Koçyiğit'li bir film gelsin
aklınıza.
Anlaştık mı?
Anlaştıysak başlayalım, diyeceğim, ama, şuncağızı da ilave
etmesem olmaz:
Kimi köşe yazarları kimi oyunculara, kimi oyuncular da kimi köşe
yazarlarına benzetilmekten hazzetmeyeceklerini tahmin ediyorum.
(Aramızda olmayan oyuncuların bundan sebep muazzep ettiğim
ruhlarına tekrar rahmet dilerim.)
Gelgelelim “çağrışımdan” da sual olunmaz.
Çünkü kaş gözden giyim kuşama, jest mimikten eda endama kadar
her şey kapsama alanında.
Neyse, lafı çok uzattık; Ertuğrul Bey'ciğimi Aydemir Akbaş'a
benzetmiştik; kaldığımız yerden devam edelim:
Mehmet Barlas / Hulusi Kentmen. ( Allah'ım, her karakol amiri
Hulusi Kentmen gibi olsa! )
Umur Talu / Kadir Savun ( Adamlığından mülhem, ölene kadar hep
“Kadir Baba” denildi ona. )
Haşmet Babaoğlu / İzzet Günay ( En beğendiğim oyuncudur;
sevildiğini bil Haşmet abi. )
Ahmet Hakan / Kuzey Vargın ( Bir dönem hep iyi adam rolleri
oynardı. Artık susmak istiyorum.)
Yılmaz Özdil / Yılmaz Köksal (Yoo, isim benzerliğinden değil;
birinin yazıları hareketli, diğerinin canlandırdığı
“tip”ler.)
Yavuz Donat / Süleyman Turan. ( Eminim sizce de budur. )
Özdemir İnce / Danyal Topatan. ( Hey gidi günler, hey gidi
“Camoka!” )
Bekir Coşkun / Feridun Karakaya. ( Ne diyeyim; hayırlı olsun.
)
Ali Bulaç / Uğur Yücel.( “Muhsin Bey”i izlemediniz galiba.
)
Ahmet Taşgetiren / Nubar Terziyan ( Sinema hayatı boyunca hep
yardım ve iyilik yapmak için yaratılmış “tipleri” canlandıran başka
bir oyuncu yoktur galiba. )
Can Dündar / Mahmut Tuncer. ( İstem dışı bu çağrışımdan dolayı
ikisinden de özür dilerim.)
Mehmet Yakup Yılmaz / Nuri Alço. ( Ne alakası varsa! )
Oktay Ekşi / Erol Taş ( Ah o “Susuz Yaz”…)
Oray Eğin / İsmet Ay. ( Akıl yaşta değil…baştadır.)
Yiğit Bulut / Tamer Yiğit ( Kulağa hoş geliyor; belki ondandır.
)
Ruhat Mengi / Suzan Avcı ( Ama gençliği…Yahu elbette Suzan
Avcı'nın gençliği.)
Pakize Suda / (zaten) Pakize Suda.
Balçiçek Pamir / Zeynep Değirmencioğlu. ( “Ayşecik”, yani, bir
nevi saflık. )
Cengiz Çandar / İhsan Yüce. ( Ah, sen ne mükemmel bir oyuncuydun
İhsan abi! )
Gördüğünüz gibi liste uzun…
Daha, Ahmet Altan / Ekrem Bora; Reha Muhtar / Yunus Bülbül; Emre
Aköz / Yusuf Sezgin; Murat Belge / Yavuzer Çetinkaya ; Murat
Bardakçı / Hüseyin Baradan gibi bir yığın “ikili” var.
İyisi mi şimdilik burada keselim; zira yerimiz kalmadı. Başka
zaman devam ederiz nasılsa.