FATİH ALTAYLI / HABERTÜRK
Uydurma bir haberin perde arkası
CUMA akşamı geç saatte Ajans HABERTÜRK Genel Müdürü Ramazan
Kurnaz aradı.
Gülmekten kırılıyor.
"Yarın pek çok gazetede Cem Garipoğlu'nun yakalandığı haberi
olacak. Sakın şaşırmayın. Ama öyle bir şey yok" dedi.
Anlamadım.
"Öyle bir şey yoksa nasıl olacak" dedim saf saf.
Ramazan gülmekten yanıt veremiyor.
Sonunda anlattı.
HABERTÜRK yayına başladığı günden beri Türk basınında en fazla
"atlatma" dediğimiz türden haber yapan, yani diğer gazetelerin
ulaşamadığı haberleri bulup çıkaran gazete.
Bu yüzden de diğer gazeteler sürekli bizi takip ediyor, bizim
haberleri bizden bir gün sonra yapıyorlar.
Hal böyle olunca yorulmuşlar. Haber peşine düşeceklerine, bizim
peşimize düşmüşler. Bizim muhabirlerden haber sızdırmaya
çalışıyorlar.
Bizimkilerden biri de dün bir şaka yapıyor ve Cem Garipoğlu'nun
yakalandığını söylüyor.
Ramazan bunu anlatınca, "Yok canım, bizim muhabirden duyduklarını
haber yapmazlar" dedim.
Pek çok gazete bu haberin üzerine balıklama atlayıp dün temkinli
ifadelerle de olsa bu manşetle çıktı.
Oysa ortada böyle bir şey yok.
İstanbul Emniyeti, Cem Garipoğlu'nu yakalamak üzere, bu doğru ama
daha yakalamadı.
Ama bizim muhabiri haber kaynağı yapanlar, "HABERTÜRK muhabiri
söylüyorsa doğrudur" deyip bizimkinin şakasını manşetten haber
yapıyorlar.
Sabah gazeteleri görünce gözlerime inanamadım.
Habertürk adına gurur duydum ama gazetecilik adına utandım.
Anladım ki, gazetecilik gerçekten bitmek üzereymiş.