HAKKI DEVRİM'DEN EMİNE ERDOĞAN'A TAVSİYE

HAKKI DEVRİM'İN RADİKAL'DE YAYINLANAN YAZISI:

Alışmalısınız Emine Hanım!

Başbakan'ın eşi, hali tavrı, giyimi kuşamıyla konuşulur mu? El cevap: konuşulur! Her yerde, her zaman konuşulmuştur ve konuşulacaktır.
Karamanlis'in eşi Natasa Hanım, Erdoğan'ın eşi Emine Hanım'ı elinden tutmuş Akropolis'te gezdiriyor. Emine Hanım'ın kıyafeti, bu arada özellikle sivri uçlu, yüksek topuklu ayakkabıları (çizme diyen var) dikkati çekti.
Ertuğrul Özkök, kıyafetini eleştirdiği hanıma saygıda kusur etmeksizin, düşündüğünü yazdı.
Onu rahatsız eden Emine Hanım'ın yüksek topukları değil, böyle bir ayakkabıyla türban takmış olmasıydı. Modacıların nedense ellerini türbana değdirmemelerinden şikâyet etti. Aslında modacılar (bu arada benim bildiğim Yıldırım Mayruk ve Cemil İpekçi), görevi saçları örtmekten ibaret olmayan türban modelleri de çizmiş ve defilelerinde sergilemişlerdi. Pek iltifat eden olmadı.
Ertesi gün Ayşe Arman girdi devreye. Onun da niyeti Emine Hanım'ın kıyafetini eleştirmek ve kendisine «birilerine danışması gereğini» hatırlatmakmış.
Yayın Yönetmeni kadar kibar olamayacağını peşinen söyledikten sonra derdini, «fena halde rüküş», «huzursuzluk, rahatsızlık, acıma, utanç, üzüntü» verici hal, «Allah aşkına işin ne?», «Yürüyemezsin tabiî, birinin seni elinden tutması gerekir tabiî», «Dahası komik olursun», «altı kaval üstü şişhane», «acayip demode» gibi deyişler ve senli benli hitaplarla ifadeye çalıştı (Hürr., 10 mayıs).
Kıyafet zarafet işidir. Bu haslet, yazarken de işe yarayabilir.
Bu konuda zevkine güvendiğim bir dostuma danıştım. İki renkli siyah beyaz mantoda tenasüp (orantı) hataları var, biraz da dar, dedi; yastık kılıfı gibi, bedeni biraz zorlamış. Ayakkabılarda neyi beğenmediklerini anlamadım. Herhalde otelinden kır gezintisine gidiyoruz diye çıkmamışlar.
Şunu da ekledi:
– Ben Ayşe Hanım'ın bir gün önce mülakat yaparken çekilmiş fotoğrafını da gördüm aynı gazetede. Kot pantolonla çok yüksek ve ince topuklu ayakkabı giymek de nihayet, rüküşlüğün moda haline gelmiş belirtilerinden biridir.
*
Emine Hanım'a diyeceğim.
Televizyon için beni ilk boyadıklarında ne yapacağımı şaşırmış, gömleğimi, mendilimi berbat etmiştim. Seyirci huzuruna çıkarken, aktörler gibi bizi de boyamaları gereğine zamanla alıştım.
Siz de bir tür sahnedesiniz. İstemeseniz de seyredileceksiniz. Dediklerini yapmaya, yerleşik zevkleri sizden iyi bilenlere danışmaya ve alışmaya çalışın!